Diyarbakır efsanelerinden örnekler-2 Ben u Sen “Zamanın hükümdarı bir çift burç yaptıracaktır, yıkılan burçların yerine o günlerin meşhur ustasını ve kalfasını çağırarak bu görevi verir ve “bakalım hanginizin daha güzel olacak eseri?’’ der ve İnşaat başlar, usta ayrı, kalfa ayrı yapar yapacağını ve nihayet bitirirler. Hükümdara haber verilir. Hükümdar ve mahiyeti, kalabalık bir halk topluluğu gelirler, burçları gezerler ve çok beğenirler. İkisi de güzeldir ama, kalfanın yaptığı çok daha güzeldir ve bunu da dillendirerek derler ki “ Allah için söylemek lazımsa kalfanın yaptığı bir ulu bedendir ve ustanınkinden güzeldir’’ Kalfa da bu sözleri duymuştur ama, ustasına da söylettirecektir, sorar: Usta, ben-u seen?’’ diye, yani benimki mi, seninki mi? Usta “sen’’ der, demez kendini burcun üstünden bırakır. Ustanın düştüğü yerde bir su kaynar “Ben-u Sen” suyu derler adına. Burçlara da “Ben-u Sen’’ burçları yada “Usta-şagirt” burçları denir o günden bu güne. “Ulu beden’’ halk sonradan “Evli beden’’ diye de isimlendirmiştir.” (Mergen 2011). Değirmenci ve pirabok! “Birgün değirmencinin biri, gece değirmende çalışırken piraboklardan biri çıkagelmiş. Bu piraboğun kocaman iki memesi varmış, öylesine büyükmüş ki bir memesini arkasına attığında sırtına kadar geliyormuş. Piraboğu gören değirmenci, yerde duran çuvaldızı memesinin üzerine batırmış. Piraboğu yakalayan degirmenci yıllarca onu yanında çalıştırmış. Öylesine güçlüymüş ki hiç yorulmazmış. Yalnız, ona ormandan bir kaç odun getir dersen bir apartman boyu , çok getir dersen de çalı çırpı toplayıp getirirmiş, ne istersen tam tersini yaparmış. Bu piraboğun bir de çocukları varmış hergün kocası gelip seslenirmiş: “Hamur pıç pıç bebi vay vay” Hamurun ekşidi , bebeklerin ağlıyor diye . Bunu duyan değirmenci piraboğa üzülmüş ve ğöğsünün üzerindeki çuvaldızı çıkarıp onu serbest bırakmış. Çuvaldız çıkınça pirabok koşarak kendini dereye atmış ve ortadan kaybolmuş.” (Telli 2010).
Editör: TE Bilisim