Vali Hasan Basri Güzeloğlu, yapımı devam eden Silvan Barajı projesi sona erdiğinde tarımsal üretim kapasitesinin çok önemli boyutlara ulaşacağını belirtti. Güzeloğlu, “Diyarbakır’ı sadece buğdayı üreten değil, buğdaydan unu, undan makarnayı, bisküviyi ve bütün diğer katma değer verecek ürünlerin yetiştirildiği, sanayinin yerleştiği bir gıda sanayi kent merkezi hedefini bugünden itibaren gündemimize aldık” dedi. Diyarbakır Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü konferans salonunda tarımsal sulama ve bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya Vali Hasan Basri Güzeloğlu, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, ziraat odalarının temsilcileri ve çiftçiler katıldı. Toplantıda konuşan Vali Güzeloğlu, Diyarbakır’ın verimli toprakları ve binlerce yıldır bereketle sulanan ovalarıyla çok daha ötesini üretebilecek kapasitede olduğunu belirterek, “Diyarbakır sadece ülkemiz için değil dünya için de çok önemli bir gıda üretim merkezi olacak iddiadadır. Silvan projesinden başlayarak diğer alt başlıktaki baraj projelerimizle sulanabilir alanımızı bugünkünün iki katına çıkartacağız. Böylelikle artan üretimi de şimdiden planlayarak hem insanımıza hem de ülkemiz gıda ihracatına çok ve doğrudan bir katkı sunmuş olacağız” dedi. “Bilinçli sulama eğitimi önemli” Bilinçli sulama eğitiminin önemine de değinen Vali Güzeloğlu, “Toprağı sadece su ile buluşturmak yeterli ve anlamlı değil. Suyun toprakla buluşmasının öncelikle öğretilmesi, çiftçilerimizin bilgilendirilmesi, toprakla buluşan suyun doğru kullanılması ve ona bağlı ürün desteğinin belirlenerek o ürünlerin ihtiyacı kadar suyun toprakla bu anlamda buluşturulması gerekiyor. Ne aşırı ne eksik sulama ideal değil” diye konuştu. “Atatürk barajı sonrası en büyük havza” Atatürk Barajı sonrası en büyük havza ve büyüklüğüne sahip Silvan projesi ile toprakların bugünkünün iki katı sulanabileceğini ve üretim kapasitesini çok önemli boyutlara ulaşacağını aktaran Vali Güzeloğlu, şunları kaydetti: “Bize düşen Silvan projesi bütün barajlarıyla bir bütün olarak bittiği zaman öncelikle hangi ürün ve ekimi gerçekleştireceğiz. Bu çalışmaları tarım il müdürlüğümüz, Dicle Üniversitesi, üretici birliklerimiz ve bütün kurum ve kuruluşlarımızın işbirliği ile çalışıyoruz. Şüphesiz ekilecek ve elde edilecek ürünün bir adım sonrasını da düşünüyoruz. Bu ürün değerlendirmesi tarım üretimi ve sanayisinin girdisi olarak Diyarbakır’ı sadece salt üreten değil ürettiğinin katma değerini elde eden bir şehir ve sanayi alt yapısına da dönüştürmek çabasını başlattık. Şüphesiz buğdayı en fazla üreten bir il hedefine doğru giderken sadece buğdayı üreten değil, buğdaydan unu, undan makarnayı, bisküviyi ve bütün diğer katma değer verecek ürünlerin yetiştirildiği, sanayinin yerleştiği bir gıda sanayi kent merkezi hedefini bugünden itibaren gündemimize aldık. Temel girdiyi ve hammaddeyi üreten Diyarbakır, bu girdi ile gıda sanayinin bütün bu alanlarında iddialı olmak zorunda ve durumundadır. Bugüne kadar eksik kalan alanlardaki çabamız ve çalışmalarımızla bunu tamamlamak ve en kısa zamanda bu kentten tüm dünyaya ihracatı gerçekleştirecek, buna dönük ihtisas bir gıda organize sanayi üretim alt yapısın gerçekleştirmek zorundayız. Bu da tarım alanlarının doğru yönetilmesi, sulamanın doğru gerçekleştirilmesi ve ekonomik bir üretimin elde edilmesine bağlı. Çok kısa bir süre içerisinde Diyarbakır olarak çok önemli adım ve açılımları gerçekleştireceğiz. Gayretimizi amacımızı bu çerçevede koyduğumuz zaman muhakkak sonuç alacağız. Diyarbakır her alanda olduğu gibi tarımda da çok daha ötede yer almayı hak eden bir şehrimiz. Gıdanın israfının vebali çok büyük hepimizin ve herkesin gıdanın bu kadar zor üretildiği bir süreci ve dönemi yaşarken israfı yapmaması lazım. Tek bir lokma israfın dünyanın bir başka köşesinde ona muhtaç olan bir insanın rızkını çöpe atmak olduğunu unutmamamız lazım. Ekmekten başlayarak bütün gıda ürünlerinde ne yazık ki büyük israf yapıyoruz. Önlemek adına bir irade sergilemiyoruz.”
Editör: TE Bilisim