Fatih SURUÇ

MÜCADELE HABER- Diyarbakır Edebiyat Evi Sorumlusu Lal Laleş, açtığı edebiyat evini Mihenk Taşı, Müşterek Bellek, Kültür İşliği, Ekokritik, Müfredat Dışı, Çeviri Adası ve Yazarın Günü olmak üzere toplam 7 başlık altında faaliyete geçirdiklerini söyledi. Laleş, Edebiyat Evi’nin birçok insana rahatça çalışma yapacağı bir imkan sunduğunu ifade etti.

 

Wêjegeh Amed (Diyarbakır Edebiyat Evi) Sorumlusu Lal Laleş, Diyarbakır Edebiyat Evi fikri okur yazar buluşmalarına veya günümüzde insanların belki de konuşması, tartışması gereken entelektüel meseleleri tartışmaları açısından bir mekan olarak düşündük ve yaklaşık bir, buçuk yıllık o düşünsel zeminini oluşturma, burada hangi etkinlikleri yapacağız, ne gibi çalışmaları yapacağız gibi tartışmaları yürüttükten sonra Diyarbakır Edebiyat Evi için yer aramaya başladık.

 

“7 BAŞLIK ALTINDA EDEBİYAT EVİ’Nİ FAALİYETE GEÇİRDİK”

Wêjegeh Amed (Diyarbakır Edebiyat Evi) Sorumlusu Lal Laleş’in gazetemize yaptığı açıklamalar şöyle, “Diyarbakır’da yaşayan yazar ve edebiyatçılarla tartışmaya başladık. 7 başlık altında Edebiyat Evi’ni faaliyete geçirebileceğimizi düşündük. Bu başlıklardan bir tanesi Mihenk Taşı’dır. Mihenk Taşı’ndan kastımız şudur, gerek dünya, gerek Kürtçe, Türkçe Edebiyat’ta ustalaşmış yazarların yazı dünyasını, ürettikleri eserleri o yazarların uzmanı olan ve onun üzerinden çalışmış gerek akademisyen ve yazarlarla tartışmaktır. Bir yerde kültür, edebiyat dünyamıza katkı sunmuş önemli şahsiyetleri hem yad etmek, hem de onlara dair farklı eleştirel okumalar yapmaktır.

 

MÜŞTEREK BELLEK

Diğer başlığımız ise Müşterek Bellek’tir. Burada malum bizim sahip olduğumuz o kültürel mirası, bunun içerisine Zerzevan Kalesi’ni de dahil edebiliriz veyahut dengbejlik geleneğini de dahil edebiliriz. Bizim hepimizin bilincinde, o kolektif dünyayı tekrar tartışmak, konuşmak, hatta o müşterek bellek çerçevesinde bir dizi seminerler yapıp zaman zaman anlattığımız mekanlara da gidip orada çeşitli ziyaretler yapmak ve son semineri de orada yapmak, Zerzevan Kalesi’ni uzmanlarıyla beraber tartışıp, son etkinliğimizi bir seyahat şeklinde Zerzevan Kalesi’nde yapmaktır.

 

KÜLTÜR İŞLİĞİ

Diğer başlığımız Kültür İşliği’dir. Bu daha çok hayatımızın temel, kültürel meselelerini, bunun için de edebi meseleler, sosyal, sosyo-politik, ekonomik, aslında yaşantımıza dair tüm üretimi ve birikimi tartışabileceğimiz bir başlık olarak düşündük ve orada da gündemimizde olan meseleler hakkında nasıl düşünülür, onlara dair nasıl bir yol alacağımızı tartışacağımız bir dizi söyleşiyi, etkinliği panel olarak düşündük.

 

EKOKRİTİK

Diğer bir başlığımız Ekokritik’tir. Aslında edebiyatta doğayı bir araya getirdiğimiz, yani ekolojik ama aynı zamanda turcu olmayan yaklaşımları, edebi metinleri içerisindeki o aranan yolcuğu da diyebiliriz Ekokritik için. Bu konuda atölyeler yaptık.

 

MÜFREDAT DIŞI

Bir de Müfredat Dışı dedik. Aslında en keyifli başlıktır. Esasen Müfredat Dışı başlığı tam da ezber bozan insanların gelip cümlesini kurduğu bir kürsü olarak düşünmemiz gerekiyor. Bu işin eğitimini almadan bir başarı göstermesi, deneyim sergileyen insanlara kulak verdik.

 

ÇEVİRİ ADASI

Diğer bir başlığımız Çeviri Adası’dır. Bu da diller ve kültürler arasında nasıl köprüler kuracağımızı, bağları geliştireceğimizi, başka metinlerdeki kitapları gerek Türkçe, gerek Kürtçe çevirisiyle aslında yazarlarla okurlar, yazarlarla yazar, yazarlarla çevirmenler arasında nasıl bağlar ve etkileşimler, çağrışımlar oluşturacağımızı tartıştığımız bir başlıktır. O konuda da Çevrimiçi bir atölye yaptık. Burada dört hafta süren bir atölye gerçekleştirdik.

