MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD’nin Suriye’den çekilme kararının bir oyun, stratejik bir oyalama olduğunu belirterek, "ABD ne yaparsa yapsın, kim ne derse desin, Türkiye Fırat’ın doğusuna hak için, adalet için, hukuk için, beka için, mazlumların güvenliği için girmeli, gereğini yapmalıdır" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Devlet Bahçeli, ABD'nin Suriye'den çekilecekleri yönündeki açıklamalarının tutarsız olduğunu söyleyerek Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın İsrail’de yaptığı açıklamada "Kuzey Suriye’den çekilmek için bir takvim yok. Çekilmenin gerçekleşmesi IŞİD kalıntılarının temizlenmesi ve Türkiye’nin ABD’nin müttefiki Kürt savaşçıların can güvenliğini garanti etmesine bağlıdır" açıklamasını hatırlattı. Bahçeli şöyle konuştu: "Fren tutmayan bu doğan görünümlü şahin, Ankara’nın ABD ile tam koordinasyon halinde olmadığı sürece Suriye’ye askeri harekât yapmamasını zehirli bir dille beyan etmiştir. Bolton musun, Dalton musun bilmem; ama şunu açıkça sorarım; Türkiye bağımsız ve egemen bir devlet olarak neyi nasıl yapacağını sana ve patronlarına mı soracaktı? Bu ne küstahlıktır, nasıl bir terbiyesizliktir? Kürtleri koruyacaklarmış, Kürtlerin Türkler tarafından katledilmemesini güvenceye alacaklarmış, müttefikleri Kürt savaşçılarmış. Trump’a diyorum, Pompeo’ya sesleniyorum, Bolton’a duyuruyorum; müttefiki olduğunuz insan kasaplarının, bölücü hainlerin Kürt kökenli kardeşlerimizle en ufak ilgi ve alakaları kesinlikle yoktur. Bunlar teröristtir, katildir, canidir, görüldükleri yerde imhaları vaciptir. PKK/YPG’yi Kürt kökenli kardeşlerimizle ilişkilendirmek ahlaksız bir sapmadır, adi bir saptırmadır, alçak bir sapkınlıktır. Gerek ülkemizde, gerek Suriye’de, gerekse de Irak’ta yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimize sevgi ve hürmetimiz tarifsizdir. Onlarla hiçbir alıp veremediğimiz yoktur, olamayacaktır. PKK/YPG başka, Kürtler başkadır. Bunun ikisini karıştıran, doğruyla yanlışı birbirine katan, teröristlere Kürt yakıştırması yapan ABD, sap yiyip saman öğütmektedir." "Kürt kökenli kardeşlerimizi kullanan, istismar eden, emperyalizme kul köle olmalarını temine çalışan ABD zihniyeti, Türkiye düşmanlığı güzergâhında süratle mesafe almaktadır" diyen Bahçeli şöyle devam etti: "Bu akıl dışılıktır, ahlak dışılıktır, kanun dışılıktır. ABD, teröristlerle müttefik olduğunu iddia ediyorsa, o zaman Türkiye’yle olan müttefiklik hukukunu çiğnemekte, NATO şemsiyesi altındaki birlikteliği hiçe saymaktadır. Bundan sonra birbirimizin yüzüne nasıl bakacağız? Zaten ağır hasarlı olan NATO’nun devamını müteakip süreçte nasıl sağlayacağız? Uluslararası hukukun varlığından nasıl bahsedeceğiz? Şayet konu Kürt kökenli kardeşlerimiz ise, onları Washington değil, Brüksel değil, Paris değil, Berlin değil, Londra değil; tarih şahittir ki Ankara sevecek, Türk milleti ölüm pahasına kucaklayacaktır. Kürt kökenli kardeşlerimize Trump ve evangelist kadrosunun muhabbeti yalandır, riyadır, sahtedir, aslı astarı yoktur. Türkiye’yi Kürtlerle mücadele halinde göstermek ne adamlıktır, ne insanlıktır, ne dostluktur, ne hakkaniyettir, ne de şerefli bir duruştur. Teröristlerin Kürt olarak gösterilmesi tam bir bühtandır. Nitekim teröristin Türkü- Kürdü olmaz, Sünnisi- Alevisi olamaz. Terörist teröristtir, insan yerine bile konulamayacaktır." Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 12 Aralık 2018 tarihinde Fırat’ın doğusuna yönelik harekâtın birkaç gün içinde başlayacağını duyurması, ardından 14 Aralık 2018’de ABD Başkanı ile yapmış olduğu telefon görüşmesinin zincirleme sonuçlara kapı açtığını ifade eden Bahçeli, "ABD’nin Suriye’den çekilme kararı oyundur, stratejik oyalamadır. FETÖ’yü anlamak, FETÖ’yle ilgili bilgi almak için Pensilvanya’ya gitmek yerine Ankara’ya heyet gönderen ABD, Türk milletinin aklıyla, havsalasıyla alay edecek noktaya düşe kalka sürüklenmiştir. IŞİD’i kimin kurduğu, hangi amaçlar için kullandığı, işi bittikten, kanlı görevi tamamlandıktan sonra kimlerin kenara çektiği basireti olan herkesin az çok malumu olduğu bir gerçektir. Sınırlarımızın diğer yakasında her gün bir terör çetesi ortaya çıkmakta, örgüt bünyeleri arasında nakil işlemleri yapılmakta, ilişki ağları, çıkar bağlantıları sürekli değişmekte, dönüşmektedir. ABD’yle IŞİD’in, ABD’yle PKK/YPG’nin irtibat ve illiyet bağını görmezden gelmek için ya kör, ya sağır, ya da şuur kaybına uğramak yeterlidir. ABD’nin bir yere gittiği falan yoktur, gitmeye niyeti de yoktur. Ya vekâlet yoluyla, ya taşeronlar vasıtasıyla, ya da kumanda ettiği aciz ve tutsak alınmış bölgesel güçler kanalıyla her yere nüfuz etmiştir. Şurası açıktır ki, Türkiye’nin kararlı tutumu, tavizsiz duruşu, askeri gücünün yanı sıra siyaset ve diplomasideki başarısı ABD’nin hesaplarını yeni baştan gözden geçirmesine muhakkak yol açacaktır" dedi.
Editör: TE Bilisim