Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Sabahat Tuncel Diyarbakır'da, AK Parti hükümetinin şuan cemaate karşı mücadele ettiğini söylediğini ve Cemaati terör örgütü olarak tanımladığını belirterek, "Ama, cemaatin hazırladığı dosyaları da sahipleniyor. Şuan ki dosyaların hepsi geçmiş dosyalar ve bu cemaatçi polis, hukukçuların, yargıçların, savcıların hazırladığı dosyalara şimdi AKP 4 elle sarılmış durumda. DBP'yi, Kürt halkının demokratik siyasetini engellemek konusunda bir araç olarak kullanıyor" dedi. "DUYUMLARIMIZA GÖRE 40 BİNE YAKIN MEMUR GÖREVDEN ALINACAK" DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, partisinin MYK toplantısından önce basın toplantısı düzenledi. Gündeme ilişkin açıklamalar yapan Tuncel, 11 bin 285 öğretmenin açığa alındığını belirterek, bu öğretmenlerin gözaltı ve ihraç furyasıyla karşı karşıya kaldığını ileri sürdü. Her gün bir operasyonla uyandıklarını, AK Parti hükümetinin şuan yaptığının etnik temizlikten başka bir şey olmadığını iddia eden DBP Eş Genel Başkanı Tuncel, "Ve aldığımız duyumlara göre 40 Bine yakın memurunda görevden alınacağıdır. Hepsinin gerekçesi aynı bu insanların PKK'ya üye oldukları veya üye olabileceklerine dair. Bu aslında Türkiye Cumhuriyetinin yaklaşımıyla alakalı bir durum aslında toptan bir bütün Kürtleri terörist gören zihniyetin bir yaklaşımıdır. Çünkü ortada soruşturma, herhangi bir kanıt, delil yok. Sadece söylemle, sadece Kürt olmaları ve bu insanların bir şekilde örgütsel olması. Yani sendikal anlamda düzenlemelerde yer almalarını gerekçe yaparak bunu bahane yapıp gözaltı tutuklamaya delil oluşturarak işten atmalarının kabul edilebilirliğinin mümkün olmadığının altını çizmek istiyoruz. Yeni eğitim dönemi başladı ama Kürt öğrenciler okula gidemiyor. Şırnak'ta eğitim süreci yeniden ertelendi, savaş, çatışma zaten çocuklar okula gidemezken. Birde öğretmenleri açığa alındı. Bunun için mücadele edenler haksızsınız, hukuksuzsunuz dedikleri için, sadece oturma eylemi yaptıkları içinde operasyonlar yapılıyor, insanlar gözaltına alınıp tutuklamalar yapılıyor. Bunu hiç kimsenin kabul etmemesi lazım" diye konuştu. DBP Eş Genel Başkanı Tuncel, Partilerine yönelik operasyonların sürdüğünü ve bir çok parti yöneticisi ve belediye başkanlarının tutuklu bulunduğunu sözlerine ekleyerek, "AKP hükümeti şuan cemaate karşı mücadele ettiğini söylüyor. Cemaati terör örgütü olarak tanımlıyor ama cemaatin hazırladığı dosyaları da sahipleniyor. Şuan ki dosyaların hepsi geçmiş dosyalar ve bu cemaatçi polis, hukukçuların, yargıçların, savcıların hazırladığı dosyalara şimdi AKP 4 elle sarılmış durumda ve DBP'yi, Kürt halkının demokratik siyasetini engellemek konusunda bir araç olarak kullanıyor" dedi. Türkiye'de krizin derinleştiğini, Ak Parti hükümetinin Türkiye'yi yönetemediğini ileri süren Tuncel, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sadece siyasal değil, ekonomik krizde kapımızda. Kredi derecelendirme kurulu Türkiye'nin notunu düşürdü. Bu ne demek artık aslında Türkiye yatırım yapılamaz ülke haline geldi. Şimdi AKP'yi yönetenler Bakanları, Başbakanları, Cumhurbaşkanı diyor ki bunlar siyasi karar almış biz bunları tanımıyoruz diye. Sen tanısan ne olur, tanımazsan ne olur. Kredi derecelendirme kurulu senin notunu düşürmüş. Yatırım yapılamaz ülke haline gelmişsin dolayısıyla dünyada, Türkiye'de yatırım yapmayı düşünenler AKP'nin, Cumhurbaşkanının sözüne bakmayacaklar, kredi derecelendirme kurlunun sözüne bakacaklar. Dolayısıyla ciddi anlamda bir ekonomik kriz var. Zaten vardı, şimdi ekonomik kriz daha görünür durumdadır. Bu ülkede 6 milyondan fazla insan açlık sınırında resmi rakamlar dışında. İşsizlik artıyor 4 Milyon insan, aslında çok daha fazla insan işsiz durumda. AKP'nin bu savaş politikası Türkiye'yi uçuruma götürüyor, sadece Kürtler açısından değil, Kürdistanda yürüttüğü savaş politikası bütün Türkiye'yi etkiler hale geldi. Biz DBP olarak bir kez daha uyarıyoruz bu ülkeyi yönetenleri. Bu sorundan çıkışın yolu var. Yapılacak tek şey aslında barış için adım atmak, savaşın maliyetinin ne kadar korkunç olduğunu, savaşa aktarılan payın aslında eğitimciye, emekçiye, yoksula aktarıldığında Türkiye'de yaşam refahının ne kadar yükseleceğini herkesin de görmesi gerekir." Tuncel, son olarak Irak Bölgesel Kürt yönetiminin Mahmur kampında kalanlar ile ilgili aldığı kararın kendilerini kaygılandırdığını ifade ed6erek, "Mahmur'daki işçilerin Kürdistan genelinde çalışması, Süleymaniye ve Erbil'de yasaklanması, anlatılacak bir yönü yok. Yine Türkiye'de KCK operasyonları nedeniyle güney Kürdistana gitmek zorunda kalan, orada yaşam kuran insanların, Güney Kürdistan'dan zorla göç ettirilmesi tartışmaları somutudur bilmiyorum ama, onların zorla oradan çıkarılması kabul edilebilir bir durum değildir. Biz buradan sayın Barzani'ye çağrıda bulunuyoruz. Kürtler arası birlikteliği geliştirmek gerektiği bir dönemde, Kürtler arası çatışmayı, krizi derinleştirecek uygulamalar kabul edilebilir bir durum değil" diye konuştu.
Editör: TE Bilisim