Günlük yaşamımızı ya  doğrular yaparak, ya da yanlışlar yaparak idame ettiririz. Kimi zaman doğru hamleler yapar hayatımızın gidişatını iyi yönde değiştiririz. Kimi zaman da doğruların dışına çıkıp,  yanlışlar yaparak  hayatımızı, içinden çıkılmaz bir hale dönüşürerek kafamızı karıştırırız. Hayatta, eğer kişi kendi aklını doğru  kullanamazsa, yanlış kullandığı akıl  insanlara pek çok yanlışı yaptırmaktadır. Hayatımız ise pek çok yanlışlarla dolu. Bazen yaptığımız yanlışları ayırdedebilme şansına sahip olamayabiliyoruz. Zaten yanlışları ayırdedebilme yeteneğine sahip olsaydık eğer, dünya güllük gülistanlık olurdu. Bu kadar kötü durumları yaşamaz, kaos içinde kalmazdık. Savaşlar olmazdı. Herkes birbiri ile iyi anlaşırdı. Yapılan pek çok akıllıca faaliyet iyi yönde ilerler, insanlığın hizmetine sunulurdu. Akıllıca davranan kişi bir başkasının yaptığını yapmak ya da yanlışların peşinden gitmek yerine araştırmaya ve bilimselliğe önem verir. Bir insan yanlışlığa düşmeye görsün. O zaman durum daha da kötü bir hal alır. Pek çok kişi yanlış yapanın ardından gitmez. Yanlışlığı ancak doğruyu kabul etmeyenler kabul eder. Doğru yapılan hareketler insanların  ayakta daha sağlam kalmasını sağlamaktadır. Hayat da kişilerin diz kapakları gibidir. Diz kapaklar zarar gördüğünde insan yürüyemez.  Bu durum insanlar için felaket olur. Hayat kabusa döner. İstedikler hiç bir unsuru yerine getiremezler. Hayat böylece çekilmez olur. Bir çok unsuru eksik yaparlar. Diz kapakların birden çöküşü ve yerinden zararlı bir şekilde oynaması vücuda büyük bir acı ve ızdırap verir. Yanlışları da diz kapaklara verilen zarar olarak kabul edersek eğer, doğruları da diz kapaklarımızın sağlıklı olması ile değerlendirirsek, işte o zaman hayatın temel unsurlarından biri olan aklı  ona göre değerlendiririz. Tıpkı hayatımızda oluşturduğumuz güzellikler ve kötülükler gibi. Biz yaşadığımız sürenin içine hangi güzellikleri sığdırırsak o derece hayat muhteşem olur. Yapmamız gerekenleri yapmak hayat felsefesi olur. Ne kadar kötü durumları hayatımıza yerleştirirsek durumumuz o kadar kötü bir hal alır. İnsan; talihsizlikten ve mutsuzluktan değil, akılsızlıktan korkmalı. Akılsızlık insan başına türlü türlü belalar açar. Olmadık yaralara sebebiyet verir. Hayatı olumsuz yönde etkiler. Akıllıca hareket ettiğimizi düşünürken, bir de bakmışız ki yanlışın tam da içinde hareket ediyoruz. Bu bizde durum geri dönüşü olmayan yara açar. Akıllıca yapılan projeler, hem devletimize,  hem de milletimize fayda getirir. Kişinin ileride kariyer sahibi olmasına büyük katkı sağlar. Akılı insanlar devlet yönetir. Şirket yönetir. Kendi beynine hükmetmesini bilir. Hayatı olgunlukla karşılar. Adımları hayat içinde net, vatanı ve milleti içindir. Bu şekilde davrananlar çevreye zarar vermezler. Hayata karşı daha duyarlıdır. İnsanlığın geleceği için aklını kullanır. Her yaptığı uygulama mantık çerçevesindedir. Kişilik ve karakter en önemli unsurlardan biridir akıl.

Editör: TE Bilisim