MÜCADELE HABER- Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden yapılan açıklamada pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte kadına yönelik şiddet vakaları sayısında artışın olduğuna ve bu süreçte toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda yaşanan sorunların daha fazla derinleştiğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı’nda; 6284 sayılı kanunda “tek bir kadının dahi şiddet mağduru olmadığı güne kavuşana kadar” mücadele edileceğine ilişkinde “Biz kadınlar, bu taahhütlerin tamamen ve eksiksiz uygulanacağı güne dek takipçisi olmaya devam edeceğiz.” İfadeleri kullanıldı.

 

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden basın metnini okuyan Av. Rozerin Arslan'ın açıklaması şöyle, “Tüm dünyada etkisini sürdüren pandemi, birçok kısıtlamayı da beraberinde getirdi. Pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte kadına yönelik şiddet vakaları sayısında artış meydana geldi. Bu süreçte kadının; aile yaşamı, iş yaşamı ve toplum içindeki rolünün önemi bir kez daha gözler önüne serilse de, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda yaşanan sorunlar daha fazla derinleşti. Yaşanan ekonomik sorunlar neticesinde çalışma yaşamında ilk gözden çıkarılan işçiler kadınlar oldu. Bu süreçte kadınların eviçi emeği iş yükü daha da arttı. Ev içinde pandeminin tüm yükünün kadınların omuzlarına yüklenmesi, genel olarak ev içi emeğin ekonomik ve sosyal karşılığının olmaması; kadının sömürülmeye devam etmesine neden oldu. Bu süreçte sosyal devlet ilkesi gereğince kadını koruyan ve güçlendiren politikaları geliştirmesi beklenen devletin bu konuda duyarsız kalarak sorumluluğunu yerine getirmemesi, kadın erkek arasındaki eşitsizliğin derinleşmesine yol açtı.

 

“TEK BİR KADININ DAHİ ŞİDDET MAĞDURU OLMADIĞI GÜNE KAVUŞANA KADAR”

Kadına yönelik şiddetin artarak devam ettiği bu dönemde, bu şiddete karşı tüm gücüyle çaba gösteren kadın kurumlarının yargı eliyle kapatılması, devletin kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda kurumlarla işbirliği içinde olması gerekirken bunun karşısında bir tutum alması, kadına yönelik şiddet dosyalarında, kadın mücadelesi sonucunda yürürlüğe konan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun varlığına rağmen, adli ve idari mercilerin bu konudaki yetersizliği ve pasifliği, şiddetin son bulmasına yönelik çalışmaları olumsuz yönde etkilemiştir. Ancak 2 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığı tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı’nda; 6284 sayılı kanunun önemi vurgulanarak “tek bir kadının dahi şiddet mağduru olmadığı güne kavuşana kadar” mücadele edileceğine dair söz verilmesi kadınların bireysel ve kolektif mücadelesinin sonucudur. Biz kadınlar, bu taahhütlerin tamamen ve eksiksiz uygulanacağı güne dek takipçisi olmaya devam edeceğiz.

 

Nafaka hakkı ile ilgili tartışmalara, kadınlara karşı her türlü şiddete, yoksulluğa, güvencesizliğe, işsizliğe, gericiliğe, yasalardaki kadını korumaya yönelik eksikliklere karşı; kadının etkinlik alanının güçlendirilmesi, eğitim, istihdam, sağlık, siyaset, hukuk ve benzeri alanlarda fırsat ve olanaklardan eşit düzeyde yararlanması, kadın ve erkeğe verilen hakların, yüklenen sorumlulukların adil bir biçimde dağıtılması için mücadelemize devam edeceğiz. Kadının en doğal haklarından biri olan insanca yaşama hakkı, soyut eşitlik değil kadın lehine pozitif ayrımcılık, özgür, eşit, adil yaşam için hep beraber her daim birlikte yürüyeceğiz.

 

“MÜCADELEMİZ İLE HER YERDE VARDIK, VARIZ, VAR OLACAĞIZ!”

Bizler, artık 8 Mart’larda kadın cinayetlerini bunlara dair verileri bildirmek, nafakaya dair olumsuz eleştirilerin yanlışlığını, fiili kürtaj yasaklarını, hayatımızı muhafazakâr politikalarla şekillendirme girişimlerini, yaşam biçimimize ve tercihlerimize yönelik saldırıları konuşmak istemiyoruz. Bu sebeple, tüm bu eşitsizliklere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. “Mücadelemiz ile her yerde vardık, varız, var olacağız!” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim