Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "2023 yılına kadar kamu binalarına biz yüzde 15’lik bir tasarruf planlıyoruz. Bizim yapmış olduğumuz potansiyel çalışmalarına göre de yaklaşık yüzde 27’lik bir tasarruf potansiyelimiz var. Yüzde 15’lik kısım yaklaşık yıllık 250-300 milyon lira gibi bir tasarrufa denk geliyor. 2023’te yüzde 15’lik tasarrufa ulaşırsak, ondan sonra takip eden dönemde de bir yüzde 13 daha hedef belirlersek toplam tasarruf hedefimizi yakalamış olacağız" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, katıldığı bir televizyon programında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Türkiye-Irak enerji ilişkileri ve iş birliğine ilişkin Dönmez, "Irak’la bu coğrafyada yıllardır devam eden teknik, ekonomik, kültürel ilişkilerimiz var. Sayın Adil Abdülmehdi’nin başbakanlığında yeni bir hükümet kuruldu, yaklaşık 10 aylık bir hükümet. Geçtiğimiz Mayıs ayında Sayın Abdülmehdi’nin Ankara ziyaretinde yeni dönemin güzel işaretlerini birlikte müşahede etmiştik. Enerji alanındaki ilişkilerimizin daha da derinleştirilmesi, geliştirilmesi için de başta muhatap bakanlarımız olmak üzere Sayın Başbakan ile de görüştük. Başta petrol olmak üzere enerjinin her alanında Irak’ta ciddi bir potansiyel var, ilişkilerimizi arttırabiliriz. Yıllardır çalışan bir Irak-Türkiye petrol boru hattı var. Irak’ın kuzeyinde çıkıp, Kerkük ve civarında çıkan petrolü Ceyhan’daki terminalle pazarlara ulaştıran başta Akdeniz olmak üzere bir terminal ve bir boru hattımız var. Bu boru hattının kapasitesinin arttırılması dahil olmak üzere bazı hususları istişare etme imkanı bulduk. Irak’ın kuzeyindeki petrolün değil, Irak’ın muhtelif yerlerindeki petrolün de yine Irak-Türkiye petrol boru hattı üzerinden pazarlara ulaştırılmasıyla alakalı bazı çalışmalar olduğunu ifade ettiler, biz de memnuniyetle karşıladık" dedi. Irak'ın son dönemde DEAŞ başta olmak üzere çeşitli terör örgütleriyle sıcak çatışmalar yaşadığını, şimdi hızla toparlandığını söyleyen Bakan Dönmez, "O dönemde tahrip olan altyapının yeniden onarılması gerekiyor. Elektrik altyapılarında ciddi eksiklikleri var gerek üretim tarafında, gerekse iletim ve dağıtım tarafında. Biz de gerek malzeme tedariki kapsamında, gerekse müteahhitlik hizmetleri anlamında Türkiye’de ciddi bir potansiyelin olduğunu ve öteden beri zaten Türkiye’deki müteahhitlerin Irak’ın altyapısında, üstyapısında önemli projeleri üstlendiğini ve başarıyla tamamladığını anlattık. Yakın dönemde inşallah Türkiye’deki iş insanları oradaki iş fırsatlarını kovalamak suretiyle yeni projeleri geçmişte olduğu gibi artırmak imkânı olacak. Ayrıca Karma Ekonomik Komitesinin de eşbakanıyım, karşı tarafta da Irak Dışişleri Bakanı var. Onunla alakalı olarak da önümüzdeki haftalarda daha geniş kapsamlı Irak’ta ticaretin geliştirilmesi için toplantılar yapacağız. Şu anda 13 milyar dolar civarında seyreden bir ticaret hacmimiz var. Her iki ülkenin lideri de bunun 20 milyar dolara çıkartılması konusunda da bir mutabakat sağlamış durumda. Bu hedefe ulaşmak için de gerek devleti yöneten bizler, gerekse özel sektörümüzün çok değerli iş insanlarıyla bu hedefi inşallah en kısa süre içerisinde gerçekleştirmiş olacağız" dedi. Türkiye'nin enerji politikası Elektrik ithalatının özellikle son yıllarda ciddi oranda azaldığını belirten Dönmez, "Hatta tersine döndü diyebiliriz, elektrik ihracatımız ithalatımızdan daha fazla. Komşu ülkelerin hepsiyle enterkoneksiyon bağlantımız, yani elektrik hatlarımız, üretim hatlarımız birbirine bağlı. Batıda Bulgaristan, Yunanistan, doğuda da Gürcistan, Azerbaycan, (Nahcivan’ı kastederek söylüyorum), İran, Irak ve tabii Suriye’yle savaş öncesinde bir ticaretimiz söz konusuydu. Irak bizden elektrik alabileceğini ifade etti, transfer kapasitesini Irak başta olmak üzere artıracağız. Geçtiğimiz yıl elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir kaynakların payı yaklaşık yüzde 50 idi. Bu sene ilk 7 ayda bu oran yüzde 65-66’lara çıkıtı, yani yüzde 15-16’lık bir yerli payında artış söz konusu. Bunun ekonomik karşılığı da şu; eğer bunu yerli yenilenebilir kaynaklardan üretmemiş olsaydık, yaklaşık 1,5 milyar dolar daha ithalat yapacaktık. Önümüzdeki yıllarda yerlilik payını artırmak için yerli kaynakları azami kullanmayı hedefliyoruz. Bunun için sadece yenilenebilir değil, yerli kömür santrallerini de teşvik ediyoruz. Türkiye’de yerli kömüre dayalı yaklaşık 11 bin 500 megavatlık bir kurulum söz konusu, onlardan da aldığımız elektriğin yaklaşık yüzde 60’lık bir kısmına da alım garantisi vererek teşvik etmiş oluyoruz. Bunları birkaç yıl önce başlattığımız Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında atmış olduğumuz adımların bir neticesi olarak görüyoruz. Uzunca yıldır ülkede aslında enerji arz güvenliğiyle ilgili problem vardı, ama son yıllarda artık arz güvenliğinin gerek elektrikte, gerekse doğal gazda kalmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Ama sürekli gündem maddelerimizden birisi olacak, ihmal edilebilir bir şey değil. Ve enerji sektöründeki yatırımlar da uzun dönemli planlamayı gerektiren hususlar, en az 10 yıl sonrasını görmemiz gerekiyor ki biz şimdi 20’nci, 30’uncu yılların da projeksiyonlarını yaparak geleceği planlamaya çalışıyoruz" diye konuştu. "Kıta sahanlığımızda uluslararası hukuktan kaynaklı arama ve üretim faaliyetlerimize devam edeceğimizi bir kez daha yenilemek istiyorum" "Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakların, hidrokarbon kaynakların araması, araştırılması ve varsa üretilmesine dönük çalışmalarımızda büyük bir ivme yakaladık" diyen Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemimiz yaklaşık 5-6 yıldır o bölgede sismik çalışmalarını yapıyordu, 2 tane de sondaj gemisi ile filomuzu genişlettik. MTA’nın filosuna katılan Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi’ni de bölgeye yönlendirdik. İki sismik gemi ve iki sondaj gemisiyle oradaki faaliyetlerimizi yapıyoruz.Öteden beri söylediğimiz bir şey var, Ada’da Türk toplumunun, Türk halkının hak ve menfaatlerinin göz ardı edilmesine, yok sayılmasına göz yummayacağımızı ve bu noktaya getirilmesine rıza göstermeyeceğimizi defaatle gerek Sayın Cumhurbaşkanımız, gerekse diğer ilgili bakanlarımız açıkladı. Doğu Akdeniz’de sadece biz yokuz, yani petrol, doğal gaz aramasında güneyde Mısır, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi var. Lübnan’da henüz somut bir şey yok, onlar bazı sahaların ihalelerine çıktılar, yeni yeni gelişiyor. Suriye var ancak Suriye’de iç savaş olduğu için orada herhangi bir hareket yok. Türkiye Cumhuriyeti olarak biz varız. Biz kıta sahanlığımızda uluslararası hukuktan kaynaklı arama ve üretim faaliyetlerimize devam edeceğimizi bir kez daha yenilemek istiyorum." "Yunanistan'daki hükümet değişikliği fırsat" Yunanistan'daki hükümet değişikliğinin fırsat olduğunu kaydeden Bakan Dönmez, "İyi komşuluk ilişkilerini sürdürmek arzusundayız. Geçtiğimiz Temmuz ayında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Rum Yönetimi'ne bir teklifi oldu. Ada’nın kaynaklarının ortak, müşterek üretilmesi, paylaşılması, adil bir paylaşım esasıyla yönetilmesi hususunda bir teklifi oldu. Ama maalesef Kıbrıs Rum Yönetimi buna olumlu bir cevap vermedi, biz de bu teklifi destekliyoruz. Gerek Avrupa Birliği, gerekse bölgede faaliyet gösteren ülkeler de bu teklife somut bir şekilde olumlu yanıt vermeseler bile el altından bu teklifin değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Bu teklifin Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından ciddiye alınmasında fayda var. Annan Planı 2005’te kabul edilmiş olsaydı aslında bu sorunların büyük bir kısmını bugün yaşamıyor olacaktık. Ama Kıbrıs Rum Kesimi Yönetimi öteden beri hayırcı, dışlayıcı söylem ve eylemlerini devam ettiriyorlar. Eğer masaya gelirlerse garantör ülkeler olarak Türkiye Cumhuriyeti, Yunan hükümeti ve İngiltere’nin sürece olumlu destek verebileceğimizi de katkı sağlayabileceğimizi de ifade etmiştik. İnşallah bu teklifi ciddiye alırlar diye düşünüyoruz" dedi. "Japonya’yla enerjide iş birliğimizin başlığını aslında genişletmiş olduk" Japonya ile olan iş birliğine ilişkin Bakan Dönmez," Sinop’ta Japon şirketlerinin içinde bulunduğu konsorsiyum fizibilitelerini bize sunmuşlardı. Yapılan değerlendirme ve incelemelerde gerek takvim açısından, gerekse maliyetler açısından kabul edilebilir olmaktan uzak olduğu tespit edildi, çeşitli müzakereler de yapıldı belli bir noktada buluşulabilir mi diye ancak maalesef gelinen noktada bizi tatmin etmekten uzak olduğu için proje şu anda durdurulmuş oldu. En son G-20 seyahatinde Japon Enerji ve Ekonomi Bakanı Sayın Seko'yla bu konuyu da değerlendirme imkanı oldu, onlar da bize hak verdiler. Keza Sayın Cumhurbaşkanımızın Japonya Başbakanı Abe’yle bu konudaki görüşmesinde de bir mutabakat oldu. Ancak şunu ifade edeyim; Japonya’yla bizim ekonomik olarak hakikaten çok ciddi farklı alanları da kapsayan ilişkilerimiz var. Bugün için nükleer güç santrali belki gündemde değil, ama enerjinin diğer alanlarında da iş birliğinin arttırılması, ortak projelerin hayata geçirilmesi konusunda bir mutabakata da varmış durumdayız. Başta yine yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere yerli kaynakların değerlendirilmesi, temiz kömür teknolojileri, keza enerji depolama teknolojilerinde yeni bir iş birliğine gideceğiz. Japonya’yla enerjide iş birliğimizin başlığını aslında genişletmiş olduk" dedi. "2023 yılına kadar kamu binalarına biz yüzde 15’lik bir tasarruf planlıyoruz" 2017 yılının sonunda Enerji Verimliliği Ulusal Eylem Planı'nı yayımlandığını hatırlatan Bakan Dönmez, kamu binalarında enerji verimliliğinin artırılmasına ilişkin şunları söyledi: "O kapsamda hem kamunun hem de özel sektörün yapacağı 55 adet tematik konu belirlendi. Bunlar enerji sektörü başta olmak üzere ulaştırmadan tarıma ve değişik ticari alanlara, işletme binalarına varıncaya kadar enerji verimliliği konusunda 55 proje tespit edildi. Kamu olarak bizim üzerimize düşen görevler var örnek olmamız gereken. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan genelge kamunun aslında bir yerde kendisine hedef belirlemesidir. 2023 yılına kadar kamu binalarına biz yüzde 15’lik bir tasarruf planlıyoruz. Bizim yapmış olduğumuz potansiyel çalışmalarına göre de yaklaşık yüzde 27’lik bir tasarruf potansiyelimiz var.Yüzde 15’lik kısım yaklaşık yıllık 250-300 milyon lira gibi bir tasarrufa denk geliyor. 2023’te yüzde 15’lik tasarrufa ulaşırsak ondan sonra takip eden dönemde de bir yüzde 13 daha hedef belirlersek toplam tasarruf hedefimizi yakalamış olacağız. Bu vesileyle ben vatandaşlarımızı, iş insanlarımızı da uyarmak istiyorum. Lütfen onlar da bulundukları, yaşadıkları binalarda, çalıştıkları binalarda enerji verimliliği anlamında yapılacak çok işler var. Eğer bir teknik firmaya, bir mühendislik firmasına bu etütler yapılırsa görecekler ki, yapmış oldukları bu kapsamlı yatırımların çok kısa süre içerisinde kendilerine geri döneceğini görecekler. Geçtiğimiz yıl çıkartmış olduğumuz kanunla enerji verimliliğini destekleme miktarlarını arttırdık. Daha önce 1 milyon liraya kadar olan projelerde yaklaşık yüzde 20’lik bir destek söz konusuyken şimdi bu rakamı 5 kat arttırdık 5 milyon liraya çıkardık. Dolayısıyla, her 5 milyonluk projenin 1 milyon liralık kısmını biz destekleyeceğiz. Bu proje, bu başlık aslında ülkede yaşayan 82 milyona hitap eden bir konu, yani 7’den 77’ye diyoruz hatta. Çocuklarımızı bile küçük yaşlarda bunu alıştırmak lazım; lüzumsa, gereksizse kullanmamak lazım. Ama gerekliyse sonuna kadar kullanacağız."
Editör: TE Bilisim