Diz ağrılarının her yaşta görülebildiğini söyleyen uzmanlar, düşme, spor yaralanmaları, menüsküs yırtıkları, bağ sorunları, kireçlenmeleri ve eklem romatizmalarının bu ağrıların başlıca sebepleri olduğunu söyledi. Diz rahatsızlıklarının çeşitlerini belirtilerden yola çıkarak örneklendiren uzmanlar, “Dizdeki ağrının özelliği önemlidir. Sabahtan beri var olan ağrılar daha çok romatizmal hastalıkları düşündürür. Gün içinde akşama doğru artan ağrılar ise daha çok halk arasında kireçlenme olarak bilinen hastalığa bağlı olabilir. Şiddetli ve lokalize edilebilen ağrılar kırık, tümör gibi ciddi rahatsızlıkları düşündürür” dedi. Kireçlenme neden olur? Dizde en sık görülen kireçlenme rahatsızlığı hakkında bilgi veren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erişkinlerde en sık görülen ve durup dururken ortaya çıkan diz ağrısı nedeni halk arasında ‘kireçlenme’ olarak adlandırılan osteoartrit yani eklem kıkırdağında yıpranma sonucu kemiklerin birbirine sürtünmesi ile giden rahatsızlıktır. Genelde 40'lı yaşlardan sonra görülüyor ve yaş ilerledikçe daha da artıyor. Kadınlarda erkeklere nazaran 3 kat fazla görülüyor. Dizin yapısında eğer yapısal bir bozukluk varsa, kireçlenmeye neden olabiliyor. Kırılmış bir kemik, ciddi bir travma veya geçirilmiş bir diz cerrahisi diz eklemini hasara uğratır ve yıllarca belirti vermese de sonunda diz kireçlenmesine yol açmaktadır. Yine mesleği gereği uzun süre ayakta kalanlar, ağır kaldıranlar ya da çömelerek iş yapanlarda dizlerine binen kronik stres nedeniyle mini travmalar oluşur ve kireçlenmeye neden olur. Yine spor yaralanmaları özellikle menüsküs kıkırdağında olmak üzere eklemdeki tüm kıkırdaklarda sorunlar oluşturabiliyor. Aşırı kilo ile ekleme binen yükün artması nedeni ile kıkırdakta sorunlar ortaya çıkartıyor. Tüm bunların yanında kireçlenmede ailevi yatkınlık vardır.” Diz kireçlenmelerinde erken tedavinin önemine değinen Yılmaz, “Kireçlenme ilerleyici ve dönüşü olmayan bir dejeneratif süreçtir. O yüzden dizlerde herhangi bir şikayet başladığında erken dönemde tedbir alınmazsa sorun büyür. Dizde şikayet başlar başlamaz sorun tespit edilir ve sebebi ortadan kaldırılırsa; kıkırdak dokusunda hasar olmayacak veya hasar olmuş ise ilerlemeyecek şekilde tedavisinin yapılabileceğinden önemlidir” dedi. Kireçlenme tedavisinden söz eden Yılmaz, şunları söyledi: “Egzersiz kireçlenme tedavisinde çok önemlidir ancak bazı aktiviteler ve egzersizler eklemdeki hasarı arttırabilir. Merkezimizde çok çeşitli fizik tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Klasik fizik tedavi ajanları örneğin hotpack ve Coldpack gibi yüzeysel ısıtıcı ve soğutucular, US ve kısa dalga gibi derin ısıtıcılar ile kan akımı arttırılarak kas spazmı çözülür, ağrı azaltılır, kasların esnekliği ve eklem mobilitesi arttırılarak hastanın şikayetleri azaltılır, elektrik akımları ile ağrı giderilir. Merkezimizde bu klasik fizik tedavi yöntemleri dışında kireçlenme için yeni teknolojik fizik tedavi cihazlarımız bulunmaktadır. Robotik lazer dediğimiz yüksek yoğunluklu laser cihazımız ile ağrılı diz rahatsızlıklarında ağrı ve yangıyı azaltılarak hastayı kısa sürede iyileştirebiliyoruz. Doku iyileştirici etkisiyle diz hastalıklarını tedavi ediyoruz. ‘Magnetoterapi cihazı’ ile manyetik alan tedavisi yapılmakta, mıknatıslarla ağrı azaltılmakta ve dokunun beslenmesi sağlanmaktadır. Kireçlenmenin alevlenme dönemlerinde, menüsküs-bağ hasarlanmalarında ya da romatizmaya bağlı dizde meydana gelen şişliklerin tedavisinde merkezimizde ‘Kriyoterapi’ adı verilen soğutucu etkisiyle ödem ve enflamasyonu azaltan bir cihaz kullanıyoruz. Bu cihazda hasta bariz bir soğuk hissetmediği için -60-70 derecelere kadar inerek daha derin dokuları soğutabilen ve etkisi daha uzun sürebilen tedavi yapabilmekteyiz.”
Editör: TE Bilisim