Yedikardeş Burcu : Surların güneyinde Mardin kapısının batısındadır. Kitabesinde, kesin tarih bulunmamakla birlikte, Melik el Salih’in planı üzerine Yahya Bin İbrahim El Sarafi tarafından yapıldığı yazılmaktadır. Buna göre XIII. Yüzyılın ilk yıllarına tarihlenmektedir. Tamamen bazalt kesme taştan yapılan dış görünüş sülmeler, çift başlı kartal ve kanatlı aslan kabartmaları ve iri nesih kitabesi ile hareketlendirilmiştir. Halk arasında evli beden ve Yedikardeş burçlarına baba ile oğulları tarafından yapıldığı için Ben-u Sen denildiği söylenmektedir. Keçi Burcu : Mardin Kapısının doğusunda, yontulmuş kaya kitlesinin üstüne inşa edilen burç, diğer burçların en büyüğü ve en eski olup, yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Üzerindeki kitabenin okunabilen kısımlarından H. 437/450-M 1045/1058 yıllarında Mervanoğluları’ndan Ahmet tarafından olduğu sanılmaktadır. Geniş ve yüksek yapılan burcun içinde düzenli 11 kemer bulunmaktadır. Eskiden tapınak olarak kullanıldığı sanılan burcun son bölümünde bir kuyu ve yer altı geçidini andıran bir dehliz bulunmuşsa da beton bir blok ile üste kapatılmıştır. Dicle ve Fırat arasındaki tek şehir: Diyarbakır Dicle ve Fırat'ın çok önemli iki nehir oldukları da Kuran ve Tevrat'ta geçmektedir. (Dicle ve Fırat hikayesi için kaynakça: Tevrat, "Tekvin" bölümü, 2/13-14; tecrid-i sarih (Diyanet tercümesi, No:1551) Dicle ve Fırat Nehirleri ve arasında kalan bölge (Aden Bahçesi): (Tevrat: Yaratılış Tekvin 2:13) Şu şekilde devam eder ve Adem'in yaşadığı ortamı ve yeri tarif eder. Allah şarka (doğuya) doğru Aden'de (Aden: zevk) bir bahçe dikti ve yaptığı adamı oraya koydu. Ve Allah görünüşü güzel ve yenilmesi iyi olan her ağacı ve bahçenin ortasında hayat ağacını ve iyilik ve kötülüğü bilme ağacını yerden bitirdi. Ve bahçeyi sulamak için Aden'den bir ırmak çıktı ve oradan bölündü ve dört kol oldu. Birinin adı Pişon'dur. Kendisinde altın olan bütün Havila diyarını kuşatır ve bu diyarın altını iyidir. Orada ak günnük ve akik taşı vardır. Ve ikinci ırmağın adı Gihon'dur. Bütün Kuş ilini kuşatan odur. Ve üçüncü ırmağın adı Dicle'dir. Aşur'un önünden akan odur. Ve dördüncü ırmak Fırat'tır. Ve Allah adamı aldı, baksın ve onu korusun diye Aden bahçesine koydu. Sabiliğe göre; Fırat, Dicle, Ürdün ve benzeri nehirler hayat suyu olarak nitelenen kutsal sulardır. Bu nehirler ilahi alemle yeryüzü arasında bir köprü vazifesi görmektedir. (M. Franzman: Living water mediating element in mandaean myth and Ritual. Numen. 36. s:158)
Editör: TE Bilisim