Fatih SURUÇ

MÜCADELE HABER- Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle Diyarbakır merkez Bağlar ilçesi Kaynartepe Mahallesi’ndeki 53 dönümlük bir alan, riskli ilan edilerek kentsel dönüşüm projesinin bölge kullanıcıları ile birlikte karar verilmesi gereken bir konu olduğunu söyleyen Aslan, “Sivil toplum örgütleri, Meslek örgütleri, Üniversiteler, Uzman kuruluşlar ve bu konuda otorite sahibi şahıslarında birlikte olduğu bir platformda çalışmalar yürütülmelidir” diye konuştu.

 

Aslan, “Diyarbakır özellikle 1980’li yılların sonunda bölgede tırmanan gerilim ve şiddet olayların sonucunda, zorunlu veya isteyerek boşalan köylerden bir kısmının Diyarbakır’a göç etmesiyle çarpık kentleşme sürecini de arttırmıştır. Suriçi, Bağlar bölgesi ve Şehitlik bölgeleri bunun en çarpıcı örnekleridir. Yoğun göç sonrası şehirleşme sürecinin tüm olumsuzlukları Diyarbakır örneğinde görülmektedir.  Yapılan yanlış imar uygulamaları ve kaçak yapılaşmalar, kent dokusunun tahrip olmasına da yol açmıştır. Bağlar bölgesi Diyarbakır'ın eski yerleşim yerlerinden biridir. Kentsel dönüşüm alanı ilan edilen Kaynartepe Mahallesi de Bağlar ilçesinin m2 bazında en yoğun nüfusa sahip mahallelerinden biridir” dedi.

 

Diyarbakır Mimarlar Odası Eşbaşkanı Selma Aslan sorularımıza şöyle yanıtladı:

 

“KENTSEL DÖNÜŞÜM KAVRAMININ UYGULAMA BİÇİMİNE KARŞIYIZ”

1) Bağlar’da başlayacak olan ‘Kentsel Dönüşüm’ hakkında ne düşünüyorsunuz?

Selma Aslan: Öncellikle belirtmek isterim ki Kentsel dönüşüm kavramının uygulama biçimine karşıyız. Çünkü uygulanan bu kentsel dönüşümlerde, uygulama alanları soylulaştırılarak bölge halkı yerinden edilmekte ve bölge kullanıcıları değişmektedir. Sağlıklı çevrede halkla birlikte ''Sağlıklı çevre ve yaşam hakkını''savunmaktayız.  Kentsel dönüşüm modellemelerinden kentsel yenileme ve sağlıklaştırma çalışmaları ile kente ve kentliye yaklaşım olmalı ve yerinde dönüşüm yapılmalıdır."Kentsel dönüşüm alanı" ilan edilmeden önce, "kentsel yenileme", "kentsel sağlıklaştırma" gibi hangi müdahale biçiminin uygulanacağının belirlenebilmesi gerekmektedir. Bunun için; öncelikle, yapı stoğu envarteri oluşturulmalı, yapı niteliği belirlenmeli, risk altındaki alanlar; yapı güvensizliği olan ve eskimiş (kentsel mekânın niteliksizliği) kent bölgeleri; doğal, tarihi, arkeolojik, kültürel niteliğe sahip alanlar belirlenmelidir. Yani kent kimliği açısından önemli alanların belirlenmesi ve açığa çıkartılması önemlidir ve bütün bunlar yapılırken de kent ölçeğinde bütünsel plan çalışmaları ile çalışmalar yürütülmelidir.

 

“ALAN PLANSIZ YAPILAŞTIĞI İÇİN ALTYAPI VE ÜSTYAPI EKSİKLİKLERİ MEVCUTTUR”

Bağlar bölgesinde yapıların yapı ömürlerinin tamamlanmış olduğu varsayımı ile davranış sergilemek ve refleks geliştirmek yeterli değildir. Eski bağlar bölgesi uygulama imar planı olmayan bir alan olduğundan çarpık kentleşme oluşmuştur. Alan plansız yapılaştığıiçin altyapı ve üstyapı eksiklikleri mevcuttur.

 

“ALTYAPI, YEŞİL ALAN, OTOPARK GİBİ ETKENLERİN TÜMÜ BİR ARADA DEĞERLENDİRİLMELİ”

Çalışmalarda esas alınması gereken tüm servisleri ile kentin bütününde ele alınması, riskli bölgelerde yerin şartlarına göre imar durumunun belirlenerek altyapı, yeşil alan, otopark gibi etkenlerin tümünün bir arada değerlendirilmesi daha yaşanabilir kentlere ulaşmanın aracıdır. Öte yandan bölgedeki istihdam oranının düşüklüğü ve hane gelir düzeyinin Diyarbakır ortalamasının çok altında olması bölgeye ekonomik işlev kazandırılması gerekmektedir. Bu alana yapılacak kentsel dönüşüm mantığında mevcut kullanıcısıylabirlikte yenidenyaşam alanlarının oluşum sürecinede yerinde dönüşüm işletilmelidir.

 

“BÖLGEDE KAÇ İNSAN YAŞADIĞI BİLGİSİ HANE HALKI ANKETLERİ YAPILMADIĞI İÇİN BİLİNMEMEKTEDİR”

Bu çalışmalarda ilk etabın alanı 5,4 hektar büyüklüğünde olup 1354 bağımsız birimden oluştuğu proje bilgileri arasındadır. Bölgede kaç insan yaşadığı bilgisi hane halkı anketleri yapılmadığı için bilinmemektedir ancak Karacadağ kalkınma ajansı verilerine göre Bağlar bölgesinin ortalama hane halkı büyüklüğü 4,9 olduğu düşünülürse yaklaşık olarak 7000 nüfusa yakın bir nüfusun yaşadığını söyleyebiliriz

 

“BÖLGE KULLANICILARI İLE BİRLİKTE KARAR VERİLMESİ GEREKEN BİR KONU”

2) Kentsel dönüşüm projesinin Bağlar’a faydalı olacağını düşünüyor musunuz?

Selma Aslan: Bölge kullanıcıları ile birlikte karar verilmesi gereken bir konu olduğunu düşünüyoruz. Yine aynı zamanda sivil toplum örgütleri, Meslek örgütleri, Üniversiteler, Uzman kuruluşlar ve bu konuda otorite sahibi şahıslarında birlikte olduğu bir platformda çalışmalar yürütülmelidir. Kente bütüncül yaklaşılmalı sadece bir alanda yapılacak bir çalışma gibi değerlendirilmemelidir.

- Toplumsal,Sosyal-Kültürel ve Yaşamsal Boyutu

- Planlama,Proje ve Uygulama Boyutu

-Yasal Boyutu gibi boyutlarla ele alınmalıdır.

Bu çerçevede yürütülecek bir çalışma elbette ki Bağlara büyük fayda getirecektir.

 

“MESLEK ODALARININ İÇİNDE BULUNMADIĞI BİR ÇALIŞMA EKSİK BİR ÇALIŞMA OLACAKTIR”

3) Sur’da yapılan kentsel dönüşümde yaşanan sorunlar Bağlar’da yaşanabilir mi?

Selma Aslan: Şimdi bu soruya verilecek en akılcı yanıt sanırım şu olmalı. Yetkililerin bugün Sur’da yapılan yapılara baktıklarında ciddi bir özeleştiri vermeleri gerektiğini herkes biliyor ve görüyordur. Ve bu çalışmayı yürüten Çevre Şehircilik Bakanlığının vereceği özeleştiri de bundan sonraki çalışmalar da, Sur'da yaşanan eksikliklerin yaşanmaması olmalıdır diyoruz. Ancak bunu yaparken de halktan uzak, kapalı kapılar ardında olmayan ve halka rağmen olmayan ortaklaşa çalışmalar yürütülmelidir.

Kent bütününün ve çalışma alanındaki yapı kullanıcılarının ve ilgili meslek odalarının içinde bulunmadığı bir çalışma eksik bir çalışma olacaktır. Sadece Sur değil bugün Türkiye'de birçok alanda yapılan Kentsel Dönüşüm projeleri maalesef ki sorun çözme odaklı olmamış toplumsal açıdan sorun üreten alanlarında oluşmasını beraberinde getirmiştir. Süreç böyle işlemediği içinde evet kaygılıyız diyebiliriz.

 

“YERİNDE DÖNÜŞÜM İLE KENTSEL YENİLEME VE KENTSEL SAĞLIKLAŞTIRMA OLMALI”

4) Son olarak eklemek istediğiniz?

Selma Aslan: Türkiye’nin bir çok kentinde uygulanan Kentsel dönüşüm modelinin, insanları yerlerinden ederek şehrin ücra yerlerinde (TOKİ uygulamalı yapılara) yaşamaya mahkum edilmesi olmuştur. Bunun sonucunda da apartman yaşamanı benimsemeyen ve şehir merkezlerinde gündelik çalışan (inşaat işleri, Komici,Pazar satıcılığı vb.)toplulukların iş yaşamıyla ilişkileri kesilmiş ve yaşam mücadeleleri ve sosyal yapıları olumsuz yönde etkilenmiştir. Apartman yaşamı aynı zamanda kullanıcıya yeni ve gücünü aşan ödemeler de getirdiğinden mevcut dairesini çok ucuza satarak yeni gecekondu arayışlarına itmiştir ki bu da sorunun bir yerden başka bir alana taşınmasına neden olmuştur. Bundan dolayıdır ki yerinde dönüşüm ile kentsel yenileme ve kentsel sağlıklaştırma olmalı diyoruz.

 

Son olarak şunu ifade etmek isterim ki sağlıklı bir çevrede ve sağlıklı mekanlarda yaşamak her insanın hakkıdır. Bu bağlamda çalışmaların yürütülmesi gerektiğini ifade ediyoruz.

Editör: TE Bilisim