Batı Trakya Kültürü        Köylüler, topraklarında yetiştirdikleri tütün yapraklarını dizerler. Batı Trakya’da tütün üretimi oldukça yaygındır. Batı Trakya Türkleri’nin  çoğunluğu tarım ile uğraşır ve bölge üretiminin yüzde 90’ınında fazlasını oluşturan Batı Trakya Türkler’i yoğun bir şekilde tütün çeşitleri yetiştirme geleneğine sahiptir. Batı Trakya Türkleri yerel piyasada “kendi” arz edenlerinden (tüccar, üretici v.s.) oluşan yerel piyasada aktiflerdir ve müşteriler büyük çoğunlukla kendi toplulukları sınırları içerisinde iş yaparlar.. Gümülcine’nin bir çok yerinde,  eski tarihi evlerde, Batı Trakya Türkleri yoğun olarak yaşamaktadır.        Batı Trakya, Türkiye sınırları dışında kalmasına rağmen, birçok noktada Türkiye ile benzer özelliklere sahiptir. Yakın bir geçmişe kadar nüfusun çoğunluğunu Müslüman Türklerin oluşturması ve bölgenin Lozan’a kadar Türk idaresinde bulunması, Batı Trakya’nın Müslüman Türk kimliğinin devam etmesinde önemli rol oynamaktadır. Bölgede yaşayan Türk azınlık Türkçe konuşmaktadır. Bunun yanında özellikle ikinci ve üçüncü nesil, azınlık okullarında Türkçe ile Yunanca’nın birlikte okutulmasından dolayı Yunanca da bilmektedir. Batı Trakya’da yaşayan Pomak nüfus ise hem Pomakça hem de Türkçe konuşmaktadır. Pomak ailelerde yaşlıların Pomakça konuşmasına rağmen, gençler arasında Türkçe konuşma ve Türkçe’yi yaygınlaştırma konusunda bir çaba dikkat çekmektedir. Pomaklar, Türkçe konuşmayı, Müslüman kimliğinin bir yansıması olarak kabul etmektedirler. Bütün Türk topluluklarında olduğu gibi, Batı Trakya Türk toplumunda da ailenin önemi büyüktür. Aileye verilen bu önem, günümüzde biraz zayıflasa da, temelde bir değişikliğe uğramamıştır. Batı Trakya Türk toplumunda ailenin oluşumu, oğlan tarafının kız istemesi ile başlamaktadır. Eski yıllarda oğlan ve kız birbirlerini göremiyorlardı. Şimdi bunun tam tersi yaşanmaktadır.  Kızın istenmesinden önce her iki taraf da birbirlerinin aile durumlarını soruştururlar. Bu araştırma-soruşturma işlemi, genelde, köyün saygın kişileri ve akrabalar vasıtasıyla olmaktadır. Karşılıklı soruşturmalardan sonra, eğer karar verilmişse, oğlan tarafı kız tarafına, kadı erkek ayrımı yapılmaksızın,  köyde yaşayan dürüst ve sözü dinlenen kişiler dünür olarak gönderilir. Dünürcüler, genellikle erkeklerden seçilir ve mutlaka, Pazartesi ve Perşembe akşamları gönderilmektedir.  Karşılıklı olarak hal-hatır sormalardan sonra, istenen kız kahve getirmek üzere odadan uzaklaşır. Eğer oğlanda gözü varsa ve onunla yuva kurmak istiyorsa, kahveyi tatlı yapar. Eğer oğlanı beğenmiyorsa kahve tamamen şekersiz yapılmaktadır. Kahve şekersiz dahi olsa, dünürcüler bunu ses çıkarmadan ve hiç belli etmeden içmek zorundadırlar. Dünürcüler, “Allah’ın emriyle Peygamberin kavliyle kızınızı istemeye geldik” derler, böylece konu açılmış olur. Kız, eğer, verilmeyecek dahi olsa, yine, “gene gelin” denir. Fakat, kız verilecekse, ailenin tutumunda bazı yumuşamalar göze çarpmaktadır. Dünürcüler, nihayet üçüncü defa gelirler. Kız eğer verilecekse, mutlaka üçüncü defada verilir. Bu kesin bir kuraldır. Bunun aksi, kız tarafını, küçük düşürdüğüne inanılır. Böylece 11 bölümlük Batı Trakya adlı yazısı dizisini burada bitirmiş bulunmaktayım.  Diğer yazılarımda buluşmak dileğiyle hoşçakalın
Editör: TE Bilisim