Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi Koordinatörü avukat Serap Yiğit Erkuş, Türkiye'de 2015'in ilk 11 ayında 255 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü, 112 kadının da tecavüze uğradığını söyledi. 'Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü' nedeniyle Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi Koordinatörü avukat Serap Yiğit Erkuş tarafından basın açıklaması yapıldı. Diyarbakır Adliyesi önünde yapılan basın açıklamasına çok sayıda avukat katıldı. Türkiye'de 2015'in ilk 11 ayında erkeklerin 255 kadını öldürdüğünü, 112 kadına tecavüz ettiğini, 157 kadının fuhuşa zorlandığını, 319 kadının ise yaralandığını belirten Erkuş, 319 kadının da şiddet olaylarında yaralandığını kaydetti. 2015 yılında 179 kadının taciz edildiğini belirten Erkuş, 3 yılda bir bin 134 kadının katledildiği korkunç bir tablo ile karşı karşıya olunduğunu belirtti. AİHM'DEN AİLE İÇİ ŞİDDET KONUSUNDA CEZA ALAN İLK ÜLKE TÜRKİYE Son 5 yılda 5 bin 442 kadının hukuki destek almak için Diyarbakır Barosu'na başvurduğunu belirten Erkuş, şöyle dedi: "Başvuran kadınların yüzde 5'i cinsel, yüzde 13'ü duygusal, yüzde 14'ü ekonomik, yüzde 16'sı fiziksel, yüzde 6'sı kültürel, yüzde 15'i sözel şiddete maruz kaldığını söylemiş, yüzde 12'sinin tehdit aldığı ortaya çıkmıştır. Başvurucuların yüzde 15'i ise maruz kaldığı şiddet türünün ne olduğu konusunda sessiz kalmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden aile içi şiddet nedeniyle ceza alan ilk ülke Türkiye'dir. Bu cezanın alınmasını neden olan kişi devlet tarafından korunamamasına bağlı olarak eşi tarafından öldürülmüş bir kadındır. Sadece 2014 yılında 23 kadının geçici koruma tedbiri altındayken korunamayarak öldürüldüğü devlet makamlarınca paylaşılmıştır. Şiddetten kaçan kadın yargıya sığınmak istemekte, ancak yargının şiddetiyle de karşı karşıya kalmaktadır. Yakın bir zamanda Ergani ilçemizde Hacer Aldak 11 defa adli ve kolluk makamlarına şikayetçi olmuş, defalarca koruma kararları almış, kendisi sığınma evlerinde, çocukları ise yurtlarda kalmış ve en sonunda bu kısır döngü içinde koruma kararı olmasına rağmen kocası tarafından vahşice katledilmiştir.Çermik ilçemizde eşi tarafından katledilen Meryem Yılmaz dosyasında da sanığa 'Haksız Tahrik' ve 'Saygın Tutum' indirimi uygulanmıştır. Sadece sanık beyanlarına itibar edilerek adeta hukuk katledilmektedir. Kadına yönelik şiddet ve kıyım dosyalarının hiçbiri tek bir kadının davası değildir. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma Ve Uygulama Merkezi olarak kadına yönelik şiddet ve kıyım dosyalarında katılma taleplerimiz mahkemelerce suçtan doğrudan zarar görme ihtimali bulunmadığı gerekçesi ile reddedilmektedir." Cinsel saldırı mağdurlarının suç sayılan eylem sonucu gebeliklerine isteklerine rağmen son verilmemesinin başka bir şiddet biçimi olarak kadınların karşısına çıktığını vurgulayan Erkuş, "Aldatılma şüphesi, barışma isteğinin reddi, kadının boşanma isteği ve namus ya da töre adı altında erkeğin gerekçeleri temel alınarak yürütülen bir yargı sistemi ile karşı karşıyayız. Bu kısır döngü içinde yanlış uygulanan haksız tahrik ve iyi hal indirimleri ile sanıklar adeta ödüllendirilmekte ve kadına yönelik şiddet meşrulaştırılmaktadır. Yasalar, cinsiyetçi bir zihniyetle uygulanmaktadır" dedi.
Editör: TE Bilisim