Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ”Amerika’nın aldığı kararın yanlış olduğunu söylemeye devam edeceğiz” dedi. Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen 5. Türkiye-Azerbaycan-İran Dışişleri Bakanları Üçlü Toplantısı'nın ardından bakanlar ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “5. Azerbaycan-İran-Türkiye Dışişleri Bakanları Üçlü Toplantısı'nda tekrar bir araya gelmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Bugün beşincisini düzenlediğimiz üçlü toplantıda üç ülke olarak ilişkilerimizi nasıl geliştirebiliriz, hangi adımları atabiliriz, bunları değerlendirdik. Özellikle enerji, ulaşım gibi konularda bundan sonraki süreçte hangi adımları atacağız. Yine üç ülke arasında teknik konularda ve sektörel bazda komisyon ve alt komisyonlar var, bu komisyonların daha kalıcı çalışmaları yapmamız lazım ki bu işbirliğinden somut sonuçlar çıksın. Kardeşim Cevaz Zarif’in teklifi üzerine bir sonraki toplantıda inşallah Türkiye olarak biz ev sahipliği yapacağız. İş adamlarımızı da bir araya getireceğiz. Ekonomi bakanlarımız, ticaretten sorumlu bakanlarımızla birlikte belki bir iş forumu da düzenleriz. Geçen hafta İstanbul’daydık, İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde beraberdik. Bir kararı kabul ettik, ortak bir deklarasyonu kabul ettik. Ben burada özellikle Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısında her iki kardeşime de, kardeşim Elmar ve kardeşim Cevat’a katkılarından dolayı çok teşekkür ediyoruz. Amerika’nın bu yanlış ve kabul edilemez kararından geri dönmesini arz ediyoruz ve Filistinli kardeşlerimizin her zaman yanında olacağımızı hep birlikte bir kere daha gösterdik. Yarın New York saatiyle 10'da genel kurulda oylama olacak (Birleşmiş Milletler) Güvenlik Konseyi ve biliyorsunuz 14’e 1 karar çıktı maalesef. Bu daimi üyelerin veto hakkı var. Bundan dolayı karar geçmedi ama tüm ülkelerin iradesinin yansıdığı genel kurulda inşallah Filistin ve Kudüs lehine bir kararı geçireceğiz. Filistin Dışişleri Bakanı kardeşimle beraber bugün bu akşamüstü İstanbul’dan New York’a hareket edeceğiz" dedi. “Tüm dünyanın yanlış gördüğü bir kararda ben süper gücüm, ben en büyüğüm, benim istediğim olur anlayışı bugünün dünyası için geçerli değil” ABD'ye Kudüs konusundaki kararından vazgeçmesi için çağrıda bulunmaya devam edeceklerini vurgulayan Çavuşoğlu, ”Kudüs konusunda İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinin aldığı karar önemli ama sadece bir zirvede bir kararla biz yetinemeyiz. Şimdi uluslararası camia ile birlikte Amerika’nın aldığı kararın yanlış olduğunu söylemeye devam edeceğiz ve Amerika’ya bu kararından vazgeçmesi için çağrıda bulunmaya da devam edeceğiz. Tüm dünyanın yanlış gördüğü bir kararda ben süper gücüm, ben en büyüğüm, benim istediğim olur anlayışı bugün için geçerli değil, bugünün dünyası için geçerli değil. Adaletli olacaksınız, uluslararası hukuka uyacaksınız, Birleşmiş Milletler kararlarına da uyacaksınız. Hele hele daimi üyeyseniz Güvenlik Konseyinde ilk önce siz uyacaksınız. Ayrıca Filistin’in haklarını savunmak için bundan sonra daha aktif olacağız. Başkenti Doğu Kudüs olan ve 1967 sınırları öncesine sahip olan bağımsız bir Filistin devleti için bundan sonra daha çok çalışacağız. Birlikte çalışacağız ve Filistinli kardeşlerimize her türlü yardımı ulaştırmak için de yine hep beraber olacağız” diye konuştu. Ermenistan Dışişleri Bakanlığının