MÜCADELE HABER- Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından havalimanı kavşağındaki parka yerleştirilen halay çekenler, kadayıf tepsisini gösteren adam, hasır bileziği ve karpuzun içindeki çocuk heykellere yönelik tepkiler üzerine TMMOB Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu, yazılı bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada ihale edilen uygulanmanın kaldırılması vurgusu yapılırken aynı zamanda kamu kaynaklarının yanlış yönde tüketilmesinin sorumlularının kamuoyuna açıklama yapması çağrısında bulundu.

 

Projenin yapıldıktan sonra kentlilerin haberdar olmasını da eleştiren TMMOB Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi, “Bir kez daha tekçi/ben merkezli bir pratik uygulamaya geçilmiş ve izleyiciye kavramsal bir deneyim sunamayan donatılar kamusal alanlara yerleştirilmiştir.

 

Kamusal alanda heykelin çevre ile ilişkisi sosyal çevre bağlamında ne şekilde değerlendirilmiştir? Bu heykeller ihale edilen peyzaj projesi olarak yerleştirilirken mekân-kullanıcı ilişkisi nasıl değerlendirilmiştir? Teknik olarak insan ölçeğinden neden uzaklaşılmış? Neden folklorik ve oryantalist ögeler ile kültürün pazarlanmasına gerek duyulmuş? Ve en önemlisi neden uygulama yapıldıktan sonra kentliler olarak haberdar oluyoruz? Tüm bu soruların açıklanan gerekçelere dayanacak cevapları verilmelidir, ihale edilen uygulama kaldırılmalıdır ve bundan sonra bu gibi konularda katılımcı süreçler göz önünde bulundurulmalıdır.

 

Ayrıca ülkede zaten var olan, salgın hastalık ile beraber daha da artan ve hatta intihara kadar götüren işsizlik sorunlarının yaşandığı bu dönemde kamu kaynaklarının yanlış yönde tüketilmesinin sorumlularını kamuoyu önünde hesap vermeye çağırıyoruz.” İfadeleri kullanıldı.

 

TMMOB Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu’nun açıklaması şöyle, “Diyarbakır Havaalanı Yonca Kavşağında yapılan uygulama 2020/534850 ihale kayıt numarası ile Diyarbakır Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğü tarafınca 4.412.835,34 TL bedelle ihale edilen Havaalanı Yonca Kavşağı Peyzaj Düzenleme Yapım İşi'nde dört farklı noktaya kitsch heykeller yerleştirilmiştir.

 

“HEYKELİ İZLEYİCİYE KABUL ETTİRME FİKRİ BASKINDIR”

Projelendirilen kamusal alan, açık alan olarak değerlendirilen yerlere heykel dikilebilir fikri alt yapısına dayanmaktadır. Bu durumda mekâna, yere özgü olmayan, uyarlanmış bu heykeller yerleştirilmeye çalıştığı çevre ile ilişkiye giremez. Salt tüketim odaklı ve seyirlik bir nesneye dönüşür. Bu durumda, heykeli izleyiciye kabul ettirme fikri baskındır.

 

“SANAT VE MİMARLIK PERSPEKTİFLERİ MAALESEF BU MİNVALDEDİR”

Diyarbakır Havaalanı Yonca Kavşağına yerleştirilen ve kent kültürünün öğeleri olarak servis edilen görsel yerleştirmeler kamuoyunda ciddi yankılar uyandırmış ve gerek kentli gerekse sosyal medya kullanıcıları tarafından büyük tepkiler verilmiştir. Kayyım yönetimindeki belediyelerde benzer üst yapı faaliyetlerinde de görüldüğü gibi sanat ve mimarlık perspektifleri maalesef bu minvaldedir. Kayyımlar atandığında yaptıkları ilk işin Kültür, Sanat faaliyetlerine müdahale olduğunu hatırlamakta fayda olacaktır.

 

“TEKÇİ/BEN MERKEZLİ BİR PRATİK UYGULAMAYA”

Kamusal alanlar projelendirilirken kentlinin, sanatçıların, ilgili meslek kuruluşlarının ve tüm kent bileşenlerinin görüşleri ve ortaklaşması yine bir tarafa bırakılmış, çoğulcu ve kapsayıcı karar vericilik ilkesi düşünülmemiştir. Bir kez daha tekçi/ben merkezli bir pratik uygulamaya geçilmiş ve izleyiciye kavramsal bir deneyim sunamayan donatılar kamusal alanlara yerleştirilmiştir.

 

SONUÇ

Sanat, toplulukların kültürel gelişimlerin en temel halkası olarak varlığını sürdürmektedir. Bu açıdan bakıldığında sanat, içinde doğduğu yüzyılın, sosyo-kültürel, politik ve ekonomik yapılarından ayrı değerlendirilemez. Kamusal alanda sergilenen her sanat nesnesi gibi heykel de salt bir sanat disiplini olarak düşünülmemelidir. Kamusal alanda heykel sanatının kültürel belleği koruma ve gelecek nesillere aktarma açısından etkili bir öge olduğu düşünüldüğünde sürdürülebilir olmasının da sağlanabilmesi için çevre-heykel ilişkisini de tasarım ilkeleri arasına alınması gerekmektedir.

 

Aynı zamanda doğru mekâna yerleştirilmesi bakımından da önemli olan heykel için bu seçim şehrin fiziki yapısı bakımından da önemlidir ve yapılan çalışmaların kültür yansıtması konusunda zayıf kaldığı aşikârdır. Bilinmelidir ki kavramsal çerçevesi bağlamına özgü kurulmuş, toplumsal açıdan çevre ile ilişkileri iyi kurgulanmış kamusal alan heykelleri istenilen başarıya ulaşabilirler.

 

Bu bağlamda soruyoruz; Kamusal alanda heykelin çevre ile ilişkisi sosyal çevre bağlamında ne şekilde değerlendirilmiştir? Bu heykeller ihale edilen peyzaj projesi olarak yerleştirilirken mekân-kullanıcı ilişkisi nasıl değerlendirilmiştir? Teknik olarak insan ölçeğinden neden uzaklaşılmış? Neden folklorik ve oryantalist ögeler ile kültürün pazarlanmasına gerek duyulmuş? Ve en önemlisi neden uygulama yapıldıktan sonra kentliler olarak haberdar oluyoruz?

 

Tüm bu soruların açıklanan gerekçelere dayanacak cevapları verilmelidir, ihale edilen uygulama kaldırılmalıdır ve bundan sonra bu gibi konularda katılımcı süreçler göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca ülkede zaten var olan, salgın hastalık ile beraber daha da artan ve hatta intihara kadar götüren işsizlik sorunlarının yaşandığı bu dönemde kamu kaynaklarının yanlış yönde tüketilmesinin sorumlularını kamuoyu önünde hesap vermeye çağırıyoruz.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim