Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl Eş Başkanı Hafize İpek ile partiye üye 3 kişi hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 5 yıldan 10 yıla, "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan da 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Silvan ilçesinde 26 Ağustos'ta, cadde ve sokaklara hendek kazan, barikat kuran bölücü terör örgütü yandaşlarına yönelik operasyonları protesto etmek için DBP İl Başkanlığı adına "yaşamı durdurma" çağrısı yaptığı gerekçesiyle İpek ile çağrı üzerine kepenk ve kontak kapatılması için bildiri dağıtan DBP'li 3 kişi hakkında, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame tamamlandı. 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, 25 Ağustos'ta siyasi kimliği nedeniyle bölgede yaşayan vatandaşlar üzerinde söylemlerinin etkili olduğu belirtilen İpek'in, örgüte yakınlığıyla bilinen bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalarla silahlı terör örgütünün eylem ve amaçlarını meşru gösterdiğinin anlaşıldığı ifade edildi. Şüpheli İpek'in açıklamalarının son dönemlerde bölgede sözde "öz yönetim" ilanı sonrasında güvenlik güçlerine ve vatandaşlara yönelik gerçekleştirilen eylemleri destekler nitelikte olduğunun tespit edildiği kaydedilen iddianamede, şüphelinin, adli ve idari önleyici kolluk görevini yerine getiren güvenlik güçlerini ve terörle mücadelede izlenen haklı yöntemleri "katliamcı" olarak tabir ettiğine vurgu yapıldı. İddianamede, halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimin aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçu işlendiği bildirilerek, şöyle denildi: "Şüphelinin yaptığı açıklamalar sonrasında kentte kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması, atılı suçu tamamlamaktadır. Arama sonucu şüpheliye ait olan materyallerde yapılan incelemede, silahlı terör örgütü içinde terör örgütü PKK/KCK mensupları ve bazı gruplar tarafından organize eden kişi olduğu tespit edilmiştir. Son süreçte, sokak olayları ve sözde hendekler kazılarak terör örgütü PKK/KCK kontrolünde oluşturulmaya çalışılan özerk bölgelerle ilgili olarak, şüpheli terör örgütü üst düzey yönetiminin talimatları doğrultusunda kentte vatandaşla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirecek toplumsal olayları planlayarak hayata geçirilmesi için faaliyet yürütmüştür." "Halk Savaşı" çıkarılmaya çalışıldığı iddiası İddianamede, "Terör örgütü PKK/KCK'nın sözde nihai hedefi olan bağımsız Kürdistan'ın oluşturularak hayata geçirilmeye çalıştığı stratejinin 4'üncü aşaması olan "Halk Savaşı" çıkarmak için bölgede ve ilde, özellikle Sur bölgesinde sözde kanton ile özerk bölgeler oluşturulmaya çalışılmaktadır" ifadelerine yer verildi. Sur bölgesinde toplumsal olayların ve yürüyüşlerin yapılmasının planlanarak, bölgede yaşayan vatandaşların etkilenmesine çalışıldığı, PKK/KCK içinde silahlı olarak faaliyet yürüten örgüt mensuplarına sözde halk desteği sağlandığının gösterilmek istendiğine işaret edilen iddianamede, şu ifadeler yer aldı: "Şüpheli İpek'in, KCK sözleşmesi doğrultusunda hayata geçirilmeye çalışılan sözde, 'özerk yönetim' doğrultusunda, halk meclislerinden sorumlu olarak faaliyet yürüttüğü anlaşılmıştır. Diğer şüphelilerden Kerem Akdaş, Ahmet Balca ve Celal Gidici hakkında, 'Karakule-2015' ile 'Vagon' kod adlı gizli tanıklar ifade verdi. PKK/KCK'nın oluşturduğu korkutucu güçten yararlanan Akdaş, Balca ve Gidici'nin, esnaf ve vatandaşı tehdit ederek iş yerlerini kapattırdıkları, eyleme destek vermelerini sağladıkları belirlendi." İddianamede, şüpheli İpek hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 5 yıldan 10 yıla, "terör örgütü propagandası" suçundan da 5'er kez 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldığı, diğer şüpheliler Akdaş, Balca ve Gidici hakkında ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 5 yıldan 10 yıla, "terör örgütü propagandası" suçundan da 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istendiği bildirildi. Daha önce de İpek hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. DBP İl Başkanlığınca yapılan "yaşamı durdurma" çağrısı üzerine kentteki bazı iş yerleri kepenk, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet veren otobüsler de kontak kapatmış, ulaşımın aksamasına neden olan eylem, vatandaşların da mağduriyetine neden olmuştu.
Editör: TE Bilisim