Devrim AKTÜRK

MÜCADELE HABER- Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na Gastronomi temasıyla başvuru yapılacağını ve bununla ilgili çalışmalarının başladığını açıkladı. Vali Karaloğlu, “Gastronomi temasıyla UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na müracaat etmemiz konusunda bir karar çıktı. Gerçi ben farklı düşünüyordum, farklı bir temayla müracaat edelim arzusundaydım, edebiyat konusunda başvuralım istiyordum. Benim isteğim buydu. Çünkü Diyarbakır’ın edebiyatla da gerçekten de çok güçlü yönleri var. Ancak toplantıda nihayetinde çoğunluk gastronomi deyince, biz de arkadaşların düşüncesine saygı duyduk.” Dedi.

 

Diyarbakır’ın 12 bin yıllık bir geçmişiyle, tarihiyle Türkiye’nin, bölgenin en eski yerleşim alanlarından bir tanesi olduğunu söyleyen Vali Karaloğlu, Diyarbakır’da 2 önemli kazı çalışmasının olduğunu belirterek şöyle konuştu. “Diyarbakır’da şu anda 2 önemli kazı alanımız var. Bunlardan bir tanesi Körtik Tepe, bir diğeri ise Çayönü Tepesi’dir. Bu iki arkeolojik alandaki bulgular sadece Diyarbakır’ın değil, insanlığın lezzet serüveninin başladığı şehir Diyarbakır olduğunu ortaya koyduğu için söylüyorum. Körtik Tepe’deki kazılarda hamurlu mayadan ekmek pişirme kaplarının da ilke kez denendiği bölgenin yine Diyarbakır olduğu ortaya çıktı.” Diye konuştu.

 

 

 

“BEN FARKLI BİR TEMAYLA MÜRACAAT EDELİM ARZUSUNDAYDIM”

Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu’nun açıklamaları şöyle, “Bugün çok önemli bir konuyu konuşmak için bir araya geldik. Bilindiği üzere Diyarbakır’da bir turizm Koordinasyon Kurulu oluşturmuştuk. O Koordinasyon Kurulumuzdaki gündemlerden bir tanesi de Diyarbakır’ın UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na bir temayla başvurması konusuydu. O toplantıdaki tartışma sonucunda arkadaşların çoğunluğu gastronomi temasıyla UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na müracaat etmemiz konusunda bir karar çıktı. Gerçi ben farklı düşünüyordum, farklı bir temayla müracaat edelim arzusundaydım, edebiyat konusunda başvuralım istiyordum. Benim isteğim buydu. Çünkü Diyarbakır’ın edebiyatla da gerçekten de çok güçlü yönleri var.

 

Toplantıda nihayetinde çoğunluk gastronomi deyince, biz de arkadaşların düşüncesine saygı duyduk ve gastronomi temasıyla UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na müracaat edelim, 2021 yılı müracaat yılı dönemi, Nisan-Haziran dönemi. Bununla alakalı olarak şehirde bir hazırlık yapılsın, bir komisyon kurulsun kararı çıktı ve bugüne kadar birçok çalışma yapıldı. Önce bir çalışma ekibi kuruldu. Büyükşehir Belediyesi, DTSO (Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası), Diyarbakır Valiliği, Dicle Üniversitesi, Karacadağ Kalkınma Ajansı’nın da olmak üzere 5 kurumun liderliğinde kentteki bütün tarafların içerisinde olduğu, kentin tamamını kapsayacak herkesin içerisinde olduğu bir çalışma kurulu oluşturuldu, çalışmalar yapıldı. Daha sonrasında ise UNESCO Türkiye Milli Komitesi ile beraber Dicle Platformu’nda bir toplantı yapıldı. Şu anda bugün yapmış olduğumuz Çalıştay da hazırlık sürecinin bir aşamasıdır. Kentte bu konuyu temsil eden bütün kuruluşlarımızın, odalarımızın, STK’larımızın, kamu kurumlarımız her biri toplanmış bulunmaktadır.

 

DİYARBAKIR’DA ŞU ANDA 2 ÖNEMLİ KAZI ALANIMIZ VAR

Diyarbakır 12 bin yıllık bir geçmişiyle, tarihiyle Türkiye’nin, bölgenin en eski yerleşim alanlarından bir tanesidir. Diyarbakır’da şu anda 2 önemli kazı alanımız var. Bunlardan bir tanesi Körtik Tepe, bir diğeri ise Çayönü Tepesi’dir. Bu iki arkeolojik alandaki bulgular sadece Diyarbakır’ın değil, insanlığın lezzet serüveninin başladığı şehir Diyarbakır olduğunu ortaya koyduğu için söylüyorum. Bundan dolayı da arkadaşlarımız UNESCO’ya gastronomi alanında gitmemiz gerektiğini aktardılar ve haklıydılar.

