Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uyuşturucu ile mücadeleye ilişkin, "Devletin uyuşturucu ile mücadele hususunda yaptığı pek çok çalışma vardır. Son günlerde basın yayın organlarına yansıyan hatta kendimizin de yol kenarında bizzat şahit olduğu yürek yakıcı manzaralar bu konularda halen eksiklerimizin olduğunu gösteriyor. Bizim milletçe bu yarayı daha fazla büyümeden kangrene dönüşmeden tedavi etmemiz gerekiyor " ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de gerçekleşen STK Temsilcileri ile İftar programında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Kadir Gecesi'ni tebrik ederek şu ifadeleri kullandı:" Bu gece idrak ettiğimiz Kuran-ı Kerimde rabbimizin bin aydan daha hayırlıdır buyurduğu Kadir Gecenizi gönülden tebrik ediyorum. Rahmet ve mağfiret kapılarının sonuna kadar açıldığı dua ve tövbelerin kabul edildiği bu mukaddes gecenin siz kardeşlerimle beraber ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Allah'tan temenni ediyorum. Bu gecenin feyzinden bereketinden istifade etmek, Kadir Gecesi'nin kadrini kıymetini bilmek gerçekten çok önemli. Millet Camii'mizde teravih sonrası düzenleyeceğimiz örnek bir programla bizler bu geceyi ruhuna ve manasına uygun bir şekilde milletimizle idrak etmeye çalışacağız. Dünyanın ve bölgemizin içinden geçtiği şu sıkıntılı dönemde ülkemizle birlikte tüm İslam Alemi'nin huzura kavuşmasını temenni ediyorum." "SİVİL TOPLUM DEVLETİN KARŞITI DEĞİL BİLAKİS TAMAMLAYICISIDIR" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sivil toplumu tehdit olarak değil, milli birlik ve beraberliğin kilit taşı olarak gördüğünü söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün burada ülkemizin 4 bir köşesinden çok farklı alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarımızın temsilcileri bulunuyor. Böylesine müstesna, fedakar bir toplulukla beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Şu salondaki manzara ülkemiz ve milletimiz adına bir iftihar vesilesidir. Türkiye'nin vakıf ve gönüllü teşekkürler noktasında ne kadar zengin, mümbit olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Geçmişte yaşanan onca sıkıntıya ve baskıya rağmen STK'ların eskisinden çok güçlü bir şekilde çalışmalarına devam etmeleri bu müesseselere sahip çıkması sayesindedir. Ülkemizin eğitimde, hak ve özgürlüklerde, sınırlarımızın içindeki ve dışındaki ihtiyaç sahipleriyle sergilediği örnek dayanışmada şüphesiz en büyük pay sivil toplum kuruluşlarımıza aittir. Bizde sorumluluk üstlendiğimiz her yerde özellikle de son 15 yıldır. Sizleri her açıdan desteklemeye önünüzü açmaya işlerinizi kolaylaştırmaya gayret ediyoruz. Çünkü biz birileri gibi sivil toplumu tehdit olarak değil, milli birlik ve beraberliğimizin kilit taşı olarak görüyoruz. Sizler ülkemizde katılımcı demokrasinin aracı sosyal barışımızın âdeta sigortası olan kuruluşlarımızsınız. Burada şu gerçeğin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Sivil toplum devletin karşıtı değil bilakis tamamlayıcısıdır. Bir devlet ne kadar güçlü olursa olsun sivil toplumun desteği, yardımı olmadan hedeflerini gerçekleştiremez. Biliyorsunuz ülkemiz 10 yıllardır terör, cehalet, madde bağımlılığı özellikle gençlerimizi hedef alan tehditlerle mücadele ediyor. 