Bursa Barosu'nun çağrısı üzerine 30'dan fazla baronun katılımı ile Diyarbakır'da 'Çatışma bölgelerinde yaşanan çocuk hak ihlalleri' toplantısı düzenlendi. Diyarbakır Barosu Başkan Vekili Ahmet Özmen, Şırnak'ın Silopi ve Cizre ilçelerinde 46, Diyarbakır'ın Sur İlçesi'nde ise 54 gün çocukların okula gidemediğini söyledi. Bursa Barosu Başkanı avukat Ekrem Demiröz ise tüm baroların katılımı ile raporlama yapacaklarını ve Türkiye'nin çocuk haritasını çıkaracaklarını belirtti. Bursa Barosu'nun çağrısı üzerine Diyarbakır'da düzenlenen 'Çatışma bölgelerinde yaşanan çocuk hak ihlalleri' toplantısı başladı. Türkiye'nin değişik illerinden 30'dan fazla baro temsilcisinin katıldığı toplantının ilk bölümünde konuşan Diyarbakır Barosu Başkan Vekili Ahmet Özmen, öldürülen Baro Başkanı Tahir Elçi'yi andı. Özmen, bölgede 7 il ve 20 ilçede onlarca mahalleyi kapsayacak şekilde toplam 56 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini belirterek, yasakların süresinin 332 günü bulduğunu kaydetti. Özmen, yasakların Cizre, Silopi ve Sur ilçelerinde devam ettiğini ve bu ilçelerde bir çok çocuğun yaşamını yitirdiğini söyledi. BUGÜNE KADAR 196 YURTTAŞ YAŞAMINI YİTİRDİ Bugüne kadar sadece uygulanan ablukalarda 196 yurttaşın yaşamını yitirdiğini belirten Özmen, "Suruç katliamından bugüne kadar yaşanan çatışmalı süreç 81'i çocuk, 78'i kadın olmak üzere toplamda 442 sivilin yaşamını yitirmesine neden oldu. Bu rakamsal tabloları ifade etmek inanın çok acı geliyor. Çünkü bu rakamların her biri bir can, bir çocuk demek. Çatışma ve savaşların en acı yönünü ne yazık ki kadınlar ve çocuklar yaşamaktadır. Öldürülmeleri bir yana eğitim, barınma, sağlık ve beslenme ihtiyaçlarını gideremeyen çocuklar ciddi anlamda ihmal ve istismara uğramakta. Silopi ve Cizre'de 46, Sur'da ise 54 gündür çocuklar okula gidememekte" dedi. ÇOCUKLAR MÜLTECİ KONUMUNA DÜŞTÜ Yaşanılanlarda göçen aileler ve çocukların bir anlamda mülteci konumuna düştüğünü belirten Özmen, "Bu ailelerin kişisel eşyalarını dahi alamadan kaçtıklarını, ısınamadıklarını, beslenemediklerini hepimiz bilmekteyiz. Bu ağır tablo, insanları yalnızlaştırıp, duygusal kopuşa götürmektedir. Bu savaş konseptinde, çocukların yaşadığı travmaların ileride onarılamayacak düzeye ulaşması bizleri kaygılandırıyor. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne taraf devletler silahlı çatışma yaşanan yerlerde, çocukların yaşama ve korunma haklarını sağlamak, çatışma ortamında zarar gören veya yakınını yitiren çocukların beden ve ruh sağlığını korumak ve bundan sonraki hayatlarında yaşadıklarının olumsuz etkilerini en aza indirmek için gerekli tedbirleri almakla görevlidir. Yaşanan hak ihlallerinin savaşın tali bir sonucu olarak kabul edilip görmezden gelinmesi mümkün değildir. Devleti, çocukların ve tüm sivillerin zarar görmesini engellemek amacıyla aldığı tedbirlerin neler olduğunu topluma açıklamaya, çocuk ve sivil ölümleri ile diğer hak ihlallerini durdurmaya ve sorunları çözmek için barışçı çözüm yollarını kullanmaya hep birlikte davet etmek zorundayız" dedi. DEMİRÖZ: TÜRKİYE'NİN ÇOCUK HARİTASINI ÇIKARACAĞIZ Toplantıda daha sonra konuşan Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz ise tüm dünyada çocukların acı çektiğini ifade ederek, şunları söyledi: "Bir milletvekili ile konuşurken öğrendim ki; çocuk hakları ihlallerinin en yaygın olduğu ülkelerden Türkiye'nin meclisinde Çocuk Hakları Komisyonu yokmuş. Biz barolar olarak ciddi potansiyele güç odaklarını harekete geçirebilir ve çocuklar için birşeyler yapabiliriz.Çalıştay bu amaçla toplandı. Gelişen süreçte hepimiz mecliste öncelikle komisyon kurulması için mücadele edeceğiz. Hiç bir sivil toplum örgütünde olmayan bir yapılanma bizde var. Çocuk Hakları Komisyonu ve merkezlerimiz var.Çocuğun başına gelen bir olaydan ilk haberdar olan avukatlardır.Mecliste bir komisyon kurulması başarılırsa, devlette bir gedik açılırsa, baroların bu bilgi birikimi ve çözüm önerileri ile bu komisyon desteklenebilir. Her Baro kendi ilinde çocukların ahvalini gösterir raporlama yapacak ve Türkiye'nin çocuk haritasını çıkaracağız. Şimdi çocuğa dikkat çekmenin zamanı. Tahir Başkan bir kez en çok anne ve babalarını kaybeden çocuklara üzüldüğünü söylemişti. Bu topraklarda yaşayan her çocuk bizim çocuğumuzdur. Unutmayalım ki; kötü olaylara maruz kalan çocuklar bizim eserimizdir."
Editör: TE Bilisim