Türkiye ile Ermenistan arasında 10 Ekim 2009'da Zürih'te diplomatik ilişkilerin tesisi ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi konusunda imzalanan protokollerin onaylanma sürecindeki gecikmenin sorumluluğunun Türkiye'ye ait olduğu yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Bakan Çavuşoğlu, “Ermenistan hem suçlu hem güçlü ya da haklı görünmeye çalışıyor. Ermenistan, Azerbaycan’ın topraklarının yüzde 20'sini işgal etmiş bir ülke ve Karabağ problemi ortada ve birçok uluslararası örgütün başta BM olmak üzere kararları da ortada ve Hocalı Katliamı ortada. Ermenistan, daha neyin hakkını savunmaya çalışıyor. Biz tüm bunlara rağmen Rusya’nın girişimi, AGİT’in girişimleri bunları destekliyoruz. Yani Azerbaycan’ın kabul edebileceği her formülü biz Türkiye olarak destekleriz. Bazı şartlarla bir adım atmak istedik. Nedir bu şart; Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilecek ve biz de ilişkilerimizi normalleştireceğiz. Ermenistan Anayasa Mahkemesi, bu şartların önemli bölümlerini zaten iptal etti. Şimdi bu anlaşmayı rafa koysan ne olur, iptal etsen ne olur. Zaten içi boşaltılmış, kaldı ki bizim şartımızı Ermenistan yerine getirmediği sürece, yani Azerbaycan topraklarından çekilmediği sürece bunun uygulanması mümkün değil. Bunu Ermenistan çok iyi biliyor. Ermenistan komşularla nasıl geçineceğini biraz öğrenmeli. Ermenistan’ı sürekli muhatap alacak değilim ama bu saçma sapan açıklamaların bize göre hiçbir hükmü yoktur. Ermenistan’ın yapacağı şey basittir, biran önce Azerbaycan topraklarından çekilsin ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne saygı duymayı öğrensin” diye konuştu. Astana'da devam eden Suriye görüşmelerine de değinen Çavuşoğlu, ”Güven arttırıcı adımların atılması bakımından çok önemli bir görevi yerine getirmiştir. Bugün yine Astana toplantısı arkadaşlarımızın da katılımıyla tekrar başlamıştır ve Suriye’de güvenli çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması, gerginliği azaltıcı bölgelerin oluşturulması bakımından çok faydalı olmuştur. Böyle faydalı bir süreci biz tabii ki devam ettirmek istiyoruz. Cenevre sürecini de destekliyoruz. En son Cenevre toplantılarında maalesef yine bir sonuç çıkmadı. Şimdi çatışmalar durduğuna göre siyasi çözüme odaklanmamız gerekiyor. Kalıcı çözüm siyasi çözümdür. Siyasi çözüm içinde tüm tarafların bir araya gelmesi lazım. Yani Suriye halklarını temsil eden tüm gruplar, terörist gruplar hariç, örgütler hariç bunlar özellikle YPG, DAEŞ ve diğer terör örgütleri. Üç ülke Rusya, İran, Türkiye birlikte değerlendirecek, birlikte karar verecek. Soçi zirvesinde liderlerimiz bu yönde bir karar aldılar. Diğer taraftan tabii ki siyasi çözüm için ülkenin seçime hazırlanması gerekiyor. Bugüne kadarki süreç BM girişiminde oldu. Elbette Soçi’de de Birleşmiş Milletlerin olmasını arzu ediyoruz. Demokratik, şeffaf, adil bir seçim gerçekleşmesi gerekiyor. Bunun için de elbette ülkenin seçim kanununa ihtiyacı var, ilgili diğer kanunlara da ihtiyacı var ama her şeyden önce de bir anayasaya ihtiyacı var. Ve bu anayasa biz inanıyoruz ki Suriye halkı tarafından hazırlanmalı, müzakere edilmeli ve kabul edilmelidir. Bizim amacımız Suriye’nin toprak bütünlüğü, sınır bütünlüğünü korumaktır ve bir yıldan fazla bir süredir önemli kazanımlar elde ettik, bunları da artık siyasi çözümle taçlandırmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Editör: TE Bilisim