İletişim kurarken beden dilimizi çocuğa uygun hale getirmek, tepeden bakmamak, ulaşılabilir ve yakın olmak, ancak çocuğu tedirgin edici şekilde yakın olmaktan da kaçınmak, göz kontağı kurmak, iyi bir dinleyici olmak, en önemlisi de samimi ve içten olmak sağlıklı bir iletişimin temel kuralları olarak özetlenebilir.
Çocukla etkili iletişimin temeli, tatlı dil ve güler yüzle atılır. Çocukla konuşurken ağzımızdan çıkan sözler kadar yüzümüzün aldığı şekil ve beden dilimiz de son derece önemlidir.
Burada en önemli noktanın samimi ve içten olmak olduğunun bir kez daha altını çizmek istiyorum. Son yıllarda anne babalar çocukla nasıl iletişim kurulacağı yolunda o kadar çok makale okudular, o kadar çok danışmanlık aldılar, o kadar çok başkalarını taklit etmeye çalıştılar ki asıl önemli olanın samimiyet, içtenlik ve doğallık olduğunu unuttular.
Ebeveynlerin çoğu, daha çocuklarıyla konuşmaya başlamadan, “Böyle söylersem böyle olur, böyle yapmalıyım, şöyle yaparsam hata yapmış olurum, yanlış bir şey söylersem ne olur, geçen gün okuduğum yazıda diyordu ki vb.” kaygılarla başladıkları sohbetlerinden yorgun, gergin ve kaygılı çıkıyorlar.
Mükemmel olma ve hata yapma korkusunun sonunda endişe ve kaygı yarattığını hepimiz biliyoruz. Çocuğumuzla konuşurken taşıdığımız bu duyguların ona da geçeceğini, gitgide doğallıktan uzaklaşılacağını ve amaca ulaşmayacağını da unutmamalıyız.