Diyarbakır Surları ve tarihçesi-14
Diyarbakır Surları ve tarihçesi-14
Bizans dönemi yapılaşma
İmparator Anastasius’un
kenti yeniden imar
etmeye ve henüz tamamlanmamış
surunu sağlam
biçimde tamamlamaya devam
ettiği, 518 yılında iç kaledeki Nesturi Manastır
Kilisesi’ni onarttığı (Berchem- Strygowski, 1910,
173), kent kilisesine bağışlarda bulunarak bölgedeki
tüm vergileri kaldırdığı (Mar-Yeşhua, 1958, 49,55)
ve iç kalede kışlalar inşa ettirdiği bilinmektedir
(Salnâme-i Vilâyet-i Diyarbekir, 1319, 33). Bizanslılarla
Sâsaniler arasında hemen her sene
savaş olması, 528 yılında İmparator Justinianus’un,
Diyarbakır surunu yeni duvarlarla destekleyerek
tahkim etmesine ve Dara ile Diyarbakır arasına
birkaç kale ile şato yaptırmasına neden olmuştur
(Procopius, 1961, 123-131).
Arap ordularının Diyarbakır'ı fethi
Yedinci yüzyıla gelindiğinde, eski gücünü
kaybeden Bizans İmparatorluğu’nun yanısıra taht
kavgalarıyla uğraşan Sâsanilerin bölgede yarattıkları
boşluğu dolduran İyaz bin Ganem ve üç
arkadaşının komutasındaki Arap orduları, 27
Mayıs 638 yılında Diyarbakır’ı kuşatarak
almayı başarırlar (Ritter, 1844, 23; Şemseddin
Sami, 1308, 2203). Arap fethinden önce kent surunun,
güneybatıdaki Ulu/Evli Beden ve Yedi
Kardeş burçlarının bulunduğu bölüm haricinde
genel hatlarıyla bugünkü sınırları kapsadığı, burçlarla
tahkiminin ise uzun sürerek, ancak Anastasius
(505-520) döneminde bitirilebildiği, Justinianus’un
528 yılında sur duvarlarının onarılması ve kentin
yeniden imarıyla ilgilendiği bilinmektedir (Salnâme-
i Vilayet-i Diyarbekir, 1302, 21). Sur duvarlarının
kesin tarihlendirilmesi ise, kentin önemli
bazı bölümlerinde yapılacak sondaj kazılarıyla
olanaklı olabilecektir. DiYarbakır tarihi, kentin, çoğunlukla
savaş kimi zaman da anlaşmayla olmak üzere sık
sık el değiştirdiğini göstermektedir. Kente egemen
olanların, ilkin sur duvarlarının onarılmasıyla ilgilendikleri,
duvar ve burçların üzerine yerleştirilen
kitabelerden takip edilebilmektedir. Urfa Kapı’nın
güneyindeki 22. burçla Mardin Kapı arasında
yer alan burç kitabeleri, Büyük Selçuklu ve
Artuklu dönemlerine tarihlenmekle birlikte,
burçlar haricindeki sur duvarlarının temelde
Bizans dönemine ait olabileceği akla yakın gelmektedir.
(Gabriel, 1940, 179).
Oysa bu bölümün 11. yüzyılın sonu ile 12.
yüzyılın ortalarında yapılmış olabileceği, kentin
güneybatısında bulunan Meryem Ana, Mar Kozma
ve Damyana Kiliseleri’nin, muhtemel eski sur
duvarının üzerinde bulunan ve 22. burçla Mardin
Kapı arasını kent içinden birleştiren bir yola
hemen hemen aynı mesafeyi koruyarak inşa
edilmiş olmaları dikkate alınarak, ileri sürülebilir
(Parla, 2004, 259)