CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye'de savaşı en kısa sürede bitireceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Meclis'te kürsüye çıkarak, 'Doğu Kudüs'te bizim konsolosluğumuz var, orayı inşallah Filistin'in başkenti yapacağız. Büyükelçiliği oraya açacağız' dediğini belirterek, "Bekliyorum. Aylar geçti, günler geçti bekliyorum. Neden büyükelçiliği açmıyorsun Doğu Kudüs'te. Şimdi CHP'nin genel başkanı olarak Mersin'den söylüyorum; yüreğin yetiyorsa git büyükelçiliği aç ben de seni sonuna kadar alkışlayacağım" dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin Mersin İl Başkanlığı yeni hizmet binasının açılışı için geldiği kentte, Mersinli iş adamlarıyla toplantı yaptı. Bir otelde basına kapalı gerçekleştirilen toplantının ardından İsmet İnönü Bulvarı üzerindeki parti binasının açılış törenine katılan Kılıçdaroğlu, daha sonra Tevfik Sırrı Gür Stadyumu önünde halka hitap etti. Konuşmasına referandumda Mersin'in yüzde 64 'hayır' çıkardığını hatırlatarak başlayan Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayları Muharrem İnce için ise yüzde 64'ün üzerinde bir rakam beklediğini söyledi. Birlikte mücadele edip, birlikte çalışarak Türkiye'yi çağdaş uygarlığa çıkaracaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bütün kaygıları atıp, güzel bir Türkiye'yi el birliği inşa edeceğiz. Birlikte, el ele her eve bereket, her ile huzur getireceğiz. Birlikte mücadele edeceğiz. Eğer bunu yaparsak çocuklarımıza, vatanımıza, bayrağımıza karşı görevimizi yerine getirmiş olacağız" diye konuştu. Konuşmasını, alandaki kalabalığa 'tamam mı?' diyerek sürdüren Kılıçdaroğlu, 'tamam' yanıtını aldıktan sonra, "Vallahi de billahi de sıkıldık. Artık yeter diyoruz, tamam diyoruz" ifadelerini kullandı. "Hep birlikte Türkiye'nin kaderini değiştireceğiz" Türkiye'nin gerçekten de ciddi sorunları olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, "16 Nisan öncesini bir düşünün. 'Evet derseniz Türkiye uçacak, faizler düşecek, dolar düşecek, Euro düşecek' dediler. Ne oldu, tam tersi oldu. Dolar gidiyor, Euro gidiyor, enflasyon da gidiyor, TL'de aşağı doğru gidiyor. Bu tabloyu değiştirmek bizim elimizde, bu tabloyu değiştirmek birlikte çalışmamıza bağlı. Siz de çalışacaksınız, ben de çalışacağım. Sizin de sorumluluğunuz var, benim de sorumluluğum var. Türkiye için, çocuklarımız için, ülkemiz için her bir kapıyı tek tek çalacağız. Ve diyeceğiz ki, artık tamam. Yeter söz milletindir diyeceğiz. Millet ittifakınındır söz diyeceğiz. Hep birlikte Türkiye'nin kaderini değiştireceğiz, daha güzel bir Türkiye'yi birlikte inşa edeceğiz" şeklinde konuştu. "Bu tabloyu değiştirmek bizim elimizde" Ekonominin iyi olmadığını, işsizlik oranlarının yüksek olduğunu, çiftçinin durumunun kötü olduğunu savunana Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti; "Bütün Avrupa, 80 milyonu kim doyuracak diye kendi arasında yarışıyor. Hollanda diyor ki, 'Türkiye'yi ben doyuracağım'. Almanya, Fransa, Polonya 'ben doyuracağım'. Peki bizim en bereketli topraklar üzerindeyiz, fakat ekmiyoruz, biçmiyoruz, çiftçi zarar ediyor. Dünyanın en pahalı mazotunu çiftçiye veriyorsun, en pahalı ilacını çiftçiye veriyorsun. Diyorsun ki, 'bununla ek, biç'. Fiyata gelince fiyat yerlerde sürünüyor. Bu tabloyu değiştirmek bizim