 

“KÖRTİK TEPE’DEKİ KAZILARDA HAMURLU MAYADAN EKMEK PİŞİRME KAPLARININ DA İLKE KEZ DENENDİĞİ BÖLGENİN YİNE DİYARBAKIR OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI”

Önemlikle Çayönü Tepesi’nde yapılan kazılarda elde edilen bulgular, Diyarbakır Arkeoloji Müze’mizde de sergileniyor, dünyada ilk buğday ve tahıl üretiminin, tarımının, kültür tanımının yapıldığı yerin Çayönü olduğu, dolayısıyla Diyarbakır’ın olduğunu ortaya koydu. Yine dünyada ilk baklagillerin, nohutun ve mercimeğin tarımının yapıldığı şehir olarak olduğu görülüyor. Biz zaten yukarı Mezopotamya’da Altın Üçgeni kullanıyoruz ve bu bölge olduğunu ortaya koydu. Yine Çayönü Tepesi’nde bakırın olduğu ve gastronomide de arkeolojik kazılarda bu bölgede, yani Diyarbakır’da olduğunu ortaya koyuyor. Yine ketenin ilk defa sepetlere dönüşmesinin, ketenden ilk ürünlerin elde edildiği yerin yine Çayönü olduğu, yine çanak ve çömleğin ilk üretildiği yeri Çayönü olduğu ortaya koyuyoruz. Körtik Tepe’deki kazılarda hamurlu mayadan ekmek pişirme kaplarının da ilke kez denendiği bölgenin yine Diyarbakır olduğu ortaya çıktı.

 

“İNŞALLAH DÖRDÜNCÜ ŞEHİR OLARAK DA DİYARBAKIR OLUR”

Körtik Tepe’nin yaşına dayanan 12 bin 400 yıllık bir lezzet serüveni var ve insanlığın lezzet serüveninin başladığı yerdeyiz. Onun için Diyarbakır kadar belki UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na gastronomi temasıyla müracaatı hak eden başka şehirler de var. Türkiye’de başka şehirlerimiz var şu anda bu Yaratıcı Şehirler Ağı’nda bulunan. Gaziantep, Hatay ve Afyon var. İnşallah dördüncü şehir olarak da Diyarbakır olur. Bu şehirlerimizin de çok güçlü gastronomileri var. Biz onların yanında yeni bir gastronomi şehri olarak yer almak istiyoruz.

 

“HERKES ELİNDEN GELENİ YAPMASI LAZIMDIR”

Bu dosya şu anda hazırlık sürecindedir. Bu süreci sadece başvuruyu hazırlayan kurumlar değil, kentin tamamına bu heyecanı yaşatamazsak, sokakta yürüyen vatandaşımıza, esnafımıza, sanayici ve STK’larımıza bu heyecanı yaşatamaz, bu heyecanı yansıtamazsak; yarın Ağ’a katılsak bile şehre çok faydası olmaz. Bu yüzden bugün ilk defa basına açık olarak bu açıklamayı yapıyoruz. Bugün itibarıyla kentteki bütün kesimlerin bu heyecanı duyması ve bu sürece destek vermesi gerekir. Herkes elinden geleni yapması lazımdır. Üniversite bir makale olarak insanlığın lezzet serüveninin başladığını ortaya koyarsa çok iyi olacaktır. MEB’in, Turizm İl Müdürlüğü’nün ve turizminin, konaklama sektörünün, herkesin bu sürece destek vermesi lazımdır. Bugün itibarıyla yeme içme sektörü yerelleri öne çıkaracak, sabah kahvaltısında yerel yemekleri daha çok öne çıkaracak faaliyetler içerisinde olmazsa biz bu konuda başarılı olamayız.

 

“DİYARBAKIR’DA BİR GASTRO İNOVASYON MERKEZİ’MİZ OLACAK”

DTSO’nun bulunduğu tarihi yapıyı Gastro İnovasyon Merkezi olarak kullanılmak üzere DTSO’ya tahsisi yapıldı. DTSO bir proje geliştirdi, Gastro İnovasyon Merkezi olarak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mız cazibe merkezleri programları kapsamında da oraya çok ciddi bir manada destek verdi. İnşallah Diyarbakır’da bir Gastro İnovasyon Merkezi’miz olacak. Yani yerel lezzetlerin ortaya çıkarıldığı, orada pişirme ve tadım evi gibi deneyim atölyelerin olduğu çok güzel bir Gastro İnovasyon Merkezi’miz olacaktır. Bu ve benzeri çalışmalar İnşallah Haziran ayında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na gastronomik temasıyla şehrimizin girmesini sağlar diye temenni ediyoruz. UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na girdiğimizde Diyarbakır olarak her şeyden önce bir network, uluslararası bir network UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’nda olmak şehrin uluslararası bilinirliği, tanınırlığını artıracaktır. Diyarbakır’da son 5 yılda çok gelişmiş olarak bir yeme içme sektörümüz var. İşte, bunların tamamını destekleyecek bir faaliyet olacaktır.”

Editör: TE Bilisim