Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Soçi’deki Suriye konulu Dördüncü Üçlü Zirve Toplantısı'nda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm sıkıntılara, görüş ayrılıklarına hatta aramızı açmaya yönelik kimi provokasyonlara rağmen Astana ruhunu kararlılıkla muhafaza ettik" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Üçlü Zirve için Soçi’de önce İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani daha sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmede Rusya Devlet Başkanı Putin, "Türkiye ile birlikte Suriye’de taraflar arasındaki diyaloğa yeni bir ivme kazandıracağımıza eminim. Suriye’deki hedeflere aktif, kapsamlı çalışmalarla ve uzlaşıyla ulaşabiliriz. Türkiye ile yürütülen çalışmalar sayesinde Suriye’de önemli mesafe katettik” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşme esnasında önemli açıklamalarda bulundu. "ABD’nin çekilme kararı önümüzdeki en önemli sınamalardan biridir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye’nin toprak bütünlüğünün muhafazasından PYD-YPG gerekse DEAŞ olsun terörün her türlüsünün bertaraf edilmesine odaklanan bir hareket tarzını benimsemekteyiz. PYD-YPG, Münbiç’ten ve Fırat’ın doğusundan temizlenmeden bu bölgeler gerçek sahiplerine verilmeden Suriye’nin toprak bütünlüğü sağlanamaz. Güvenli bölge konusunun ayrıntılarını ABD ile görüşmeye devam ediyoruz. Bu fikre Rusya’nın da olumlu yaklaşmasından memnuniyet duyuyoruz. Bu hususta eşgüdüm halinde hareket etmeyi arzu ediyoruz. Öte yandan güvenli bölge planlamasıyla ABD’nin çekilişine zınni görüntü vermeye çalıştığı görüşü de akılda bulunmalıdır" ifadelerini kullandı. Erdoğan açıklamasını şu şekilde sürdürdü: "Görüşme esnasında İdlib muhtırasının muhafazasına da büyük önem veriyoruz. Arkadaşlarımız kendi aralarında önemli çalışmalar yaptılar. Rusya’dan beklentimiz bu konuda zatı devletleri ile varmış olduğumuz anlayışa bağlığın sürdürülmesidir. İdlib’teki radikal gruplarla ilgili sorunun çözülmesi özellikle Rusya Federasyonu üssü Hmeymim’e yönelik saldırı olmaması için yoğun gayet gösteriyoruz. Bölgede ortak devriyelere başlanması hususunda askeri makamlarımızın mutabakata varmasından da memnunuz. Silahtan arındırılmış bölgelerde insansız hava araçları ile yaptığımız taramalarda ağır silahlı unsura rastlamadık. İdlib’te hava sahasının kullanımı bağlamında sergilenen işbirliğinin Afrin ve Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde de sergilenmesi çok çok önemli. Uçuşlar konusunda Hmeymim’le tam koordinasyon içerisinde olunacağı şüphesizdir. Anayasa komitesine dair tıkanıklığın artık aşılması gerekiyor. Birleşmiş Milletler’in de çekincelerini de dikkate almak suretiyle komitenin ilanını kısa sürede sonuçlandırabiliriz" ifadelerini kullandı. İkili görüşmelerin ardından gerçekleşen zirvede liderler açıklamalarda bulundu. Rusya Devlet Başkanı Putin'nin açılış konuşmasını yaptığı üçlü zirevde, "Şimdi Suriye’nin topraklarının hemen hemen tamamında çatışmasızlık rejimi muhafaza ediliyor. Bu bizim somut ve pozitif ortak neticemizdir. Astana, Suriye için kalıcı bir siyasi çözüm sürecine vesile oldu. Rusya, Türkiye ve İran ortak çabalarla Suriye’deki hayatın normale dönmesi için çalışıyor. İdlib’te gerginliğin azaltılması konusunda anlaşmamız gerekiyor. Bu da teröristlerin varlığına katlanmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Suriye anayasa komitesinin kısa bir süre içerisinde çalışmalarına başlaması büyük önem arz ediyor" şeklinde konuştu. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin açıklamalarında, "Yabancı müdahale ve terör tehdidinden kurtulmuş Suriye'nin önemini görüştük, toprak bütünlüğünü vurguladık. ABD maalesef Suriye'de ve Irak'ta terör gruplarını koruyor. Terör yapılarını kullanarak amacına ulaşmaya çalışıyor. Amaç İdlib'de insani krize son vermek. ABD politikaları gözden geçirilmeli. Türkiye'nin endişelerini anlıyoruz. Suriye kendi ülkesini inşa etmeli" ifadelerinde yer verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kritik bir dönemde kritik bir zirve gerçekleştiriyoruz. 8 yıldır silahların gölgesinde hayata tutunmaya çalışan Suriye halkı, bizden kalıcı siyasi çözüm yolunda sevindirici haberler bekliyor. Türkiye'de misafir edilen 4 milyon Suriyeli mülteci de evlerine dönebilmek için gün sayıyor. Tüm sıkıntılara, görüş ayrılıklarına hatta aramızı açmaya yönelik kimi provokasyonlara rağmen Astana ruhunu kararlılıkla muhafaza ettik. Biz nasıl Suriye'de akan kanı durdurmak için mücadele veriyorsak, başkaları da çatışmaların sürmesi için gizli açık çalışıyor. Basiret, feraset ve uzlaşıyla hareket ederek şimdiye kadar bu çevrelere bekledikleri fırsatı vermedik. Sahada olumlu gelişmelere imza attık. Önümüze çıkan engelleri aşmayı başardık. Mültecilere 35 milyar dolar yardım yaptık" açıklamasında bulundu.
Editör: TE Bilisim