Devrim AKTÜRK

MÜCADELE HABER- Diyarbakırlı yazar Miraz Rusipî, yayınevi ve matbaa yazarlarının yayımlamış olduğu kitaplardan farklı olarak, ‘Hiçbiryer’ diye adını verdiği ve 12 yıl boyunca üzerinde çalışarak tasarladığı, mekansal alt yapısını kurgularken çocukluğunun geçtiği Diyarbakır’ın tüm kûçe sokaklarıyla yerli yerinde oluşturduğunu anlattığı, hayal ettiği eserini teclid denilen ciltleme sanatıyla zanaatlaştırarak okurlarına sunuyor. Yıllarca Türkiye’nin farklı illerinde bulunan köylerde öğretmenlik yaptığını aktaran Hiçbiryer kitabının yazarı Miraz Rusipî, öğretmenlik yaptığı sıralarda ‘Başka Bir Dünya’ diye adlandırdığı düş diyarından hiçbir zaman vazgeçmediğini, başka düşler olarak tasvir ettiği dünyasının hayalinde, derinliğine denk düşen ve tanımlaması kişiye göre değişen başka bir hayat tasavvurunu düşlediğini söyledi. Diyarbakır’ın sadece bölgede değil, aynı zamanda Ortadoğu’nun da kültür merkezlerinden biri olduğu ve okuma konusunda köklü bir geçmişi olduğunu belirten Rusipî, “Tarih boyunca bu kadim kültür kenti, bölgenin aydınlanma merkezi olmuştur.” dedi. İşte, röportajımızda dikkat çeken başlıklar.

 

“HİÇBİRYER KİTABIMI TECLİD VE EL İŞİYLE ZANAATLAŞTIRARAK YAYIMLAMAKTAYIM”

Mücadele Haber: Kendinizden bahseder misiniz?

Miraz Rusipî: 1980 tarihinde Eylül ayında Diyarbakır’da doğdum. Siirt’te sınıf öğretmenliği yaptım. Van Anzaf, Diyarbakır Başko, Batman Kocalar, Tunceli Perî köylerinde öğretmenlik yaptım. Üniversite okurken ve öğretmenlik yaparken ‘Başka Bir Dünyayı’ düşlemekten vazgeçmedim. Şimdilerde ise Hiçbiryer isimli kitabımı teclid ve el işiyle zanaatlaştırarak yayımlamaktayım.  

 

“KİTABIMIN TASARIMI CİLTLEME SANATI OLARAK ANLAMLANDIRILMAKTADIR”

Mücadele Haber:  Bu romanın hikâyesinden bahseder misiniz?

Miraz Rusipî:  Şemalar falan hep kafamdaydı. Bir tünel kazabilirdik, kalem olan kadim bir dostuma planımı açtım.  Kalemim, kağıdımda tüneller açtı. Tüneller ise hayatımı bir anafora yerleştirdi. Yıllar yıllar geçti. Hayat romana, roman da hayata karıştı. Birkaç defa yazdığım her şeyi yaktım. Uzadıkça uzadı kitap, karıştıkça karıştı hayatım. Bir gün yeter dedim, çok yorulmuştum. Artık bu kitabı basmalıyım. Basmalıyım da nasıl? Yayınevleriyle ilgili ortalıkta dönen kulisler, sonra araya birilerini koymadan gönderilen dosyaları okumamaları ilgili anlatılanlar, az çok biliyor ve ürküyordum. Yanılmadığımı, dosyamı daha bir yayınevine göndermeden gördüm. Dosyamı ilk incelemesi için Diyarbakırlı Ermeni yazar Mıgırdiç Magrosyan'a gönderdim. Dosyada Ermeni karakterlerim, Ermenilerle ilgili anlatılarım Magrosyan'a Diyarbakırlı bir Ermeni olarak dosyamı inceleyip eleştirmen olur da, bilmeden Ermeni halkının duygularını incitecek bir tabir kullanmışsam uyarmasını rica ettim. Magrosyan gözlerinin iyi görmediğini, dosyamı daha çok Ermenilerle ilgili yayınları basan bir yayınevi editörüne göndereceğini söyledi. Ben bu mailin üzerine o yayınevi editörüne mail attım. Neredeyse bir yıl sonra o yayınevinin editöründen cevap geldi. Dosyanızı yayın politikamız uygun bulamadığımız için yayınlamıyoruz, diye. Oysa ben kitabımı bu yayınevinde yayınlama gibi bir amacım dahi yoktu. Dosyamı incelemeyi bırakın, mailimi dahi okumamışlardı. Bu deneyim bana yayınevlerini yapısı hakkında yeterli fikri vermişti. Tüm bu yaşanan durumlarla beraber, Ortaçağ yöntemleriyle teclid etme yöntemlerini görünce çok heyecanlandım. Genelde tecrîd olarak kullanılır. Kelime anlamı bakımından ciltleme sanatı olarak anlamlandırılmaktadır. Mücellitliği öğrenmem ise uzun zamanımı aldı. Ben romanımın mekansal alt yapısını kurgularken, çocukluğumun geçtiği kentin tüm kûçe sokakları ise yerli yerinde duruyordu.

 

“DİYARBAKIR ORTADOĞU’NUN KÜLTÜR MERKEZLERİNDEN BİRİDİR”

Mücadele Haber:  Diyarbakır'da kitap okuma kültürü hakkında bilgi verir misiniz?

 Miraz Rusipî: Diyarbakır sadece bölgenin değil, aynı zamanda Ortadoğu’nun da kültür merkezlerinden biridir ve okuma konusunda köklü bir geçmişi vardır. Tarih boyunca bu kadim kültür kenti bölgenin aydınlanma merkezi olmuştur, ki tüm engellemelere rağmen hala entelektüel açıdan ülkenin en gelişkin şehridir.

 

Mücadele Haber:  Beğendiğiniz yazarlar ve şairler kimlerdir?

Miraz Rusipî: William Saroyan, Gabriel Marguez, Salman Rusjıde, Cortazar, Mehmet Uzun, Meleyî Cıziri diyebilirim.

 

“BİR KİTABI YAPMAK EN İYİ İHTİMALLE 3 GÜN SÜRÜYOR”

Mücadele Haber:  Kitabınızın tasarımını neden bu biçimde yaptınız?

Miraz Rusipî: Bunun birçok sebebi var ama en önemlisi 12 yılda canımdan can katarak yazdığım romanımın bir anda elimden kayıp gitmesine rıza gösteremedim. Tasarımını bir sanat eserine dönüştürmek, zanaatkâr gibi çalışmak ve okuyucu ile doğrudan ilişki kurmak istedim. Bir yılın sonunda ise çok doğru bir seçim yaptım diyebilirim. Aynı şekilde 150. Kitabımı da kargolattım. Ancak kitap isteğinde bulunan tüm sevenlerime, dostlarıma, beni severek takip eden herkese eserimi ne yazık ki gönderemedim ama elimde bir liste var. Talepte bulunanların sırası gelince kitaplarını yapıp, okurlarına göndereceğim. Bir kitabı yapmak en iyi ihtimalle 3 gün sürüyor ve bu da yılda en fazla 100 kitap teclid etmek anlamına geliyor.

Editör: TE Bilisim