Ekrem Sunar Türkiye’yi elektrik enerjisi yönünden dışa bağımlılıktan kurtarmak ve Yukarı Mezopotamya ovalarına sağlayacağı sulama suyu ile de tarım alanlarında verimi artırmayı hedefleyen GAP, tüm boyutu ile dünyanın sayılı kalkınma projeleri arasında yer alıyor. GAP’ın (Güneydoğu Anadolu Projesi) ilk etüt çalışmalarına 1950’li yıllarda Genel Müdürlüğünü eski Başbakan ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Genel Müdürlüğü döneminde Devlet Su İşleri tarafından başlandı. Fırat nehri havzasını değerlendirmek maksadıyla başlatılan proje çalışmaları sonucu aradan geçen yaklaşık 70 yıl içersinde projenin önemli halkaları olan Keban, Karakaya ve Atatürk barajları tamamlandı. Fırat nehrinin son halkası olan Kilis-Kargamış barajı ise, tamamlanmak üzere. Öte yandan, Dicle nehri üzerindeki Kralkızı, Ilısu ve Batman çayı üzerinde bulunan Malabadi barajları ile Silvan, Bismil, Batman ile Ergani ovalarındaki tarım alanları suya kavuşmuş olacak. * * * GAP’ın tamamlanması ile Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Gaziantep ve Şırnak ovalarında toplam 1 milyon 700 bin hektar kıraç tarım alanı sulama suyuna kavuşacak. Proje ile ulusal elektrik şebekesine yılda 27 milyar kilovatsaat enerji katkı sağlanacak. Gerek nüfus, gerekse coğrafi anlamda Türkiye’nin yüzde 10’luk kısmını kapsayan projenin gerçekleşmesi ile ayrıca bölgede 3 milyon 800 bin insana istihdam olanağı sağlanacak. Bir başka deyişle bölgede ‘geri kalmışlık, yoksulluk’ tarihe karışmış olacak. * * * Yıllar su gibi akıp gidiyor. GAP’ın ilk halkası olan Keban Barajı 1970 yılı başında devreye girince dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, ‘Fırat’a gem vurduk’ demişti. Bu sözler üzerinden yaklaşık 47 yıl geçti. Bugün Keban’dan sonra Karakaya ve Atatürk barajlarında elektrik enerjisi üretiliyor. Atatürk barajından ayrıca dev tünellerle Yukarı Mezopotamya ovalarına hayat veren su akıyor. * * * Yapılanlar belki arzulanan tempoda ilerlemese de, GAP alanında bölgenin yüzünü güldüren iyi şeyler yapılıyor. Harran’da, Viranşehir’de, Ceylanpınar’da yüzler gülüyor. Yarın Kızıltepe, Derik, Nusaybin, Diyarbakır’da da ‘kırsal kesim’ dediğimiz ovalarda, kentlerde, kasabalarda da yüzler gülecek. ‘Dağlarına bahar gelmiş memleketimin’ misali, bizim buna ihtiyacımız var. Çünkü Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayanlar yapılan tüm bu iyi şeylere fazlasıyla layıktır. * * * Ne demiş ünlü şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı? ‘Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. Memleket isterim; Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Memleket isterim; Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun, Kış günü herkesin evi barkı olsun. Memleket isterim; Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; Olursa bir şikayet ölümden olsun’
Editör: TE Bilisim