MÜCADELE HABER- İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesinin ardından sözleşmenin 10. yılına girmesine ilişkin Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı Bileşenleri ve Sivil Toplum Örgütleri Kadın Komisyonları, yazılı açıklama yaptı. Sözleşmeden vazgeçmeyeceklerinin belirtildiği açıklamada; sözleşmenin yürürlükte kalması ve tüm hükümlerinin uygulanması için ısrarcı ve takipçi olmaya devam edeceklerini kamuoyuna bildirdiler. Yapılan yazılı açıklamanın devamı şu şekilde:

 

“Kadın kırımı olarak nitelendirdiğimiz kadın cinayetlerinin; bir ülkede, iş kazası, trafik kazası, hastalıklar ve çok başka gerekçelerden kaynaklanan erkek ölümleriyle karşılaştırılması bilimsel olmayan manipülatif bir algı çabasıdır. Kadın kırımı; yaş, eğitim, inanç, dil, din, ırk, renk, yaşadığı yer farketmeksizin; bir kadının kadın olması sebebiyle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin doğurduğu erkek şiddetine maruz kalması ve katledilmesidir.

 

İstanbul Sözleşmesi’nin feshi yönündeki Cumhurbaşkanı Kararı, ülkedeki tüm kadınların yaşam hakkı bakımından ele alındığında, cinayetlere kapı aralamaktadır. Özellikle bölgemizde üniformalı veya üniformasız kamu görevlilerinin ürettiği şiddet ve neden oldukları cinayetler başta olmak üzere kadın cinayetlerinin engellenmesi için İstanbul sözleşmesi yaşam güvencemizdir diyoruz. Çocuk yaşta evlilikler çocuk istismarıdır diyoruz. Başladığı andan itibaren şiddeti üreten ve sistematik hale getiren çocuk yaşta evlilikler, kadın kırımının ilk adımıdır diyoruz. İstanbul sözleşmesi, çocukların maruz kaldığı şiddeti önlemeye dönük güvencemizdir diyoruz.

 

10 Yıl Önce Bugün İmzalanan İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi;

 

Kadının insan hakları belgesidir.

 

Kadınların özgürlük ve güvenlik hakkının teminatıdır.

 

Eşitsizlikle, ayrımcılıkla, cezasızlıkla, şiddeti üreten kültür ve geleneklerle mücadelenin belgesidir.

 

Kadına yönelik şiddetle mücadele alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesini savunmaktadır.

 

Kadınların kamusal alanda anadilde kamu hizmeti almalarını savunmaktadır.

 

Dil, din, ırk, renk, yaş, mezhep, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, medeni durum, siyasi ve felsefi görüş, etnik köken, engellilik,  vatandaşlık göçmenlik veya mültecilik vb. durumuna bakılmaksızın herkesin yaşam hakkının güvencesidir.

 

İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz. Sözleşmenin yürürlükte kalması ve tüm hükümlerinin uygulanması için dayanışma ağlarımızı güçlendirerek, bu hususta ısrarcı ve takipçi olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna bildiriyoruz.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim