MÜCADELE HABER- Basın açıklamasına Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, Baro Başkan Yardımcısı Gazal Bayram Koluman, Kadın Hakları Merkezi Başkanı Aslı Pasinli ve Yürütme Kurulu Üyesi Hatice Demir ile baroya üye avukatlar katıldı. 2017-2018 yılları arasında Diyarbakır Aile Mahkemelerinde karara çıkan 2 bin 97 dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda hazırlanan raporu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Aslı Pasinli okudu. Raporda özetle şöyle denildi:

 

 

“Tartışmalara konu “yoksulluk nafakası” 4721 Sayılı Türk Medeni Kanun’unda düzenlenmiştir. Bu düzenlemenin amacı,  boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olan eşin, diğer eş tarafından şartları bulunduğu sürece ekonomik yönden desteklenmesi ve asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanmasıdır. Kanunda nafaka hakkı için cinsiyet belirtilmemiş olup boşanma ile yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla diğer tarafın mali gücü oranında asgari yaşam ihtiyaçlarının sağlanması amaçlanmıştır.

 

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak Nafaka konusunda araştırma yapmaktaki amacımız;  kamuoyuna yansıyan yoksulluk nafakası tartışmalarının somut verilerini paylaşarak, kadınların evlilik sürecinde hem ev içi emek ve bakım emeği ile sömürüldükleri hem de şiddete maruz kaldıkları gerçekliği karşısında; tekil ve sansasyonel örneklerle yürütülen yoksulluk nafakası tartışmalarının konuyu özünden uzaklaştırdığını göstermek, kadınların boşanma ve nafaka davalarındaki süreçlerinde yaşadıkları zorluklar hakkında bilgi edinmek, gerçek nafaka miktarları konusundaki rakamsal verilere ulaşmak ve bu bilgi ışığında tartışmaların kamuoyunda sağlıklı yürütülmesine katkı sağlayarak kadınların kazanımlarına yönelik saldırıların temelsiz olduğunu vurgulamaktadır. Zira kamuoyuna yansıyan yoksulluk nafakası ile ilgili tartışmalar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan kadın yoksulluğu verilerinden azade tekil ve istisnai örneklere dayandırılagelmiştir. Dahası Mahkeme kararlarında lehine nafaka hükmedilen kişi açısından belirlenen miktarların kanunda düzenlendiği gibi “geçim sağlamaya” yetecek oranda olmadığı, yoksulluk ve açlık sınırının altında olduğu görülmektedir. Kadınlar lehine hükmedilen ancak tahsil edilemeyen nafakalar, erkek odaklı bakış açısı nedeniyle tartışılmamaktadır.

 

Raporumuz verileri dikkate alındığında kadın ve erkekler arasındaki derin eşitsizlik nedeniyle nafaka hakkının korunması gerekmektedir. Dahası nafaka oranlarının “asgari yaşam gereksinimlerini” karşılamaya yetecek orana yükseltilmesi gerekmektedir.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim