HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır"da Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) bölgede bulunan sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile süreci değerlendirmek üzere düzenlediği toplantıya katıldı. Liluz Otel Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıya HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, Halkların Demokratik Kongresi Eş Genel Başkanları Ertuğrul Kürkçü ve Sabahat Tuncel, Demokratik Toplum Kongresi Eş Genel Başkanları Hatip Dicle ve Selma Irmak, Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, çok sayıda milletvekili ve STK temsilcis katıldı. Toplantının düzenlendiği salona Kürtçe ve Türkçe "Savaşa hayır, Barışı biz inşa edeceğiz" yazıları asıldı. "2023 VİZYONU OLANLAR HDP'DEN RAHATSIZ" Toplantının açılışında bir konuşma yapan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Türkiye halklarının Suriye gibi olmak istemediklerini belirterek, "Suriye gibi olmak istemiyoruz. Suriye gibi olmakla karşı karşıya mıyız? Evet bu risk vardır. Suriye tekçi politikalar nedeniyle böyle oldu. Suriye'de 'bizden başka kimse konuşamaz' dediği için böyle oldu. Şu an Suriye'nin hiçbir kentinde aynı kültürden olmayanlar bir arada yaşayamıyor. Ama çok şükür biz halen aynı mahalle de aynı şehirde yaşayabiliyoruz. HDP işte budur. Halk HDP'nin barajı aşmasının Türkiye'yi nasıl bir felaketten kurtardığını biliyor. HDP'nin kıymetini biliyor. Oy veren vermeyen HDP 'den memnun. Kim bundan rahatsız peki. 2023 başkanlık vizyonu olanlar rahatsız "dedi. "SENİN TUZUN KURU" 7 Haziran seçim sonuçlarının çok büyük bir fırsat olduğunu belirten Demirtaş, "Sandıktan çıkan sonuca tahammülünüz yoksa onun adı diktatörlüktür. 13 yıl boyunca bu ülkeyi yönettiniz. E yeter doymadınız mı? Ülke için doğru kabul ettiğiniz hangi projeniz varsa getirin beraber tartışalım. Hangi doğru işi yaptınız da HDP engelledi? Çözüm süreci dediniz elimizi taşın altına koyduk. Burada anlatılmayacak kadar emekler sar edildi barış olsun diye. Dolmabahçe mutabakatının okunmasında milyonlarca insanın emeği var. Ama siz geldiniz bir anda devirdiniz. Silahların susmasını en çok biz istiyoruz. Silah sesi Saray'dan duyulmuyor. Siz gelin buralarda yaşayanlara bakın. Sarayın duvarları, camları kalın silah sesi duyulmaz. Senin tuzun kuru. Halk savaş istemiyor. Bir lider neden ülkesini bu kadar barışa yaklaştırmışken neden vazgeçer?"dedi. "ÖCALAN SİLAH BIRAKMA KONGRE ÇAĞRISI YAPACAKTI" Dolmabahçe mutabakatının ardından müzakerelere geçileceğinin planlandığını belirten Demirtaş, "Kendisi de dahil niye bu kadar emek harcanmışken vazgeçildi? Sadece Dolmabahçe mutabakatından bir hafta sonra gözlemci heyet, devlet heyeti, HDP heyeti, İmralı'ya gidecek ve müzakere başlayacaktı ve başladığı gün Sayın Öcalan PKK'ya silah bırakma kongre çağrısı yapacaktı. İmralı'ya neden heyetler gitmedi? İzleme heyeti isim isim belirlendi. Bunu neden açıklamıyorlar? Sayın Davutoğlu neden çıkıp yanlıştır dediniz. Gayri meşru ve ahlak dışı olan nedir? Bunu birlikte yaptık. Son derece namuslu bir iş yaptık. Dolmabahçe mutabakatının arkasında durduk. Burası hırsızlık yapılan bir yer miydi, soygun talan ve yapılan yer miydi? O bakanlar kendi yaptıklarına neden sahip çıkmıyor? Sahip çıkılsaydı o çocuklar ölmeyecekti. Her akşam televizyon kanallarında insan olarak hepimizin içinin parçalanarak izlediği o görüntüler olmayacaktı. Biz şimdi PKK'nın dağdan inişini konuşuyor olacaktık. Siz devlet olarak İmralı kosterine izleme heyetini bindirdiniz de HDP mi engelledi? Bizim tek suçumuz parti olarak girmek ve barajı aşmaktı. Tek gayeleri seçimlerden önce PKK'ya silah bıraktırıp, HDP'yi baraj altında bırakmak ve yüzde 50'lerin üzerinde oy almaktı. Bize 'süreç var neden parti olarak giriyorsunuz bağımsız girin' dediklerini hatırlıyorsunuz. Bizi vatan hainliği ile suçladılar. Bu yüzden saldırıya uğradık. Bu tezgahlar dönerken Sayın Cumhurbaşkanı seçim meydanlarındaydı"diye konuştu. Cumhurbaşkanı, Dolmabahçe mutabakatına dönmekte sorumluluk alabilirse ülke bu kaostan döndürülebilinir. Cumhurbaşkanı'ndan beklenen görev, ülkeyi kan ve kaostan geri döndürse biz her şeye rağmen hazırız. Cumhurbaşkanı kaldığımız yerden değil, kaldığımız yerden daha ileride 'bu sürece devam edin' derse biz sürecin arkasında durmaya devam edeceğiz. Bu sorun adalet ve hakkaniyet çerçevesinde çözülmediği müddetçe silahları durdurabiliriz ancak sorunu bitiremeyiz. Bu ülkeyi 90’lara döndürmeyeceğiz, sizlere savaş yaptırtmayacağız"dedi. "EN ACİL ŞEY ELLERİN TETİKTEN ÇEKİLMESİDİR" Kendilerine dayatılan bir süreç olduğunu belirten Demirtaş, "Bize köle muamelesi yapıldı. Parti olarak seçime girdik diye bize vatan haini dediler. Bunlar paralelden, okyanus ötesinden talimat aldılar dediler. Bu yüzden parti olarak seçime giriyorlar dediler. Bu yalanlarına kendileri bile inandı. Bir partiyi düşünün kendi gücüyle seçime giriyor, süreci bozmakla itham ediliyor. Bu yüzden saldırıya uğradık. Bütün bu oyunlar dönerken sayın Cumhurbaşkanı meydanlardaydı. Bir Cumhurbaşkanı'na düşen ayrışmayı önleyecek bir şemsiye görevi görmekti. Bunu seçim sonrası toparlayabilirdi. Ama malasef bugün yaptığı açıklamaları dinleyin seçim kampanyasının startını muhtarlarla birlikte verdi zaten. Anlaşıdı ki bir kez daha AKP’yi kendisi şeçime sokacak. Türkiye toplumu şundan emin olsun ki HDP hakiki bir halk partisidir, gücünü halktan alır. Ne silaha dayanır ne şiddete dayanır. Şiddet ve silahla aramıza koyduğumuz net mesafeinin göstergesi HDP’de olmamızdır. HDP'de siyaset yapmamız zaten şiddetle, silahla aramıza koyduğumuz mesafeden dolayıdır. Demokratik siyaset yoluyla sorunlarımızı çözelim diyoruz. Bütün tehditlere rağmen bıkmadan usanmadan halka verdiğimiz sözü yerine getirmeye çalışıyoruz. HDP’nin amacı bütün kimliklerin bir arada yaşamasını sağlamaktır. Bunun da yolu Dolmabahçe sürecine dönmektir. Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda eğer inisiyatif alacaksa Türkiye’yi bütün bu kırılma sürecinden döndürebilir. Ortadoğu’nun kan deryasına döndüğü bu günlerde bir Cumhurbaşkanını düşen şey siyaseti doğru okumak süreci başlatmakütır. Sayın Cumhurbaşkanı bunu yaparsa herşeye rağmen bizler barış sürecinin tüm gücümüzle arkasında olacağız. Kendisi bu konuda artık savaş politikalarının tutmadığını ve Türkiye’yi felekate sürüklendiğini görüp şu saatte kaldığımız yerden daha ileride bu işe devam edelim derse hep birlikte sürecin arkasında olacağız. En acil şey barış ihtiyacıdır ve derhal ellerin tetikten çekilmesidir. Ölümleri durdurmamız lazım. Bu ölüm kan deryası içinde sivil siyasetin sivillerin sesi her dakika daha da kısılacaktır"diye konuştu.
Editör: TE Bilisim