AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Musul operasyonuna Türk savaş uçaklarının da katıldığını açıklayarak, "Sayın Cumhurbaşkanı'mızın altını çizdiği 'Operasyonda da olacağız, masada da olacağız' sözünün arkasındayız. Şu anda operasyonda ön saflarda olanlar, bizim Başika'da eğittiğimiz milislerdir. Peşmergelerle birlikte operasyona katılmışlardır. Ayrıca koalisyon güçleri içerisinde havadan müdahalede bizim hava kuvvetlerimiz de yer almıştır. Musul'da Türkiye'nin işi yok diyenler, cevabını almıştır" dedi. "HİÇ KİMSENİN İZNİNE, İCAZETİNE İHTİYACIMIZ YOK" Başbakan Binali Yıldırım, Meclis'te düzenlenen AK Parti grup toplantısında hitap etti. Fırat Kalkanı harekatına ilişkin konuşan Başbakan Yıldırım, "Önce Cerablus'u ardından Rai'yi ve nihayet Dabık'ı da DEAŞ örgütünden temizledik. Böylece üzerine efsaneler uydurulan Dabık da güvenli bir yer haline geldi. Dabık'ta kontrolün sağlanmasıyla birlikte büyük ölçüde DEAŞ teröristleri tarafından ülkemize Kilis'e atılan roket saldırıları önlenmiş oldu. Büyük ölçüde önledik ama başka silahlar ele geçirirlerse daha uzun menzilli o da ayrıca bir tehdit olmaya devam eder. Ama ellerindeki mevcut silahlarla atacakları füzeler menzilin dışında kalmış oldu. Bizim amacımız bölgede barışı, güvenliği, istikrarı sağlamak. Bunun dışında hiçbir amacımız, hedefimiz yok. Şunu herkes bilsin ki Türkiye'ye yönelik her türlü tehdide karşı gerekeni anında gözümüzü kırpmadan yaparız. Bunun için de hiç kimsenin iznine, icazetine ihtiyacımız yok. Türkiye hudutlarının güvenliğini her şartta korumaya devam edecek" ifadelerini kullandı. "MUSUL'DA TÜRKİYE'NİN İŞİ YOK' DİYENLER, CEVABINI ALMIŞTIR" Musul operasyonunun yakından takip edildiğini vurgulayan Yıldırım, Musul'a havadan yapılan müdahalede Türk Hava Kuvvetleri'nin de yer aldığını açıklayarak, "Musul'da uzun süredir konuşulan operasyon nihayet başladı. Her gelişmeye uygun planlarımız, hesaplarımız yapılmıştır. Hazırlıklarımız tamamlanmıştır. Türkiye'nin aleyhine herhangi bir durum ortaya çıkarsa gereken adım anında atılacak, misliyle karşılık verilecektir. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın altını çizdiği 'Operasyonda da olacağız, masada da olacağız' sözünün arkasındayız. Şu anda operasyonda ön saflarda olanlar, bizim Başika'da eğittiğimiz milislerdir. Ninova Mücahitleri'dir. Peşmergelerle birlikte operasyona katılmışlardır. Ayrıca koalisyon güçleri içerisinde havadan müdahalede bizim hava kuvvetlerimiz de yer almıştır. 'Musul'da Türkiye'nin işi yok' diyenler, cevabını almıştır" diye konuştu. "SINIRLARIMIZIN HEMEN DİBİNDE BİR OLDU BİTTİYE ASLA MÜSAADE ETMEYİZ" Türkiye'nin bekası için içeride ve dışarıda ne gerekiyorsa yapılacağını belirten Yıldırım, "Şu anda Irak'ın yaklaşık yarısı PKK, YPG, DEAŞ gibi terör örgütlerinin kontrolüne geçmiştir. Diğer yarısı da uluslararası güç sayesinde korunmaktadır. Bunu görmeyenler, ülkelerini teröre teslim edenler, terör karşısında diz çökenler; çıkmışlar bize koca koca laflar ediyorlar. Neden? Çünkü hesap başka. Kimse kusura bakmasın. Sınırlarımızın hemen dibinde bir oldu bittiye asla müsaade etmeyiz. Irak'ta yeni Yezitlere de yeni Kerbelalara da asla göz yummayacağız. Türkiye'nin bekası için, istiklalimiz ve istikbalimiz için içeride ne gerekiyorsa yapacağız. Dışarıda da ne gerekiyorsa aynen yapacağız. Bunları yaparken adaletten, uluslararası hukuktan ve meşruiyetten ayrılmadan terörle mücadele devam edecek. Hem de bölgenin barışı için Türkiye olarak katkı sunmayı sürdüreceğiz. Kimsenin toprağında gözümüz yok. Derdimiz tektir. Akan kan dursun, zulüm son bulsun" açıklamasında bulundu. "HİÇ KİMSE 'BEN MAĞDURUM' EDEBİYATI YAPMASIN" FETÖ ile mücadele kapsamında yürütülen soruşturmalar nedeniyle mağdur olduğunu iddia edenlere seslenen Başbakan Yıldırım, "Darbe yapan, ülkemizi yıkmaya çalışan hiç kimse 'Ben mağdurum' edebiyatı yapmasın. Asıl mağdur şehit yakınlarıdır. Asıl mağdur gazilerdir. Asıl mağdur millettir. Mağdur algısı yayarak, 15 Temmuz'un mağdurlarını gölgede bırakmalarına asla göz yumamayız. Bu konuda zerre kadar tereddüt göstermeyeceğiz. Kimse bu konuda aksi davranışa girmemesi bizden beklemesin. Devleti tehdit eden, milleti haince esir almak isteyen bu karanlık yapının mensuplarını savunmaya kalkmak, bir başka ihanettir" "TERÖRE DESTEK VEREN BELEDİYELERİ PAKETLEDİK" PKK terör örgütü ile mücadelede kararlılık vurgusu yapan Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "PKK bölücü terör örgütüyle mücadelemiz hız kesmeden devam ediyor. Güvenlik güçlerimiz dağlarda yaptıkları operasyonlarda örgüte ağır darbeler vurmaya devam ediyor. Aynı şekilde şehir içindeki yapılanmaya karşı da etkin tedbirleri almaya devam ediyoruz. Köşeye sıkışmış olmanın psikolojisiyle bölücü terör örgütü siyasi cinayetler işlemeye başladı. Bölgedeki AK Parti yöneticilerine karşı suikastler düzenliyor. Kahpece cinayetler işliyor. Biz kefenimizi giyerek, yola çıktık. Bu kutlu davaların erlerini hiçbir terör örgütü korkutamaz. Bunun hesabını bu alçak katillerden mutlaka soracağız. Teröre destek veren belediyeleri tek tek tespit ettik. Paketledik. Şimdi yeni görevlendirdiğimiz başkanlar teröre değil, halka hizmet ediyor" YILDIRIM'DAN KILIÇDAROĞLU'NA: GELİN SİZ DE BU KERVANA KATILIN AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, yeni Anayasa ve başkanlık sistemiyle ilgili "En kısa sürede AK Parti grubu olarak Anayasa'daki gerekli değişiklikleri öngören teklifimizi yüce Meclis'e sunacağız. Böylece Anayasa konusunu da siyaset malzemesi olmaktan çıkaracağız. Ben eminim ki yüce Meclis bu sorunu ya kendisi Meclis'te çözecek ya da çözümü için millete havale edecek" dedi. "SİSTEMDEKİ KARGAŞANIN ORTADAN KALKMASINI İSTİYORUZ" Başbakan Binali Yıldırım, partisinin Meclis'teki grup toplantısında, AK Parti grubu olarak Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemini içeren tekliflerini TBMM'ye getireceklerini açıklayarak, "Türkiye'nin yeni bir Anayasa ihtiyacı olduğu her zeminde konuşuldu. Vatandaş soruna el koydu, çözümü üretti. 2010 referandumuyla artık cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmesi Anayasa'mıza bir hüküm olarak girdi. Şimdi cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor. Mevcut durum bu. Şimdi biz diyoruz ki mevcut durumu Anayasa'ya uygun hale getirelim. Bu sürdürülebilir bir yol değil. Halkın iradesinin üzerinden başka bir irade olmaz. Cumhurbaşkanı sorumsuz, diye Anayasa'da yazabilir. Ama halkın yüzde 52'sinin oyunu almış Cumhurbaşkanı'nın halka karşı siyasi sorumluluğu vardır. Artık her şey cumhurbaşkanın doğrudan, halk tarafından seçilmesiyle birlikte değişmiştir. Cumhurbaşkanının siyasi sorumluluğu doğmuştur. Sistemdeki bu kargaşanın ortadan kalkmasını istiyoruz. Bunun yolu da artık mevcut durumu Anayasa'daki durumla uygun hale getirmektir. Bunun başlangıcını yapmış bulunuyoruz. En kısa sürede AK Parti grubu olarak Anayasa'daki gerekli değişiklikleri öngören teklifimizi yüce Meclis'e sunacağız. Hayırlı, uğurlu olsun. Böylece Anayasa konusunu da siyaset malzemesi olmaktan çıkaracağız. Ben eminim ki yüce Meclis bu sorunu ya kendisi Meclis'te çözecek ya da çözümü için millete havale edecek" diye konuştu. "BAHÇELİ'NİN TUTUMU GAYET NETTİR" MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile dün Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirdikleri görüşmeye değinen