Kız Evinde Düğün Kız evindeki düğün, kına gecesi olan Çarşamba günü yapılır. Bu düğüne kız evinin yakınları, komşuları, kızın arkadaşları, damadın yakınları davet edilir. Çalgıcı kadınların eşliğinde şarkılar, türküler söylenir, halay çekilir ve geline kına yakılır. Gelin, süslendiği odadan kına için iki hanımın kolunda önce büyüklerin bulunduğu odaya getirilir. Bu sırada önde bir başka kadın elinde, üzerine yakılmış mumlar dikili kına dolu tepsi ile gelir. Gelin sıra ile yaşlıların elini öptükten sonra ortada hazırlanmış yere oturtulur. Kına hazırlığı yapılırken, şarkılar türküler söylenir, oyunlar oynanır. Çalgıcı kadınlar, gelin salonda ya da avluda gezerken “Alını Alını” türküsünü söylemeye başlarlar. Alını, alını, giymiş gümüş nalını. Asilzadenin gelini, gelininiz mübarek olsun. Anasından ayrılan, babasından ayrılan, Müşkül hal olur, evlenince yediği, şeker, bal olur... Özellikle gelinin arkadaşları ile kız kardeşleri ve akrabaları kına tepsisini elden ele gezdirerek durmamacasına şarkılar, türküler eşliğinde oyunlar oynar, davetlileri coşturmaya çalışırlar. Kızlar sık sık “TILİLİ” (zılgıt) ata ata şu türküyü söylerler; Geline, bakh geline, Yazık olmuş geline, Kına yakmış eline, yar hayran, Düşmüş serhoş eline, vay hayran Haldan bilmez ne çare, Haldan bilmez ne çare, Söz anlamaz ne fayda... Söz anlamaz ne fayda... Bu arada çalgıcı kadınlar, kına kutlama türküsü ‘MÜBAREKİ'yi çalıp söylemeye başlarlar. Mübareki, bir bakıma damat yakınlarını bahşiş vermeye davettir. Çalgıcılar damat yakınlarının isimlerini tek tek sayarlar. İsimleri sayılanlar gelip gelinin başına para ve şeker serper, takı takarlar. Bu arada çalgıcı kadınlara da bahşişler verilir. Perşembe yani düğün Günü. Öğleye doğru oğlan tarafından kız tarafına yaşlı bir kadın aracılığıyla (sağdıç katı adı verilen ) bir gelinlik takımı gönderilirdi. Bu takımın içinde gelinlik, çamaşırı, çorap, teliyle birlikte duvak bulunurdu. Takımı getiren kadına bahşiş vermek gelenektendi. Gelinin giydirilmesi de usulüne uygun olarak yapılırdı. Gelin giydirilmek üzere büyük bir sininin içine oturtularak giydirilirdi. Bu arada gelinin çıkarttığı iç çamaşırları evde kalmış yaşlıca kızlara kısmetleri açılsın diye dağıtılırdı. İkindi namazına yakın oğlan evinden hanımların oluşturduğu bir topluluk gelini almak üzere kız evine hareket ederdi. Kız evine varan topluluk kızın ailesi akrabaları ve yakınlarınca kapıda karşılanır gelenlere şerbet ikram edilir tatlılar sunulurdu. Gelin mutlaka ikindiden sonra oğlan evinden alınmalıydı. Daha önce gelinin alınması uğursuzluk inancı taşırdı. Gelinin giydirilmesinden sonra perçemlemesine geçilirdi. Geline gümüş ile işlenmiş Bağdat Kari ve Kemer bent tabir edilen telli çarşafı giydirilir başına kırmızı renkli yazma örtülür, bir şemsiye altında her koluna taraflardan birer gelin hanım girer ve gelin vedalaşarak sazlar ve şarkılar eşliğinde baba evinden uğurlanırdı. Bu arada gelinin başına serpilen şeker ve ufak paralar çocukları çok sevindirirdi. Gelinin kız evinden oğlan evine intikali eskiden kalabalıkla yaya bir şekilde olurdu. Ama sonraları ise gelin erkek evine araba ile götürülmeye başlandı.
Editör: TE Bilisim