CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, "Gerçek işsizlik oranı yüzde 18'dir ve burada en acı olan da genç işsizliğidir. 2 milyon 868 bin gencimiz işsiz güçsüz evde oturmaktadır" dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu parti genel merkezinde bir basın toplantısı düzenledi. Dün işsizlik verilerinin açıklandığını söyleyen Erdoğdu, en çok istihdamın sağlandığı yaz aylarında bile işsizliğin 2 rakamlı hanelere çıktığını vurgulayarak, yüzde 10.2 işsizlikle karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Erdoğdu, şöyle konuştu: "Ancak bu resmi işsizlik rakamıdır. Bunun içinde iş bulma umudunu yitiren milyonlarca insan yok. Birkaç aylığına ya da birkaç günlüğüne geçici işlerde çalışan işsizlerin sayısı bu rakam içinde yoktur. Geniş tabanlı işsizliğe bunlar da eklendiğinde 6 milyon 600 bin şu an itibariyle işsizimiz vardır. Bu rakam Türkiye'nin 2'nci büyük kentinin işsizlik kenti olduğunu göstermektedir. Gerçek işsizlik oranı yüzde 18'dir ve burada en acı olan da genç işsizliğidir. 2 milyon 868 bin gencimiz işsiz güçsüz evde oturmaktadır. Üstelik bu 2 milyon 868 bin gencimizin 1 milyon 190 bini üniversite mezunudur." '500 bin esnaf kepenk kapattı' Son 5 yılda 500 bin esnafın kepenk kapattığını ifade eden Erdoğdu, "Ne yazık ki önümüzdeki aylarda Türkiye'nin düştüğü bu dipsiz kuyuda hem işsizliğin, hem iflasların çok artacağını görüyoruz. Bunlar bir sosyal çalkantıya yol açacak. Bunun ilk işaretlerini görmeye başladık. 3'üncü havalimanında çalışma koşullarını bütün Türkiye gördü. 3'üncü havalimanı işçilerinin tahta kurularıyla dolu o yataklarda uyurken, servisler önünde saatlerce bekletilirken, ücretleri SGK primlerinden ve vergiden kaçırmak amacıyla elden ödenirken, gayrı insani bu işçilere davranılırken ve bu işçilerin en masum, en haklı, en dürüst, en namuslu talepleri karşısında jandarmalar ve polislerin bu işçileri kelepçeleyip karakola götürmesi herkesin vicdanını kanattı" şeklinde konuştu. Erdoğdu, ekonomik krizin sadece şirketler ve bankaları vurmayacağını anlatarak, "Ekonomik kriz ağırlıklı olarak asgari ücretlileri, çiftçileri ve işçileri vuracak. Eğer işçiler, çiftçiler ve esnaf bu şekilde polis zoruyla bastırılmaya devam ederse bu insanların eşleri ve çocukları daha kötü beslenecek. Daha kötü okullara gidecekler, daha çok borçlanacaklar ve seslerini çıkarmasına imkan vermezlerse bir gün bu birikmiş öfke bir sosyal patlamaya yol açabilir. Oysa hükümetin görevi bu kriz döneminde ücretli çalışanları, çiftçileri ve öğrencileri korumak amacıyla sosyal koruma programları oluşturmaktır. Mesela işsizlik fonunun kaynaklarını karayollarındaki müteahhitlere değil doğrudan işsizlere, çiftçilere aktarmalıdır" açıklamasında bulundu. Katar'ın Hibe ettiği uçakla ilgili ise Erdoğdu, şunları kaydetti: "Kamuda tasarruf sağlamak istiyorsanız 550 milyon sterline uçan saray alamazsınız. Üstelik halkın öfkesinden korktuğunuz için bir de 'bu hibe edildi' gibi üçüncü sınıf yalanlarla bunu kapatamazsınız. Türkiye Cumhuriyeti devletinin başı 550 milyon sterlinlik bir hediye alabilir mi. Kalem mi hediye ediyorlar size. Bu haramdır, bu uçağın peşini asla bırakmayacağız. Onlar gerçeği açıklamak zorunda kalacaklar." İş Bankası ile ilgili de Erdoğdu, "İş Bankasını bu tartışmalar ile yaralamaya, İş Bankasının borsadaki hisselerini düşürmeye, Türkiye'nin en saygın kurumunu küçük düşürecek tartışmaların içerisine girmek istemiyoruz. Bu Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetidir. Recep Tayyip Erdoğan'ın bunu değiştirme gücü yoktur. Ona da tavsiyem, İş Bankası bu ülkenin krizden çıkması amacıyla kurumsal birikimiyle, sermaye gücüyle, personel kalitesi ile temel kalesidir. Sakın bu kaleye saldırmasın, memlekete yazık olur. İş Bankası hisseleri yüzde 5 değer kaybetti. Şunu da söyleyelim, İş Bankasından şimdiye kadar CHP beş kuruş almamıştır. Yönetiminde sadece bir temsil yetkisi vardır, yönetimine karışmıyoruz" dedi. ‘Tasarruflar yeterli değil’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre ise, "Tasarruflar yeterli değil. Türkiye'de çok kapsamlı bir israf söz konusu. Bir devlet adamı bir yerden başka yere giderken önünde arkasında 10'ar araba, yukarıda helikopter. Önceki yıllarda kırmızı ışıkta duran Cumhurbaşkanlarımız vardı. İsraftan vazgeçin diyoruz, Katar bize uçak hediye etmiş. Kardeşin kardeşe borç verirken sözleşme yaptığı bir dünyada yaşıyoruz. Bizim bakan G20 toplantısına Arjantin'e özel uçakla giderken, ekonomisi bizden daha iyi olan bir ülkenin bakanı da tarifeli uçakla gidiyor. Bizim bakan, özel uçakla o bakanı İstanbul'a kadar getiriyor. Türkiye bu manzarayı hak etmiyor. Doların geldiği durum açıklanabilir bir durum değil. Türkiye bütün göstergeler bakımdan sorunlu bir durumda" dedi.
Editör: TE Bilisim