7 den 70'e milletimizin bütün fertlerini olumsuz etkileyen bu sıkıntıları çözüme kavuşturmak için devlet olarak bugüne kadar bir çok adım attık. Terörle mücadele konusunda çok yönlü projeleri hayata geçirdik. Tüm bu gayretlerimiz neticesinde bölgedeki kardeşlerimizin devletine güvenmesini sahiplenmesini sağladık. Terörle mücadele de 1'e 10 bunun bedelini onlara ödettik, ödetiyoruz ve ödeteceğiz. Çünkü şehitlerimizin gazilerimizin kanı yerde kalmayacak dedik" diye konuştu. "YÜREK YAKICI MANZARALAR HALEN EKSİKLERİMİZİN OLDUĞUNU GÖSTERİYOR" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında uyuşturucu ile mücadeleye değinerek mücadele konusunda halen eksikliklerin olduğunu dile getirdi. Erdoğan, "Bizim nazarımızda silahlı terör neyse, uyuşturucu terörü de odur. Devletin uyuşturucu ile mücadele hususunda yaptığı pek çok çalışma vardır. Ancak son günlerde basın yayın organlarına yansıyan hatta kendimizin de yol kenarında bizzat şahit olduğu yürek yakıcı manzaralar bu konularda halen eksiklerimizin olduğunu gösteriyor. Kaldırım köşelerinde veya sokak ortasına kendinden geçmiş bir şekilde oralarda kendini bırakmış gençler sadece devlete değil hepimize ciddi sorumluluklar yüklüyor. Avrupa ülkelerinin çok çok altında da olsa bizim milletçe bu yarayı daha fazla büyümeden kangrene dönüşmeden tedavi etmemiz gerekiyor. Bunun yolu da aile okul, üniversite, medya sivil toplum olarak el birliği , dayanışma içinde meseleye eğilmemizden geçiyor. 80 milyon olarak biz büyük bir aileyiz bu tür sorunların çözüme kavuşturulmasında da bir aile gibi hareket etmeliyiz. Bu ülkenin gençlerini ne Kandil'de ki Pensilvanya'daki terör baronlarına ne de uyuşturucu terörüne asla feda edemeyiz. Gençlerin eline silah vererek bedenine uyuşturucu zerk ederek, zihinlerini infial ederek geleceğimize kast edenlere göz yummayacağız. Bunun yolu milli ve manevi değerlerimizle teçhiz edilmiş kendini bilen özgüven sahibi bir gençlik yetiştirmekten geçiyor. Sokak köşelerinde dağ başlarında hayatlarını söndüren değil, ömrünü bu ülke ve bu millet için vakfeden gençler lazım. Bu konuda STK'lara önemli görevler düşüyor. Terör örgütlerine ve uyuşturucuya kaptırdığımız her gencimizde devletle birlikte STK'larında mesuliyeti olduğuna inanıyorum" dedi. "STK YÖNETİCİLERİ OLARAK MAHKEMELERDE HAZIR BULUNMANIZI RİCA EDİYORUM" Cumhurbaşkanı Erdoğan Sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinden FETÖ davalarının mahkemelerinde hazır bulunmalarını, davaları takip etmelerini istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu ihanet çetesine mensup olup ta yaptıkları için samimi pişmanlık duyan neredeyse kimse yoktur. Bu durum sergiledikleri tüm ihanetleri işledikleri tüm cinayetleri , yaptıkları tüm haksızlıkları taammüden gerçekleştirdiklerini gösteriyor. Ve mahkemelerdeki şovları cesaretlerinden değil, dünyevi ve kalp gözlerinin de kararmış olmasından kaynaklanıyor. Pervasızlıkları kaybedecek bir şeyi kalmamış insanların psikolojisini yansıtıyor. Ne yaparsa yapsınlar kendilerini bekleyen acı akıbetten kurtulamayacaklar. Türkiye onların tüm dünyada propagandasını yaptıklarının aksine bir hukuk devleti olduğu için böyle davranabiliyorlar. Kendi hallerine bıraksak milletimiz bunları sokakta tükürüğü ile boğar. Milletimize olan borcumuzu ödemek için bu hainlere hiçbir şekilde fırsat vermemektir. Cumhurbaşkanı olarak Külliyeden görevlendirdiğim arkadaşlarım ve şahsi avukatlarım ve ilgili bakanlıklarımız aracılığıyla mahkemeleri günü gününe takip ediyoruz. Şimdi bir adli tatil başlıyor dolayısıyla Eylül-Ekim'e kadar bir boşluk var. Ondan sonra tekrar yargı görevini sürdürecektir. Sivil Toplum kuruluşlarımızın yöneticileri olarak sizlerden de mahkemelerde hazır bulunmanızı özellikle rica ediyorum. Bunları takip etmelisiniz. Meydanları bu alçaklara bırakmamak için süreç tamamlanana kadar mahkemeleri hem fiziki olarak hem de işlemler açısından çok yakından takip etmelisiniz. Cumhurbaşkanlığı'nda Devlet Denetleme Kurulunu tamamıyla bu işle görevlendirmiş bulunuyorum. Devlet Denetleme Kurulunun dışında da ayrıca yine görevlendirdiğim arkadaşlarım var. Başdanışmanlarım, Ankara ve İstanbul'u kendi aralarında paylaşmış durumdalar. Yargının devam eden sürecini takip ediyorlar. "  
Editör: TE Bilisim