Yıldırım, Bahçeli'nin Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi konularında tutumunun net olduğunu belirterek, "Sayın Bahçeli ile dün bir görüşme yaptık. Bu görüşmede Türkiye ile çeşitli iç ve dış güvenlik tehditleri konusunda kapsamlı değerlendirmeler yaptık. Hükümetimizin gerek terörle mücadele gerekse FETÖ örgütünün uzantılarıyla ilgili yaptığımız çalışmaları anlatma fırsatı bulduk. Aynı zamanda Anayasa meselesini de ele aldık. Sayın Bahçeli'nin tutumu da gayet nettir. Kendisi de bu fiili durumun Anayasa ile bir uyumsuzluk içerdiğini ve konunun mutlaka bir çözüme kavuşturulması gerektiğini ifade etti. Adresin de millet olduğunu açıkça söyledi. Biz de aynı şeyi söylüyoruz. O halde şimdi icraat zamanıdır. Şimdi Anayasa ve sistem konusunu milletin önüne götürüp çözüm üretme zamanıdır" ifadelerini kullandı. YILDIRIM'DAN KILIÇDAROĞLU'NA: GELİN SİZ DE BU KERVANA KATILIN CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da yeni Anayasa ve başkanlık sistemi üzerinden çağrıda bulunan Yıldırım, "Ben buradan ana muhalefet partisi liderine de Sayın Kılıçdaroğlu'na da çağrıda bulunuyorum. Gelin siz de bu kervana katılın. Bu şeref hepimizin olsun. Hep beraber Türkiye'nin gündemini yıllardır meşgul eden bu Anayasa meselesini çözelim. Son sözü millet söylesin. Buradan AK Parti grubu olarak şu sözü de veriyorum. Siz bu değişikliğe destek verseniz 367'nin üstüne de çıksa son sözü millet söyleyecek. Çünkü işin sahibi millettir. Biz vekiliz. Millet kararı verir, ondan sonra bütün tartışmalar son bulur" dedi. "ŞİMDİ ONLARA DÜŞEN GELİP YÜCE TÜRK ADALETİNE TESLİM OLMAK" Darbe girişiminde bulunanların adalete teslim olması gerektiğini vurgulayan Başbakan Yıldırım, "Devletin silahlarını, tanklarını, toplarını, uçaklarını gasp edip şerefli silahlı kuvvetlerin elbiselerinin altına saklanarak, alçakça eylemlerini gerçekleştirdiler. Her şey hesap edilmiş. Talimatlar yayınlanmış. Kimin ne görev yapacağı tanımlanmış. Her şey hesap edilmiş ama Tayyip Erdoğan unutulmuş. AK Parti hükümeti unutulmuş. Millet unutulmuş millet. Milleti hesap edemeyen tepetaklak olur. Millet indi mi meydanlara o zaman işin şekli değişir ve değişti. Bütün fiyakaları 10 saatte bitti. 40 yıllık birikimlerini bir gecede yok ettiler, kendilerini de berbat ettiler. Şimdi onlara düşen gelip bu yüce Türk adaletine teslim olmaktır. Adaletin şefkatli, adaletli kollarına teslim olmaktır" açıklamasında bulundu. "BAŞKANLIK, SİSTEMİN DÜĞÜMLERİNİ ÇÖZECEK EN BÜYÜK REFORMDUR" Sistem sorununun, darbelere zemin hazırladığını ve terörün artmasına neden olduğunu savunan Başbakan Yıldırım, başkanlık sistemiyle ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: "Neden darbelere zemin hazırlandı? Çünkü sistem tıkandı. Bu ülke neden ağır bedeller ödedi, terör neden bu seviyelere geldi? Çünkü sistem çözüm üretemedi. Başkanlık sistemi inşallah sistemin düğümlerini çözecek, kilitlerini açacak en büyük reformdur. Başkanlık sistemi Türkiye'nin ufkunu aydınlatacak yeni bir yol haritasıdır. Şahsi hırslarını artık herkes bugün bir kenara bıraksın. Parti çıkarlarını, kısa vadeli hesaplarını herkes bir tarafa bıraksın. Ülke çıkarları, Türkiye'nin geleceği her şeyin üzerindedir. Çıkıp diyorlar ki 'Ben başkanlık sistemini istemiyorum'. Gerekçe yok. AK Parti gündeme getirdi, diye. OIsa olsa o herhalde. Başka gerekçesi var mı? Biz ülkeyi istikrarla yöneten bir iktidar olarak sistemin nerelerde tıkandığı, ülkeye ne bedeller ödettiğini görüyor ve ona göre bir çözüm yolu öneriyoruz. Gerekçeler ortadadır. Bilimsel çalışmalar bellidir. Tecrübe de ortadadır. Böylece inşallah bu konuyu da Türkiye'nin gündeminden çıkarmaya kararlıyız"
Editör: TE Bilisim