DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, "Ülke bugün şiddet sarmalına girmiş durumunda. Şimdi hep beraber bundan nasıl çıkabileceğimizi tartışıyoruz. Bundan çıkışın yolu açıktır, nettir müzakereler. Türkiye'de sorunların tek çözüm yolu temel müzakerelerdir. Bundan başka çözücü bir metod ve yöntem yoktur. Türkiye'nin AKP yönetimi eliyle içine sokulduğu süreçten müzakereler yoluyla yeniden çıkarılması lazım. Aksi durum hiç istemediğimiz, hiç arzu etmediğimiz Ortadoğu'daki diğer ülkelere doğru bir gidiş olabilir. Ve son günlerde bunun emarelerinide görüyoruz" dedi. Demokratik Bölgeler Partisi Genel Eş Başkanları Emine Ayna ve Kamuran Yüksek, 23 Ağustos'ta partisinin yapacağı Olağanüstü Kongre ve gündeme ilişkin Genel Merkezi'nde basın açıklaması yaptı. DBP Eş Genel Başkanı emine Ayna, geçmişte yaşanan ve hiç bir sonuc alınamayan bir tekrarı yaşadıklarını belirterek, bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da barışı savunmaya devam edeceklerini söyledi. Her insan gibi her toplum gibi Kürtlerinde vazgeçilmezleri olduğunu dile getiren Ayna, "Vazgeçilmezlerimiz var. Tıpkı her insanın, her toplumun, her halkın vazgeçilmezleri gibi. Bir Türk, Türk kimlğinden nasıl vazgecmez ise bizde vazgeçmiyoruz. Bir Türk nasıl anadilde eğitim hakkından vazgeçmiyor ise bizde vazgeçmiyoruz. Buradan bize şerefsiz diyenlere söylüyorum. Şeref nedir?. Bulgaristan'da Türk ulusal kimliği red ediliyor diye buna karşı duran, buna karşı siyasal, silahlı mücadelesi yürüten Türkler şerefsiz miydiler?. Ulusal kimliklerini istedikleri için. Anadillerini savundukları için. Onlara dayatılan Bulgar kimliği ve Bulgarca dilini kabul etmedikleri için şerefsiz miydiler?. Buna karar versinler bize şerefsiz diyenler. Yada ben tokken komuşumun açlığını kabul etmem felsefesinden beslenenler, benim kimliğim anayasal güvence altındayken, benim dilim anayasal güvence altındayken ve eğitim diliyken ben komşumun bundan yoksunluğunu kabul etmem diyip bizi destekleyen Türkler midir şerefsiz. Bulgaristan'da Türk olanlar ulusal kimliğinin mücadelesini yürütürken onların yanında yer alıp onları destekleyen Bulgarlar mıydı şerefsizler?. Karşılaştırma yapsınlar. Şeref nedir?, şerefsizlik nedir?, şereflilik nedir?, onursuzluk nedir?, onurluluk nedir?. Kimseye nede kimseye ne onurumuza ne de şerefimize tek laf ettirmeyiz. Hiçkimseye" dedi. "TÜRKİYE'DE ORTADOĞU'DAKİ ÜLKELERE DOĞRU BİR GİDİŞ OLABİLİR" Ülke çok önemli bir süreçten geçtiğini belirten DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek şunları söyledi: "Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerde eğer bizler doğru sonuçlar çıkarmak ise Türkiye'nin şuan da içine girmiş olduğu şiddet sarmalından savaş ortamından kurtamamız çok fazla mümkün olamaz. 2013'ten bu yana Türkiye bir çözüm süreci içerisine girdi. Çözüm sürecindeki temel mantık Türkiye Ortadoğu'daki diğer ülkeler gibi şiddet sarmalına girmeden bir iç savaş yaşamadan demokratik yollarla dönüşümünü gerçekleştirmesiydi. Sorunların demokratik yöntemlerle çözebilecek bir ortama kavuşturmak. Bu ortam elbete yasal, anayasal güvencelere kavuşturularak sağlanabilirdi. Geldiğimiz aşamada özellikle son bir ayda yoğun şekilde anlatmaya çalıştığımız gibi şunu ifade etmeye çalıştık. Bu ortamı AKP yönetimi ve şu anki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bu