Diyarbakır’da 28 Şubat postmodern darbesinin yıl dönümünde açıklama yapan mağdur aileler, seslerinin duyulmasını ve mağduriyetlerinin giderilmesini talep etti. Diyarbakır’da faaliyet yürüten İnsan Hakları Cemiyeti 28 Şubat postmodern darbesinin yıl dönümü nedeniyle basın toplantısı düzenledi. Cemiyet binasında yapılan basın açıklamasına İnsan Hakları Cemiyeti Başkanı Mehmet Karadağ, cemiyet yöneticileri ve 28 Şubat mağduru aileler katıldı. Aileler adına açıklama yapan Karadağ, 28 Şubat’ın bir zulüm süreci olduğunu belirterek, “Halkın iradesini ve değerlerini hedef alan darbeler, hakkın, hukukun bertaraf edildiği zulüm ve baskının yegane yol ve yöntem olarak uygulandığı süreçleri beraberinde getirmiştir. Darbeci zihniyetin bu değişmez karakteri Cumhuriyet tarihindeki tüm darbe ve müdahalelerde bariz bir şekilde tezahür etmiştir. Bu açıdan değerlendirildiğinde 28 Şubat süreci de bir zulüm sürecinden başka bir şey değildir. Bu süreçle sadece siyaset değil toplumun tüm değer ve dinamikleri değiştirilmek dönüştürülmek hedeflenmiştir. İdeolojik ilke ve söylemlerle, dayatma ve zorlamalarla toplumun tümü zulüm cenderesine sokulmuştur. 28 Şubatla başlayan zulüm süreci toplumsal travmalara, yıkımlara yol açmıştır. Özellikle dindar kesimlere yönelik haksız ve hukuksuz uygulamaların etkisi halen devam etmektedir. En önemlisi ise 28 Şubatın brifing ve talimat yargısı ile mahkum edilen binlerce mağdurdan yüzlercesi halen cezaevlerinde tutulmaktadır. Bu katmerli mağduriyetin izalesi noktasında sorumluluk başta hükümet olmak üzere karar ve icra makamlarınındır. Bu sorunu çözmek, emperyalist tezgah olan 15 Temmuz darbe kalkışmasına karşı en etkili direnişi ortaya koyan dindar/muhafazakar kesime karşı hükümetin boynunun borcudur. Bizatihi darbelerin hedefi ve mağduru olan Cumhurbaşkanından mağduriyetin giderilmesi yönünde iradesini kullanması beklentisi toplumsal bir talebe dönüşmüştür” dedi. Komisyon kurulması talebi İslami aidiyet ve faaliyetleri suç addedilerek hukuksuz yargı süreciyle mahkum edilmiş ve cezaevinde çürümeye terk edilmiş mağdurların dosyalarının kurulacak bir komisyon marifetiyle incelemeye alınmasını isteyen Karadağ, şunları kaydetti: “Zindan mağduriyetinin giderilmesi için adımlar acilen atılmalı, gerekli yasalar veya Kanun Hükmünde Kararnameler çıkarılmalı, gerekiyorsa yeniden yargılama yapılmalıdır. Askeri ve sivil unsurları ve uzantılarıyla tüm darbecilerden hesap sorulmalıdır. 28 Şubat fişlemeleri baz alınarak yapılan güvenlik soruşturmalarından vazgeçilmelidir. 28 Şubat zulüm sürecinin cezaevinde unutulan mağdurlarına kayıtsız ve duyarsız kalınmasının en azından zulme rıza olacağı unutulmamalıdır.” “Bizlere ses verin” Oğlunun bir gün okuldan alınarak götürüldüğünü kaydeden anne Ayhan Elaltuntaş, “Oğlum 25 yıldır cezaevinde. Şuan oğlum cezaevinde hasta. Babası bu halde dayanamadı vefat etti. Oğlum ne yaptı, hatası ne, günahı ne? Okuldan alıp götürdüler bir daha da bırakmadılar. FETÖ’nün mağduru olduğumuzu Cumhurbaşkanı çok iyi biliyor. Onlar dışarda ellerini kollarını sallayarak gezip tozuyorlar bizim evlatlarımız içerde hala mağdur durumda. Bunu hiçbir şekilde kabule demiyoruz Cumhurbaşkanım. Sizden tek ricam evlatlarımızı artık bırakınız. Rica ediyorum Cumhurbaşkanım bizlere ses verin” diye konuştu. Babasının müebbet hapis cezasına çarptırıldığını ve 17 yıldır cezaevinde olduğunu ifade eden Özlem Tutar Bayancık ise şunları söyledi: “Babam şuanda 63 yaşında ve birçok kronik hastalığı olan bir insan. 17 yıl az bir zaman değil bir hayattır. Bunun bize yaşattığı maddi sıkıntıları ben size saatlerce anlatabilirim ama hiçbiri babamla 17 yıldır aynı sofraya oturamayışımızın karşılığı olamaz. Hiçbiri 17 yıldır bayramda babamın elini öpmeyişimle kıyaslanamaz.”
Editör: TE Bilisim