Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz bu ülkenin insanları olarak, haksızlığa uğramış bütün insanları bir araya gelmek zorundadır. Eğer biz mazlumların hakkını koruyacaksak bir arada olmak zorundayız. Bizler, ister bu salonda olun, nerede olursanız olun ortak ses çıkarmak zorundayız. Mazlumun hakkını savunmak zorundayız. Savunduğumuz zaman bu ülkeye barış, huzur, bereket gelir" dedi. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin haftalık grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, "Biz bu ülkenin insanları olarak, haksızlığa uğramış bütün insanları bir araya gelmek zorundadır. Eğer biz mazlumların hakkını koruyacaksak bir arada olmak zorundayız.Eğer insanlar haksız yere üniversitelerden atıldıysa, haksız yere hapishanelerde tutuluyorsa bunlara sahip çıkmak hepimizin ortak görevidir. Bizler, ister bu salonda olun, nerede olursanız olun ortak ses çıkarmak zorundayız. Mazlumun hakkını savunmak zorundayız. Savunduğumuz zaman bu ülkeye barış, huzur, bereket gelir. Adaleti söyledim, adalet için yürüdüm, benim için mi hayır! Hepimiz için, 82 milyonun hakkı için yürüdüm. Eğer bir insan haksızlıkla karşı karşıyaysa, siz de sessiz kalıyorsanız dilsiz şeytan olursunuz. Biz asla ve asla dilsiz şeytan olmayacağız. Zulme karşı mücadele etmek adaleti savunmak için mücadele etmek bizim görevimiz. Biz bunların yaptığı gibi ülkeyi yönetmek istemiyoruz, birileri bir şey söyleyecek, söylediği doğruysa ona uyacak. Eğer birilerinin talimatıyla diğerleri sessiz kalıyorsa işte onların adı dilsiz şeytandır. Onları biz öyle tanımlıyoruz. Bizleri izleyen yurttaşlarıma, hangi kimlikten olursa olsun, yeter ki gönülleri adaletten yana olsun, birlikte yaşamaktan yana olsun. Onları sizler adına yürekten kucaklıyorum" diye konuştu. Geçen hafta İstanbul'un Kartal ilçesinde çöken 8 katlı bina hakkında çok şey bildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "21 vatandaşımız hayatını kaybetti. O bina ile ilgili çok şey biliyordum. Ama enkazın altında insanlar varken onu politik bir sürecin parçası haline getirmekten kaçındık. Deprem olsa kim bilir kaç bina daha yıkılır. Bina elbette yapılır, binayı yaparken kuralına uygun yapacaksın. Deprem olsa kimbilir kaç bina daha yıkılacak. 99 depreminin üstünden 21 yıl geçti. 21 yılda İstanbul'da ne yapıldı, hangi önlemler alındı? İmar affı çıkardılar. İmar affını sağlam binaya çıkar. Tescilli tabut haline getirdiler. Bunları İstanbulluların bilmesi lazım. 25 yıldır İstanbul'u yöneteceksiniz. Ve İstanbul'da binalar deprem olmadan yıkılacak. Bir de iftira çıkardılar; Hayır, Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz bütün gün oradaydı! 21 yılda bir ülke baştan inşa edilir. Bunun vebali de günahı da bu yönetimin boynundadır. Hiç kimse unutmasın, bunun vebali o yönetimin boynundadır" açıklamasında bulundu. Kamu Personel Seçme Sınavı'nda (KPSS) Türkiye birincisi olup mulakatta elenen Deniz Demir'in durumuna değinen Kılıçdaroğlu, "Bir anne baba düşünün, çocuğu okusun diye boğazından keser, üniversiteye gönderir. Çocuk üniversitede başarıyla mezun olur. Deniz Demir'den bahsediyorum. KPSS'ye girip Türkiye birincisi olur. Mülakatta elenir, bu mudur adalet? Bunların yatacak yeri yok. Kardeşimiz diyor ki, mülakatta her sorunun cevabını verdim. Sen cevabını verdin de karşındakiler insan değil, insanlığını unutmuş kişiler. Yıllar boyu kamuda çalıştım, yüzlerce sınava girdim belki, sınavlarda adaletsizlik yapmazdık. 1. 2. 3.lere usulen soru sorardık. Bilgili çünkü bu kişiler, devlette olmaları lazım. Siz liyakatli kişileri değil de torpillileri önemli makamlara getirirseniz devleti çökertirsiniz" dedi. "Taşeron işçileri Türkiye'nin gündemine getiren biziz." diyerek sözlerine devam eden Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: "Size kadro vereceğiz dediler, bir kısmına kadro verdiler, bir kısmına vermediler. Kadro verdiklerini de perişan ettiler. Hala 10 binlerce taşeron işçisi kamuda çalışıyor. Dedim ya, mazlumun yanında olacağız, sonuna kadar taşeron işçilerine kadro verilene kadar onların yanında olacağız. Kadro verdiler ama beyefendi yüzde 26 çift dikiş alırken onlara yüzde 4 verdiler. Bu köleliğe devam edeceksiniz demektir. Bu kölelik zulmüne dur demek zorundayız. Bu zat otobüs parası ödemez, ev kirası, yemek parası ödemez. Hiçbir şey ödemez. Maaşına yüzde 26 zam yapar. Taşeron işçisine yüzde 4 ile idare et derler, bunların yatacak yeri yok. Bak mart ayı geliyor, bir ders verin kardeşim! Sandığa gideceksin ders vereceksin. Diyorlar ki elektrikte ve doğalgazda fiyat indirdik. Tam bir aldatmaca, kandırmaca! 1 Ocak 2018 elektriğe zam, 1 Nisan 2018 zam, 1 Eylül 2018 zam, 1 Ekim 2018 zam. Arka arkaya elektriğe zamlar. Seçimler gelir indirim yaptık. Yüzde 90 zam yapmışsın, yüzde 10 indirim yapsan ne olur? Sen bindirim yaptın kardeşim. Aynı oyun doğalgazda da var. 1 Nisan zam, 1 Ağustos zam, 1 Eylül zam, 1 Ekim zam. 1 Ocak 2019 yüzde 10 indirim. Bunun adı nasıl indirim oluyor? Erdoğan gitti Sivas’ta konuşma yaptı, oradaki taşeron işçileri bize kadro ver diye bağırıyor. Her şeyi verdik diyorlar ama vermediler hala 10 binlerce taşeron işçisi kamuda çalışıyor. Sonuna kadar kadronuzu alana kadar taşeron işçilerin de yanında olacağız. Kadro verdiler ama yüzde 4 zam verdiler enflasyonun hali ortada taşeronlara yüzde 4 veriyorlar. Bu kölelik düzenine son vereceğiz. Bunlarda vicdan yok bunların yatacak yeri yok. Sandığa gidin bir ders verin kardeşim ya."
Editör: TE Bilisim