ortam zehirlendi ve ortadan kaldırıldı. Bunun imkan ve olanakları ortadan kaldırılıyor buna dikkat etmeye çalıştık. Ve ülkenin savaş ve bir şiddet sarmalına girmemesi noktasında çok ciddi dikkat etmeye çalıştık ve uyarıları yapmaya çalıştık. Ama maalesef ülke bugün şiddet sarmalına girmiş durumunda. Şimdi hep beraber bundan nasıl çıkabileceğimizi tartışıyoruz. Bundan çıkışın yolu açıktır, nettir müzakereler. Türkiye'de sorunların tek çözüm yolu temel müzakerelerdir. Müzakerelerle Kürt sorunun çözümü, demokratikleşme problemleri ülkedir anti demokratik ileri rejim durumu tartışarak çözülebilmelidir. Bundan başka çözücü bir metod ve yöntem yoktur. Türkiye'nin AKP yönetimi eliyle içine sokulduğu süreçten müzakereler yoluyla yeniden çıkarılması lazım. Aksi durum hiç istemediğimiz, hiç arzu etmediğimiz Ortadoğu'daki diğer ülkelere doğru bir gidiş olabilir. Ve son günlerde bunun emarelerinide görüyoruz. Bölgede yaşanan gelişmeler ciddidir, ciddiye alınmalıdır. Öyle çok sıradan sokak olayları durumu değildir. Bugün Türkiye'nin karşı karşıya olduğu durum şu, bir rejim değişikliği durumu Türkiye'nin gündemindedir. Türkiye'nin değerlendirmesi gereken bir durumdur. Artık bu şekilde Türkiye'nin yönetilmesi mümkün olamaz." "CUMHURBAŞKANINA KATILIYORUZ" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'nın başbakanlığı döneminde 4 Şubat 2011'de Kırgısıztan gezisi dönüşünde "Bu ülkede valiler de artık seçimle iş başına gelmeli" sözlerini hatırlatan Yüksek, "Katılıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanına bu noktada katılıyoruz. Kesinlikle doğru bir tespit yapmıştır. Bu ülkenin geçmesi gereken rejim budur. Bu ülkede gelişmesi gereken sistem budur. Valilerde seçimle iş başına gelmeli, kaymakamlarda. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'nın 4 Şubat 2011'de ortaya koymuş olduğu hususun arkasındayız biz. Ve bakın öyle bir hal almış ki merkezi sistemle ve onun idari amirleri şuan Şırnak'ta, Hakkari'de gelişmeler, olaylar oluyor. HDP'nin hiçbir milletvekili muhatap alınmıyor. Hiçbir vali, kaymakam HDP milletvekilerini dikkate almıyor. Diyaloğa girmiyor. Şimdi halkın seçtiği belediye başkanlarını, milletvekillerini dikkate almayan bir merkezi yönetime karşı halkta tepki koyuyor. Eleştiriyor, kabul etmediğini söylüyor. Devleti seçilmişler mi yoksa atanmışlar mı yönetecek?. Bir atanmışın seçilmişler üzerinde bu kadar yetkisi olabilir mi?. Demokrasi açısından doğru birşey midir?" dedi. Ülkenin şiddet sarmalından çıkması gerektiğini savunan Yüksek, "Ülke şiddet sarmalından çıkmalıdır. Şiddetle, silahla mücadele yürüterek sonuç almaktan öte meşru yolla demokratik siyasal yolların esas alınması ülke yönetimininde buna imkan açması gerektiğini düşünüyoruz. Ülke yönetimi demokratik siyasetle bu tartışmaların yolunu açarsa elbette müzakere yoluyla bu süreçler tartışılır, ülkenin gündemine gelir. Bunun yasal anayasal düzeyine kavuşması için gerekli imkanlar ve olanaklar tartışma imkanı olur. Ama bu yolları kapatırsanız halka başka seçenekler, başka yollar göstemiş olursunuz. Biz bir an önce ülkenin bu noktadan çıkması gerektiğini belirtiyoruz. Yeniden müzakereler, diyalog yoluyla Türkiye'nin rejimi, yönetim sistemi ve idari sistemi olmak üzere tüm demokratikleşme problemlerinin tartışılarak çözülmesi gerektiğini belirtmek istiyoruz" dedi.
Editör: TE Bilisim