Adalet Bakanı Abdulhamit Gül; ""Türkiye, hiç bir zaman uluslararası hukukun, mahkeme kararlarının ve iade kararlarının üzerine yatan bir ülke olmamıştır. Ama aynı tavrı demokrasinin, hukukun savunucusu ülkelerden bu tavrı göremiyoruz" dedi. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “1. Uluslararası İnsan Hakları Sempozyumu"na katıldı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "İnsandan bahsediyorsak ve ilişkileri hukuk çerçevesinde görüyorsak, bir canlının hakkını da bilmemiz gerekir. İnsanı merkez almayan, insanı ve haklarını dikkate almayan her medeniyet yıkılmaya mahkumdur. Toplum medeniyet ve devletler ancak insan haklarıyla kalkınır ve gelişir. İnsan, diğer tüm insanlara karşı sorumludur. İnsan, etrafındaki tüm yaşananlardan ve hadiselerden sorumludur. Onların varlığını korumak zorundadır. Medeniyet ve insan anlayışımızın billurlaştığı metin olan Veda Hutbesi, ‘Ey insanlar!’ diye hitap eder. İlahi kitabımız Kur’an-ı Kerim, ‘Ey insanlar!’ diye hitap eder. Çünkü dini ne olursa olsun kimliği inancı insan haklarının ya da bu konudaki ontolojik varoluşsal bütün meselelerin muhatap insanın kendisidir. Bu konuda bir cinsiyet, din, mezhep ayrımıyla, etnik bir yapı boyutu ile bakılırsa burada asla yol alınamaz. İşte o nedenle muhatabımız ‘Ey insan!’ ve insanın haklarıdır" dedi. “Denize dökülen sessiz kalan batının cesedidir” diyen Bakan Gül; "Botları delerek mültecileri denizde boğan, göçmenlerin cesetlerini düşüren bu anlayış bu sözde çağdaş Batı uygarlığının eseridir. Akdeniz’in soğuk sularına vuran göçmenlerin cesedi değil, bu katliama sessiz kalan sözde çağdaş Batı uygarlığının cesedidir. Akdeniz’in soğuk sularına vuran, göçmenlerin ya da Aylin bebeğin cesedi değil, insanlık dramına sessiz kalan sözde çağdaş uygarlığın cesedidir" şeklinde konuştu. Türkiye’nin insan hakları ihlaline uğramış kim varsa ona ana kucağı olacağını söyleyen Adalet Bakanı Abdulhamit Gül Bütün dünya sessiz kalsa da, Türkiye insan hakları ihlallerine sessiz kalmayacaktır. İhlale kim maruz kaldıysa Türkiye ana kucağı olmaya devam edecektir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye, bu konudaki ezberleri bozacak ve tarihe geçecektir. İleride ‘2000’li yıllarda insan hakları ihlalleri ve zulüm vardı ama mazlumlara kimliğini sormadan kucak açan da bir Türkiye bir Recep Tayyip Erdoğan vardı’ denilecek. Türkiye olarak bu konuda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu. ‘Dünya 5’ten büyüktür sözünün doğruluğu aşikardır’’ diyen Bakan Gül; "Bugün, hukukun gücü değil gücün hukuku, hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukukunun olduğu bir dünyada maalesef bir insan hakları dramı yaşıyoruz. İkinci dünya savaşından sonra egemen güçlerin oluşturduğu, güçlülerin sözünün dinlendiği bir uluslararası bir yapının sürdürebilir bir yapı olmadığı aşikardır. O nedenle Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Dünya 5’ten büyüktür’ sözü bütün dünyanın egemen güçlerine, siz insan haklarını, temel hakları, mazlumların hakkını koruyamayacaklarını söylemesi işte bu amaca matuftur. Birleşmiş Milletlerin bu yapısı sürdürülebilir bir yapı değildir. 5 devlet bir tarafa diğer bütün devletler bir tarafa anlayışıyla; benim terörüm, onun terörü, iyi terörist, kötü terörist ayrımıyla bu dünyada insan hakları tam olarak egemen bir şekle kavuşamaz. Biz Türkiye olarak dünyada sessiz yığınların sesi olduğumuzun farkındayız. Bugün yapmış olduğumuz tüm mücadele sadece Türkiye için değil tüm dünya insanlara karşı bir ödevi ifa etmek içindir" dedi. ‘’Türkiye’nin tüm terör örgütleri ile mücadelesini karşılıksız sürdüren tek ülke olduğunu söyleyen Bakan Gül;"Terör insanların yaşam hakkına bir tehdittir. Bu bakımdan terörle mücadele sadece bir ülkenin mücadelesine bırakılacak bir durum değildir, bu konuda teröre karşı küresel bir mücadele gerekmektedir. Ama konuda da bütün terör unsurları ile tek başına mücadele eden tek ülke Türkiye’dir diyebiliriz. Türkiye, FETÖ, PKK, DEAŞ başta olmak üzere; diğer bütün terör örgütleriyle hukuk çerçevesinde mücadelesini vermektedir. Fakat konuda dünyada bazı ülkeler, örgütlerden faydalanma durumlarına göre, terör örgütü ile mücadelelerini siyasi ve kategorik bir şekilde yapmaktadır. Türkiye, hiçbir zaman uluslararası hukukun, mahkeme kararlarının ve iade kararlarının üzerine yatan bir ülke olmamıştır. Ama aynı tavrı demokrasinin, hukukun savunucusu ülkelerden bu tavrı göremiyoruz. Ama bu bizi hukuktan, hukukun üstünlüğüne olan inancımızdan vazgeçirmeyecektir" şeklinde konuştu. Türkiye’nin eski günlere dönmeyeceğini de belirten Bakan Gül; "Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz, Türkiye eski günlerine geri dönmeyecektir’Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde, demokrasinin gelişimi, insan haklarının korunması konusunda çok önemli yol kat etti. Ülkemizde 2002 ile başlayan sessiz devrimle demokrasiyi güçlendirdi. İnsan hakları ve çoğulculuğu geliştirdi. Ret, inkar ve asimilasyon politikalarını tarihin çöp kutusuna attı. Dini, inançları, yaşam tarzları sebebiyle ötekileştiren tüm bu korku siyasetini ortadan kaldırdı. Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz. Türkiye tekrar o ırmağa girmeyecek. Türkiye’yi kimse eski Türkiye’ye dönüştüremeyecek. Türkiye hakkına hukukuna demokrasisini geliştirerek sahip çıkmıştır ve daha da artırarak devam edecektir. Türkiye her kim olursa olsun, kişinin tüm özgürlüklerini koruyacak demokratik mekanizmalara sahiptir. Türkiye geriye değil, ileriye gidecek bir yaklaşım içerisindedir. Diline, ırkına, yaşam tarzına bakılmaksızın herkes, Türkiye’de eşit haklara sahiptir. İnşallah bunu hep beraber koruyup, geliştireceğiz" ifadelerini kullanan Gül, Türkiye’nin bu bağlamda asla taviz vermeyeceğini belirtti. Yerli ve yabancı birçok temsilcinin katıldığı sempozyum, 6-7 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek ve 6 oturumdan oluşacak.
Editör: TE Bilisim