 

YAZARIN GÜNÜ

Son olarak da Yazarın Günü diye bir başlığımız var. Nasıl ki Mihenk Taşı’nda ustalaşmış büyük yazarların edebi dünyasını ele alıyorsak, Yazarın Günü’nde de daha güncel, yeni çıkmış kitapları ve o kitapların yazarlarıyla okurları buluştuğu, söyleşi de imza günlerini düşündüğümüz bir çalışmaydı. Hatta biz yazın burada, Diyarbakır’da yaşayan ama kitapları yeni çıkan yazarları Bahçe Buluşmaları adını verdiğimiz çeşitli söyleşiler ve dinletiler gerçekleştirdik.

 

“DİYARBAKIR’DAKİ ENTELEKTÜEL DÜNYANIN ÖNEMLİ BİR İHTİYACINI KARŞILADIK”

Diyarbakır Edebiyat Evi’ni hem içselleştirdikleri için, hem sevdikleri için söyleşileri, ikili görüşmeleri, kitap imzalarını, okumalarını, hatta yazmalarını, akademik dünyada birçok akademisyen arkadaşımız buraya gelip, o tezlerle ilgili çalışmalarını yürütüyorlar. Dolayısıyla insanların buraya gelip daha rahat ve huzurlu, sessiz ve sakin bir ortamda okumalarını ve diğer çalışmalarını yaptığı bir alan olması itibarıyla Diyarbakır’daki entelektüel dünyanın önemli bir ihtiyacını karşılamış oluyor.

 

“FAALİYETLERİMİZİN TAMAMI ÜCRETSİZDİR”

Bütün şuana kadar bizim yaptığımız edebi ve entelektüel faaliyetlerin tamamı ücretsizdir. Yani Diyarbakır Edebiyat Evi hem atölyeler, hem de yaptığı diğer etkinliklerden kaynaklı olarak ücret talep etmiyor. Bizim başarılı bir atölye odamız var. O atölye odasını daha önceden bize haber vererek, randevu alarak orayı rahat bir şekilde kullanabiliyorlardı. Bizim o bir aylık açık olduğumuz süre içerisinde dört beş tane kadın okuma grubu burada okumalarını yapıyorlardı. Okudukları kitapları tartışıyorlardı.

 

DİYARBAKIR KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYAT GÜNLERİ

Sonbaharda Üçüncü Karşılaştırmalı Diyarbakır Karşılaştırmalı Edebiyat Günleri’ni yaptık. Çok yoğun bir programdı. Daha sonra da Sonbahar’da bir müşterek bellek atölyesini çeviri atölyesi yaptık ki, çeviri atölyesinde çok memnun kaldık. Çünkü insanların ilgisi, katılma arzuları, insanların donanımı, bize kattıkları çok heyecan vericiydi. Ocak itibarıyla da bizim saydığımız yedi başlık perspektifinde çalışmalarımız devam etti. Ocak ayında yedi tane etkinlik yaptık ve büyük bir ilgi gördük.

 

“TEKNOLOJİNİN NİMETLERİNİ, AVANTAJLARINI DA ES GEÇEMEYİZ”

Teknolojinin nimetlerini, avantajlarını da es geçemeyiz. Mesela daha önce yaptığımız etkinliklerde, yüz yüze yaptığımız etkinliklerde Diyarbakır’da yaşayan insanlara okur-yazarı bir araya getirme şansımız vardı sadece. Bu dijital platformlarda artık dünyayla bir araya geliyorsunuz. Örneğin bizim yaptığımız canlı yayınlar 600 ya da 700 kişi tarafından izleniyor ama biz burada etkinlik yaptığımızda en kalabalık 30 ya da 150 kişidir. Bu çok doğal da bir şey.  Orada kayıtlı olarak YouTube kanalımıza da yüklediğimizde bu gün geçtikçe kartopu gibi katlanarak artıyor. Bu anlamda çok da olumsuz bir şey olarak görmüyorum. Dünyanın küçüldüğü bir yerde Diyarbakır’a hiçbir koşulda gelemeyecek, imkanı olmayan önemli yazarları, akademisyenleri belki bu platformlar üzerinden insanlarla buluşturmaya devam edebiliriz.

 

“HEDEFİMİZ DÜNYA KÜLTÜRÜNÜ DİYARBAKIR’A TAŞIMAKTIR”

Diyarbakır’daki temel hedefi insanların kendini ifade edebileceği, kendi cümlelerini kurabileceği rahat, özgür konuşabilecekleri, tartışabilecekleri bir alan ve Diyarbakır’ın, Diyarbakır’ın Kürtçe kültürü, dünya kültürüyle bir araya getirmek ve dünyayı bir yerde Diyarbakır’a taşımaktır. Diyarbakır’ı da bir yerde aslında dünyaya taşımaktır. Çünkü Diyarbakır bir yerde Türkiye’nin en kıymetli, en dinamik, en üretici kentlerinden biridir.”

Editör: TE Bilisim