Ekrem Sunar Geçmişten günümüze taşınan ihmalin sonucu olarak Diyarbakır kent merkezinin büyük bir bölümü ‘ölümcül büyük afetlere gebe’ bir imar planıyla karşı karşıya bulunuyor. Geliyorum diyen tehlikenin önüne geçilebilmesi için; hiç olmazsa bugünden itibaren uygun inşaatlaşmanın ve yapılaşmanın oluşmasına önem vermemiz gerekiyor. * * * Kent merkezinde büyük bir bölümü kamu kurumlarına ait olmak üzere binaların yüzde 95’inde yangın merdiveni bulunmuyor. Tüm kentlerde bu sorun yaşanıyor, ama Diyarbakır’da daha da katmerlidir. 1990’lı yıllarda yaşanan yoğun göç, kent merkezinde imar kuralına uyumsuzluğu da beraberinde taşıdı. Bunun sonucunda şehrin değişik bölgelerinde özellikle de sur dipleri müdahale edilmesi oldukça güç gecekondu ve yığma apartmanlarla doldu. Dolayısıyla hiçbir imar koşuluna uymayan, alabildiğince kendi inisiyatifiyle gelişen ve göçle gelen insanları da sömüren bir kent dokusu oluştu. Çözümü de, başlatılan Kentsel dönüşüm projesinin hızlı, ama eksiksiz uygulamasıyla mümkündür. * * * Ne var ki, Türkiye’de Kentsel Dönüşümün bir kısmı sorunu çözmek adına değil, rant alanları yaratmak adına kullanıldı. Diyarbakır’da ise durum ortada; proje çerçevesinde İçkalede yıkılan yapılar molozlarıyla birlikte yıllarca öylesine ortada bırakıldı. 27 sahabe bulunduğu Hz. Süleyman camisinin de yer aldığı alan nihayet bir-iki ay önce temizlenebildi. Söz konusu bölgenin, yeşil alana çevrilmesiyle İçkale’deki tarihi külliye ile bir bütünlük sağlanmış olacak. İçkale’de düzenleme çalışmaları yürütülürken, yine kentsel dönüşüm projesi ile yıkılan Alipaşa mahallesinin de moloz temizleme çalışmaları başlatıldı. Bu alanında düzenlenip yeşillendirilmesiyle Evli Beden ve Yedi Kardeş Burçları ile Ali Paşa camisi ve külliyesi de Turizme kazandırılmış olacak. * * * Kaldı ki, Kentsel dönüşüm sadece belediye kaynakları ile olacak bir şey de değil, ama belediyenin öngörüsü ve öncülüğüyle yapılacak bir şey. Buradaki bozuk kent yapısı ve dokusunu ortadan kaldıran, oradaki insanları da mağdur etmeyen, yeni yaşam alanları yaratan bir çözümle bu tarz dokular ortadan kaldırılabilir. Ancak, Diyarbakır kent merkezinde birçok alanın rehabilite edilmesi, örnek gösterilirse Bağlar ilçesi için pek yapılabilecek bir şeyin olmadığını söylemek mümkün. * * * Bu nedenledir ki, inşaat mühendisleri Diyarbakır’daki yapılaşmadan ‘hastalıklı doku’ diye söz ederken, hastalıklı bu dokuya da ilaç olarak ‘Master planı’yla şifa bulunabileceğini savunuyorlar. Diyarbakır İnşaat Mühendisleri Odası’nca konuya ilişkin yapılan bir açıklamada, ‘Master Planı ile birlikte afete ve yangına yönelik olarak kentte bu mevcut dokuda insanların nasıl kurtarılabileceği yöntemlerinin oluşturulması gerektiği’ vurgulanıyor. Açıklamada ayrıca, ‘Kamu kurumları, sivil toplum örgütleri ve belediyelerin kendi yapılarını yeniden gözden geçirerek, afetlere yönelik da istenmeyen olaylara yönelik olarak bir planlama çalışması yapmaları’ istendi. * * * Dolayısıyla Diyarbakır istim üzerinde; tehlike geliyorum diyor. Tehlikenin büyüklüğünü en az kayıpla atlatabilmemiz için de mevcut yapılaşmayı güçlendirmemiz, yeni yapılaşmalar için de ciddi planlama çalışmalarına ihtiyacımız var. Etkili ve yetkili makamlara duyurulur: Diyarbakır istim üzerinde, haberiniz olsun.
Editör: TE Bilisim