Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı ve Demokratik Yerel Yönetimler Birliği Eş Başkanı Fırat Anlı ile Çimen Işık, çatışma, ölüm, öldürme ve siyasi operasyonlarla muhalefeti bastırma yönteminden yol yakınken dönülmesini, tutuklanan belediye eş başkanlarının, meclis üyelerinin ve parti yöneticilerinin serbest bırakılmasını istedi. Demokratik Yerel Yönetimler Birliği Eş Başkanları Fırat Anlı ile Çimen Işık tarafından yapılan yazılı açıklamada, barışa en yakın olunan günlerden, ülkenin dört bir yanından cenazelerin kaldırıldığı, keyfi gözaltı ve tutuklamaların yaygınlaştığı, “özel güvenlik bölgeleriyle” bölgenin yeniden insansızlaştırılmaya çalışıldığı bir ortama gelindiğine vurgu yapıldı. “İktidar hırsı uğruna” yasaların ve Anayasa’nın ihlal edildiğine, her platformda “milli iradeye” vurgu yapanların, tutum ve söylemlerinin “ibretlik” olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Kürt siyasetçilere, seçilmiş belediye eş başkanlarına, şems medyası aracılığıyla, savaş açılmıştır. Ayrımcı, mezhepçi, kışkırtıcı yayınlarla ve siyaset diliyle, insanlar, kurumlar itibarsızlaştırılmaya çalışılmış, hedef gösterilmiş, ülke bir iç savaşın içine doğru sürüklenmeye başlamıştır.” denildi. Özyönetim hükümetle müzakere edilen siyasi bir taleptir Seçilmiş belediye eş başkanlarının, mahalle meclislerinin devleti reddetmeyen “öz yönetim” talepleri gerekçe gösterilerek, gözaltına alınıp tutuklandığının hatırlatıldığı açıklamada, şöyle denildi: “Son olarak Hakkari Belediyesi Eş Başkanları Dilek Hatipoğlu, Nurullah Çiftçi, Silvan Belediyesi Eş Başkanı Yüksel Bodakçı, Sur Belediyesi Eş Başkanları Seyid Narin, Fatma Şık Barut bu gerekçelerle tutuklanmıştır. Yüksek oy oranlarıyla halk tarafından seçilmiş, kamu görevi yürüten belediye eş başkanlarını, böylesi gerekçelerle tutuklamak, devlet gücünü kullanarak seçim öncesi siyasi rakiplerini etkisizleştirme hem de Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrar anlamına gelmektedir.” Belediye eş başkanlarının tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen “özyönetim”in, adem-i merkeziyetçilik anlamına geldiğinin, yerel demokrasinin güçlendirilmesi amacı taşıdığının kaydedildiği açıklamada, “Söz konusu düşünce DBP’nin Parti Tüzüğünde yer alan Kürt siyasetinin uzun süredir savunduğu, hükümetle müzakere ettiği bir siyasi taleptir.” denildi. ‘Yol yakınken yanlıştan dönülmeli’ 2009 yılında halkın seçilmişlerine ve siyasetçilerine yönelik yapılan, uzun tutukluluğun ardından “yanlış yaptık” denilen operasyonların yeniden tekrarlanmasının “siyasi körlük” olarak nitelendirildiği açıklamada, şu düşüncelere yer verildi: “90’larda olduğu gibi, dün olduğu gibi, bugün de anti demokratik, militarist, baskıcı, bu anlayışa karşı halkın sesi olmaya, doğru bildiklerini söylemeye ve halk için hizmet üretmeye devam edecektir. Çatışma, ölüm, öldürme ve siyasi operasyonlarla muhalefeti bastırma yönteminden yol yakınken dönülmesini, tutuklanan belediye eş başkanlarımızın, meclis üyelerimizin ve parti yöneticilerimizin serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Her gün onlarca genç insanın bedeni toprağa verilirken, hükümeti sorumlu davranmaya, hukuksuz ve keyfi uygulamalara son vermeye çağırıyoruz. “
Editör: TE Bilisim