elimizde. Bu tabloyu beraber değiştireceğiz. Bizim cumhurbaşkanı adayımız bir öğretmen. Binlerce çocuk yetiştirdi. Yetiştirdikleri şu anda akademi dünyasında, bilim dünyasında çok sayıda öğrencisi var. Devletin bürokrasisinde çok sayıda öğrencisi var. Muharrem İnce, topluma dokunan, toplumu seven, kişisel hiçbir beklentisi olmayan ama 80 milyonu kucaklayan bir arkadaşımız. Ona destek verme konusunda size 'tamam' demenizi bekliyorum." "Suriye'de savaşı en kısa sürede bitireceğiz" Ülkedeki Suriyeliler konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, Suriyelileri bu ülkeye getirerek sorun oluşmasına neden olan ve gelecek açısından da ciddi kaygılara yol açanların, şu an yönetimde olan iktidar olduğunu belirterek, "Diyorlardı ki 'Emevi Camine gidip namaz kılacağız'. Onu yapamadılar, gidemediler. 'Esat bugün gidecek, yarın gidecek, öbür gün gidecek' dediler, Esat kaldı, inşallah bunları göndereceğiz. Suriyeli kardeşlerimizle ilgili bizim politikamız şu olacak. 25 Haziran'da güzel bir güne uyanacağız. Ve 25 Haziran'da bütün dünyaya ve bütün komşularımıza çağrı yapacağız. Ve diyeceğiz ki, savaş meydanlarından gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, barışın ne kadar değerli olduğunu biliyordu ve 'Yurtta barış dünyada barış' dedi. Biz de diyeceğiz ki bütün komşularımıza, 'Artık kavga etmeyeceğiz. Biz de barış istiyoruz, siz de isteyin.' Sadece bölgemizde değil bütün Türkiye'de, bütün dünyada barıştan yana tavır koyacağız. Suriye'de savaşı en kısa sürede bitireceğiz. Suriyeli kardeşlerimizin evlerini yapacağız, okullarını yapacağız, her türlü alt yapısını yapacağız ve diyeceğiz ki, buyurun kardeşim kendi topraklarınıza, ata topraklarınıza gidin diyeceğiz. Biz bunu yapacağız" dedi. "Suriyeliler birinci sınıf, bizim vatandaşımız ikinci sınıf" Ülkede, Türk vatandaşının ikinci sınıf, Suriyeli vatandaşların ise birinci sınıf yerine konulduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı; "Hastaneye gidersiniz Suriyeli vatandaş birinci sınıf, bizim vatandaş ikinci sınıf. Dükkan açar, bizim esnaf vergi verir ikinci sınıf vatandaş, Suriyeli birinci sınıf vatandaş. Biz bunların hepsini biliyoruz. Ama Suriyeliler de insan, onlara da insanca davranmak lazım. Onlara da dememiz lazım, geldin başımızın üstünde yerin var. Artık yeter bak burnumuzun dibinde oturuyorsun, buyur git, kendi ülkene git. Baban orada, deden orada, toprağın orada, vatanın orada, bayrağın orada. Oraya git, sana her türlü katkıyı yapacağız. Dolayısıyla biz kendi ülkemizde huzur içinde yaşamak istiyoruz. Ona da bu fırsatı vereceğiz, kendi ülkesinde huzur içinde yaşasın diye." ABD'nin Kudüs Büyükelçiliğini açması ABD'nin bugün Kudüs'te kendi büyükelçiliğini açacağını da hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Kudüs'te bizim gencecik çocuklarımız, evlatlarımız 1970'li, 60'lı yıllarda Kudüs'e gittiler. Filistin'in bağımsızlığı için, Filistin halkı için gittiler. Filistin'in haklarını savunmak için gittiler oralara. Ve o gencecik çocuklarımızın mezarları şu anda Filistin'de. Filistin halkının her zaman yanında olduk. Çünkü biz Kuvvayi Milliye geleneğinden, Mustafa Kemal'in geleneğinden geliyoruz. Bütün mazlum milletlerin arkasında durmak ve onlara destek vermek istiyoruz" dedi. Konuşmasının devamında Mavi Marmara olayını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Mavi Marmara olayında dediler ki 'Biz Gazze'ye gidiyoruz, Gazze'de Filistinlilere yardım yapacağız'. Gittiler, İsrail, uluslararası sularda Mavi Marmara gemisine saldırdı ve 9 vatandaşımızı şehit etti. Bunun üzerine hükümet büyük mitingler yaptı. Büyük konuşmalar yaptı. 