Başbakan Binali Yıldırım, uyum yasalarına ilişkin bir soru üzerine, "8-10 maddelik bir teklif önümüzdeki hafta Meclis'te olacak. 100 bin imza ile gösterilecek cumhurbaşkanlığı adaylığının esas ve usulleri de bu teklifte yer alıyor. Burada noter şartı falan yok. Vatandaşlarımız kimi aday göstermek istiyorsa belirtecekler. Vatandaşın adaylığına rızası olması lazım bu da YSK kanalı ile olacak diye konuştu. Teknik düzenlemeler, uyum düzenlemeleri bunun dışında başka bir şey yok" dedi. Başbakan Yıldırım, 24 Haziran’da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Seçimi ile ilgili 8-10 maddelik bir teklifin önümüzdeki hafta Meclise geleceğini belirterek, 100 bin imza toplayarak cumhurbaşkanı adayı olabilecek vatandaşlara noter şartının olmadığını söyledi. Yıldırım, konuya ilişkin şunları ifade etti: “Aday göstermek isteyen vatandaşlarımız kimi aday gösterecekse ona yönelik gerekli kimlik bilgilerini, kendi rızası ile aday göstermek istediğini belirtecekler. O şekilde aday göstermiş olacaklar. Birisi oturup vatandaşlık numarasını girip 100 bin vatandaşımızın ismini yazıp, gelip ben adayım derse olmaz. Vatandaşın adaylığına rızası olması lazım. Bu da Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kanalıyla yapılacak. Bütün bu ayrıntılar, gelen bu teklifte yer alacak. Özellikle seçimin yeni cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uygun olarak yapılması ile beraber seçim kanunlarındaki teknik düzenlemeleri. Bunun dışında başka bir şey yok.” FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Yunanistan'a kaçan darbecilerden Süleyman Özkaynakçı'nın kontrol şartıyla serbest bırakılması kararına ilişkin soru üzerine Yıldırım, “Yunanistan bizim komşumuz, dostumuz bir ülke. Bizim düşmanımızın Yunanistan’ın da düşmanı olması gerektiğini ve böyle davranması gerektiğine inanıyoruz. Ülkemizde darbeye aktif olarak katılmış FETÖ örgüt üyelerinin korunması, onlara kucak açılması kabul edilebilir bir şey değildir. Son zamanlarda FETÖ suçluları Yunanistan’ı güvenli bir barınak olarak görmeye başladı ve bu da komşuluğumuza, dostluğumuza zarar veriyor. Ümit ediyorum ki bu suçluları, FETÖ örgüt mensuplarını ülkemize iade eder. Bu FETÖ örgütü mensuplarının Yunanistan-Türkiye ilişkilerini olumsuz bir şekilde etkilemesini arzu etmeyiz. Türkiye’de bir hukuk devletidir ve hukuk devleti kuralları çerçevesinde onlar yargılanacak” cevabını verdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’un “OHAL yürürlükteyken, Türk yasalarıyla ve ayrıca Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleriyle uyumlu bir tarzda, özgür, adil ve şeffaf bir seçim düzenlemek zor, bunun farkındayız" sözlerini değerlendiren Yıldırım, “Önce onlar kendi işlerine baksın. Seçimlerden sonra 1,5 sene geçmesine rağmen hala seçimlerde hile yapıldığı, usulsüzlük yapıldığı tartışmaları bitmedi. Amerikalılar seçim görmek istiyorlarsa Türkiye’ye gelsinler ve ne kadar şeffaf olup olmadığını yerinde görsünler” ifadelerini kullandı. Bir gazetecinin, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün milletvekilleri ile yapmış olduğu toplantıda milletvekillerine iki konuda uyarısı olduğu ifade edildi. Bunlardan bir tanesi; MHP ile ittifak konusunda Doğu ve Güneydoğu bölgesinde bunun dillendirilmemesi” ifadeleri üzerine Yıldırım, “Öyle bir şey yok. Türkiye’nin doğusu da batısı da, güneyi de kuzeyi de 81 milyon vatandaşımız 780 bin kilometrekare vatan toprağında herkes bir, beraber, kardeş. Biz birlikte Türkiye’yiz. MHP de, CHP de, AK Parti de demokrasi içerisinde siyaset yapıyor. Memlekete hizmet için gayret gösteriyor. Bizim hangi bölgede hangi söylemleri yapacağımız konusunda bir sınırlama olmaz. Batıda ne diyorsak doğuda da aynı şeyi söyleriz. Bizim söylediğimiz tek şey; tek devlet, tek bayrak, tek millet, tek vatan. Bundan gocunan varsa varsın olsun” dedi. Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanşında Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş’in başına yabancı madde atılmasını da değerlendiren Yıldırım, “Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş’e yapılan bu saldırı kabul edilemez. Şiddetle kınıyorum. Bu dostluğa, futbola uyan bir şey değildir. Maç takımlar arasında rekabet olağan bir şeydir ama bu rekabeti şiddete dönüştürdüğünüz zaman eğlence olmaktan çıkıyor. Taraftarların birbirine husumetine dönüşüyor ve bunun da futbol özelliği kayboluyor. Ha anarşi ha orada yaşanan şiddet, bunlar arasında fark yoktur. Bu tip olayların bazı provokasyonlar ile gerçekleştiği yönünde de geçmişten gelen tecrübeler var. Başlangıçta takımların yöneticileri olmak üzere taraftarları futbolun keyfine, zevkine varmaya davet ediyorum. Şiddetle, kavgayla futbol olmaz. Asırlık tarihi olan takımlarımız da bunu asla hak etmiyor. Böyle olaylar yüzünden kötü bir unvan sahibi olmaları ülkemize, Türk futboluna zarar veriyor” diye konuştu.
Editör: TE Bilisim