HDP Parti Sözcüsü Osman Baydemir, Diyarbakır'da tamamlanan vicdan ve adalet nöbetinde yaptığı konuşmasında nöbeti, İstanbul'da sürdüreceklerini belirterek, "Bütün bu sorunların çözüm yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi olmalı idi. Ama Meclis'e bakıyorsunuz, Meclis adeta iktidar partisinin noteri haline dönüştürülmüş durumda" dedi. HDP, 25 Temmuz'da Diyarbakır'da yaptığı parti grup toplantısının ardından merkez Kayapınar İlçesi'nde bulunan Ekin Ceren Parkı'nda başlattığı vicdan ve adalet nöbetinin Diyarbakır bölümünü tamamladı. Bir ay sürecek nöbetin ilk haftasını Diyarbakır'da tamamlayan HDP'li milletvekilleri, bu nöbete yarından itibaren İstanbul Yoğurtçu Pazarı'nda devem adecek. Diyarbakır'da çok sayıda milletvekillerinin katıldığı nöbetin son gününde polis, parkı bariyerlerle kapatarak sadece milletvekilleri ve çeşitli sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımına izin verdi. Nöbet eyleminin son günü nedeniyle polis ekiplerinin HDP'lilerin bulunduğu parkın etrafında olağanüstü güvenlik önlemi aldığı görüldü. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne ait canlı yayın aracıyla kesintsiz yayın yapıldığı görülürken, parkın içerisine de bazı STK temsilcileri dışında kimse alınmadı. "DEMOKRATİK SİYASETTEN KORKUYORSUNUZ" Vicdan ve adalet nöbetinin son gününde basın toplantısı düzenleyen HDP Parti Sözcüsü Osman Baydemir, sürdürdükleri nöbete ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Nöbet eylemi yaptıkları parkın etrafından alınan güvenlik önlemlerine tepki gösteren Baydemir, "Tankla, topla, baskıyla, şiddetle bir kentin hakimiyetini ele geçirmiş olmak, o kentte var olmak demek değildir. Sadece bugüne özgü değil, daha nöbeti başlatmadan bir gün önce bu kentte olası nöbet için çaba sarf edecek insanlar gözaltına alındı. Neden korkuyorsunuz? Legal, demokratik siyasetten korkuyorsunuz" dedi. "MECLİS'TE VEKİLİN DAHİ KONUŞMASI YASAKLANMIŞ HALE GELMİŞ" Türkiye'de OHAL rejiminin darbeyi gerçekleştiremeyenlerin siyasi ayağının eliyle inşa edildiğini savunan Baydemir, şöyle konuştu: "Bu rejimde mulaliflerin sesi kıstırılıyor. Bütün muhalefetin sesi kıstırılıyor ama HDP'ye uygulanan muhalefetin sesini kıstırmak değil, HDP'ye uygulanan bir düşmanlık, yok etmek hukukudur. Kürde uygulanan bir düşmanlık hukukudur. Haklı bir taleple anamuhalefet partisinin başkanı Ankara'dan İstanbul'a bir yürüyüş düzenledi. 10 binlerce kolluk kuvveti hem o yürüyüşün selameti için ama aynı zamanda mihmandar olarak onlara tahsis edildi. Orada da OHAL vardı. Niye orada mihmandarlık yapıyorsun, ki yapman gereken budur, niye burada ceberrutluk yapıyorsun. Neden burada halkla vekilinin buluşmasını engellemeye çalışıyorsun.Bütün bu sorunların çözüm yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi olmalı idi. Ama Meclis'e bakıyorsunuz, Meclis adeta iktidar partisinin noteri haline dönüştürülmüş durumda. Özellikle de son içtüzük değişikliğinde Meclis'te vekilin dahi konuşması yasaklanmış hale gelmiş. İç dünyaları kararmış. İşte, Vicdan ve Adalet Nöbeti, bu karartıya da özü itibariyle bir ışık tutma, o karanlığı yırtma girişiminin ta kendisidir." "DARBECİLER GELSEYDİ, ŞU AN ERDOĞAN DA DEMİRTAŞ DA CEZAEVİNDEYDİ" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da yine çağrıda bulanan Baydemir, HDP'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi rakibi olduğunu ifade ederek, "Kinle, öfkeyle, düşmanlık hukukunu uyguluyorsun. Sen özü itibariye kendinin de ve varlığının da muşruyetini bu vesileyle ortadan kaldırıyorsun. Çünkü darbeciler gelseydi, şu an sen de Selahattin Demirtaş da, ben de hepimiz beraber cezaevinde olacaktık. Darbeciler başaramadı ama sen, darbecilerin başaramadığını şu anda hayata geçiriyorsun. Kininin, öfkenin esiri oldun. Niçin? Tek başına iktidar olmak için. Savaşla, kanla, ölümlerle sandalye sayısını artırdın, bunu başardın. Ama meşruyeti yitirttin. Son iki yıla bak, bu ülke de neler yaşandı. Kürt düşmanlığı politikasının bu ülkeyi hangi noktaya getirdiğini gör bak" diye konuştu. Baydemir'in yaptığı konuşmanın ardından milletvekilleri sessiz bir şekilde parktan ayrıldı.
Editör: TE Bilisim