'Artık bundan sonra İsrail ile hiç konuşmayacağım, yan yana gelmeyeceğim. 3 şart yerine gelirse İsrail ile oturup konuşacağım' dedi. Bunlar neydi, Gazze'de abluka kalkacaktı, İsrail özür dileyecekti ve ölenler için tazminat ödeyecekti. Gazze'de abluka kalkmadı, İsrail 'Ben tazminat ödemem, ama siz bir vakıf adı verirseniz, ben o vakıfa bağışta bulunabilirim' dedi, tazminat ödemedi. Bir özür mektubu dahi göndermedi. Sonra ne oldu, bir gece yarısı Meclis'ten bir kanun çıkardılar ve İsrail ile ilişkileri düzelttiler. Ben arada bir diyorum ya, bunların yatacak yeri yok diye. Milleti kandırdılar, 9 kardeşimiz şehit oldu, tazminat ödemediler, özür dilemediler, şimdi kalkacaklar konuşacaklar, 'İsrail böyledir, İsrail şöyledir' diye. Sen tüm ülkemi İsrail'in arka bahçesi haline getirdiler. İsrail, özür dilemesi gerekirken dilemedi, tazminat ödemesi gerekirken ödemedi, Gazze'de abluka kalkması gerekirken kaldırmadılar. Şimdi büyükelçiliği taşıyorlar oraya. Ben bunu parlamentoda eleştirdim. Erdoğan, Meclis'te kürsüye çıktı, 'Doğu Kudüs'te bizim konsoloslumuz var, orayı inşallah Filistin'in başkenti yapacağız. Büyükelçiliği oraya açacağız' dedi. Bekliyorum. Aylar geçti, günler geçti bekliyorum. Gözünü sevdiğim Erdoğan, Meclis'te konuştun, neden büyükelçiliği açmıyorsun Doğu Kudüs'te. Birisi mi engel oluyor sana? Birisi elinden mi tutuyor? Diyecek ki, 'Ben açacaktım ama CHP karşı çıkıyor. Şimdi CHP'nin genel başkanı olarak Mersin'den söylüyorum; yüreğin yetiyorsa git büyükelçiliği aç ben de seni sonuna kadar alkışlayacağım." "4 yılda sorunları çözeceğiz, 5. yıl keyfini süreceğiz" İş dünyasına seslenen Kılıçdaroğlu, "Allah'ın izni ile en geç 4 yıl içinde bu ülkede çiftçinin ürettiği alın terinin karşılığını alacağı bir Türkiye inşa edeceğiz. Kendi kendine yeten bir ülke olacağız. Her şeyimiz var ancak mercimek, nohut, elma, üzüm dışarıdan geliyor. Her şey dışarıdan geliyor. Biz bu tabloyu değiştireceğiz. Sanayide de bir devrim yapacağız. Katma değeri yüksek ürün üreteceğiz. İşsizlik sorunu, bir numaralı sorumuz olacak ve işsizlik sorununu da çözeceğiz. Kamu istihdamını büyüteceğiz. Kimse aç ve açıkta kalmayacak. Bunların tamamını yapacağız. 4 yıl, 5. yıl bunun keyfini süreceğiz. 5. yıl diyeceğiz ki, bakın 4 yılda yaptıklarımıza, 5. yılda bize yeniden oy verin diyeceğiz. Bu ülkeyi büyüteceğiz. Bu ülke bütün dünya ile dost olacak. Bu ülkeye huzuru getireceğiz, bu ülkede barışı getireceğiz, kardeşliği getireceğiz. Kimse kimseyi, kimliğinden ötürü, inancından ötürü, yaşam tarzından ötürü ötekileştiremeyecek. İnsansa, başımızın üstünde yeri var diyeceğiz. Diyorlardı ki, 'Ey Kılıçdaroğlu, sen bir sürü şey vaat ettin parayı nereden bulacaksın?' diyorlardı. Şimdi yaptın. Demek ki, Kılıçdaroğlu doğruları söylüyor. Emekliye 2 maaş ikramiye dedik, sen bayramlarda biner lira veriyorsun. Hadi o da idare eder diyoruz. Taşeron işçiye kadro diyorduk, olmaz diyordun. Ne oldu o da oldu" diye konuştu.
Editör: TE Bilisim