Fatih SURUÇ

MÜCADELE HABER- Kuraklık tehlikesi nedeniyle son zamanlarda Türkiye’de bir yandan barajlardaki su oranları düşerken, diğer yandan da ektikleri ekinlerin çürümesini acı acı izleyen çiftçiler kara kara düşünüyor. Bankalarda çektikleri kredilerle tarlasını eken çiftçiler, bu yıl beklenen yağışın olmaması nedeniyle yetkiliklerden kayda değer bir destek talebinde bulundular. Kuraklık ciddi anlamda tehlikeli boyutlara ulaşırken konuya ilişkin Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu ve Sur Ziraat Odası Başkanı Mehmet Demir, önemli açıklamalarda bulundu. 

 

Konu ile ilgili sorularımıza yanıt veren Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu şöyle konuştu:

 

“ÇİFTÇİNİN YÜZDE 80’İ BORÇLU”

1) Çiftçinin şuan ki durumu nedir?

Süleyman İskenderoğlu: Çiftçi üreticilerimiz 2021 yılının hazırlıklarını bitirdi. Çiftçilerimiz 2021 yılı ekin, buğday, arpa, nohut, mercimek ve bütün baklagillerin her biri ekildi.Çiftçinin yüzde 80’inin bankalara, tarım kredisine borçlu durumda. Kısacası Ziraat Bankası’na ve tarım kooperatiflerine çiftçi üreticilerimiz borçlu durumdadır. Bir kısım çiftçi üreticilerimiz de özel bankaların sunmuş olduğu uzun vadeli kredilere, hasat kartlara borçlu. 

 

“DEVLETİMİZİN, BAKANLIĞIMIZIN BİR ÜRETİM PLANLAMASI YAPMASI GEREKİR”

Gümrük sıfırlamaları, çiftçilerimizin mallarının para etmemesine, satılmamasına sebep oldu. Şu anda Türkiye’de bir üretim planlamasının yapılması gerekiyor. Üretimle ilgili bir stratejinin geliştirilmesi gerekmektedir. Ürün deseni, ekimiyle ilgili bir planlama yapılması lazım. Bunları da bakanlığın yapması gerekmektedir. Örneğin bu yıl mercimek çok pahalı oldu. Evet, mercimek eken çiftçimiz para kazandı. Ancak mercimek çiftçinin elinden çıktıktan sonra yüzde 100 arttı. Çünkü üretim planlamasından kaynaklı bir durumdur. Bu hususta doğrudan doğruya tüketiciyi etkiliyor. Bunun için devletimizin, bakanlığımızın bir üretim planlaması yapması gerekir. 

 

“ÇİFTÇİLER ENDİŞELİ, DEVLETİN KÖYLÜSÜNE SAHİP ÇIKMASI GEREKİR”

2) Kuraklık ne durumda?

Süleyman İskenderoğlu: Şimdi barajlar boş durumda. Ayrıca toprağın 50 santimden sonrası kupkuru. Tabi ki çiftçi ve biz endişeliyiz. Devletimizin çiftçimize “endişelenmeyin” dememesi gerekir. Şahsen ben şu anda endişeliyim. Devletimizin bir strateji geliştirip bizlere sahip çıkması gerekir. Evet, kuraklık vardır ve biz devletiz, deyip bizlere destek çıkması lazım.Devletin köylüsüne sahip çıkması gerekir. Böyle bir yılda devletimizi yanımızda görmek istiyoruz ve hatta yanımızda olmalı da. Devletimizin tarım kooperatifleriyle ilgili önümüzü açacak planlamalar yapması lazım. 

 

“ŞU ANDA BUĞDAY, ARPA, MERCİMEK, NOHUTLARI EKTİK”

3) Şuan ki kuraklık verimi ne kadar etkiliyor?

Süleyman İskenderoğlu: Şu anda buğday, arpa, mercimek, nohutları ektik. Hatta daha dün araziye gittim ve mahsullerimiz yeşermeye, çıkmaya başladı. Şimdi önümüzdeki sezonda verimi ne kadar etkiler, etkilemez öğrenmek mümkün değil. Çünkü Ocak’tan Nisan ayına kadar yağmur nasıl gelecek, ne seviyede geleceğini önceden hiç birimiz kestiremediğimiz için, konuşmak doğru olmaz.

 

“KURAKLIK DEVAM EDERSE ÇİFTÇİ, DEVLET VE TÜKETİCİYİ ETKİLER”

4) Bizi şu anda hangi tehlikeler bekliyor?

Süleyman İskenderoğlu: Eğer bu önümüzdeki aylarda da böyle bir kuraklık sorunu devam ederse hem biz çiftçileri, hem de devletimizi, ardından da tüketiciyi çok büyük bir sorun olur. Üzerine bir de pandemi de devreye girince bir kabus olmuş olacak. Üretici olan çiftçiler olarak atalarımız yıllarca besledi, ülkemizi besledik. Şimdi de ülkemizin en azından bu yıl bizi beslemesi, sahip çıkması gerektiğini dile getirmek isterim.

 

“YAĞAN YAĞMUR TOPRAĞIN DİBİNİ DOYURMADI”

5) Son zamanlarda yağan yağmur yeterli olmadı mı?

Süleyman İskenderoğlu: Şu anda ki yağmur kesinlikle yetersizdir. Evet, yağmur yağdı ve arpa, mercimek ve buğday yavaş yavaş çıkmaya başladı. Ancak bunun devamının gelmesi gerekir. Kaldı ki toprağın dibi doymalı, zengin olmalıdır. Mesela dağlardan, derelerden akan sularla toprak doymalı ki, barajlarda doysun. Çünkü barajlar şu anda boş. Buralarda hayvanların ihtiyaç giderleri tek kaldı.Onun için acil olarak yağmura ihtiyacımız var. Ha, eğer yağmur yağmaz ise, devletimizi arkamızda görmek isteriz. Çünkü devletlerin her türlü kötü senaryoya hazırlıklı olmaları gerekir.

 

 

Konu ile ilgili sorularımıza yanıtlayan Sur Ziraat Odası Başkanı Mehmet Demir de şunları söyledi:

 

“TARIM YOKSA TÜRKİYE’DE YOK DEMEKTİR”

1) Çiftçinin şuan ki durumu nedir?

Mehmet Demir: Çiftçinin şuan ki durumu hiç iyi değildir. Gübre pahalılığı, elektrik pahalılığı, ilaç pahalılığı, pandemi sorunları, kuraklık sıkıntısı, mazota gelen zamlar bizim sırtımızda yük olarak bulunmaktadır. Zaten şuan da Türkiye gümrük birliğini kaldırmış, çiftçinin malı zaten etmeyecek duruma düşmüştür. Türkiye’nin de tarım ülkesi olduğunu varsayarsak, tarım yoksa Türkiye’de yok demektir.Türkiye’nin en büyük ekonomisi tarımdır. Gümrüğün yüzde 20’lik vergisini kaldırdı. Bu sebeple de şuanda Türkiye’de çiftçinin malı para etmiyor. Biz şuanda yaz ayına geri dönmüş durumdayız.

 

“SON YAĞAN YAĞMUR YETERLİ DEĞİL VE SEVİYE ÇOK DÜŞÜK DURUMDADIR”

2) Kuraklığın etkisi ne durumda ve bizi nasıl bir senaryo bekliyor?

Mehmet Demir: Şuan kuraklık hemen kapımızın önündedir. Henüz yeşermeyen mahsullerimiz, buğdaylarımız var. Son yağan yağmur yeterli değil ve seviye çok düşük durumdadır. Su seviyesi an itibarıyla 5 santimetredir. Uygun olan ise su seviyesinin toprakla bütünleşik olarak en az en ama az 50 santimetre olması gerekmektedir. Uygun olan ise bin santimetre olması gerekiyor.

 

“DEVLET ÇİFTÇİYE ELEKTRİK İMKANI TANISIN”

3) Kuraklık gelirse ne olacak?

Mehmet Demir: Kuraklık buğday ve mercimeği çok etkiler. Devletimiz de bunlara dönük olarak hazırlıklarını yapmalıdır. Çiftçinin sulama bölgeleri var ve devletimiz o bölgelerde bizlere elektrik imkanı tanısın. Çiftçilerimiz buralarda sulama yapsınlar ve hem devletimiz, hem de milletimiz rahat bir yıl geçirsinler. Bizim bazı bölgelerimizde sulama kanallarımız var. Dicle Nehri ve diğer benzeri yerlere su ihtiyacı giderilen alanlarımız bulunmaktadır. En azından oradaki insanlarımıza bir nabız, bir kapı açılsın ve sulama yapılsın. Bu sayede de Türkiye’mizin yüzde 50’si nasibini bu çalışmadan alsın diyorum.

 

“ÇİFTÇİNİN YÜZDE 70-80’İ BORÇ DURUMLARINDAN ÖTÜRÜ BATAKLIĞIN TAM ORTASINDADIR”

4) Çiftçilerin borç durumu nedir ve devlet ne yapmalıdır?

Mehmet Demir: Çiftçinin yüzde 70-80’i borç durumlarından ötürü bataklığın tam ortasındadır. Bu borçlar erteleniyor ama faizle erteleme talepleri belirtiliyor. Yani devletimizin bir can suyu, bir de elektrik konusunda bir çözüm yolu bulması gerekiyor. Kuraklık da kapıdadır ve mahsullerimizin yeşermediği bölgelerimiz bulunmaktadır. Devletimiz kuraklığınçözümlerini bulması gerekmektedir. Devletimizin çiftçileri rahatlatması için sulama yapan bölgelerde, yerlerde elektrik parası almaması lazım ve sulama konusunda destek çıkmaları gerekir. Bize malzeme çıkarın, demesi gerekir. Elektriği devletimiz üretiyor, biz çiftçilere versin istiyoruz. Çiftçimizde üretip kendilerine verir, onlar kar elde etmiş olur. Buğday dışarıdan 5 liraya alındığını varsayarsak, gelip burada 2 liraya alınsın.

Editör: TE Bilisim