Bölgedeki doğa turizm potansiyeline bakalım: Çermik’ten 30 kilometre ötede Şeyhandede şelalesi bir doğa harikasıdır. Ulaşımın daha kaliteli hale gelmesiyle önemli bir turizm merkezi olacaktır. Diyarbakır-Hani karayolu üzerinde yapılan Dicle barajı bir doğa harikası durum arz etmektedir. Diyarbakırlılar için ikinci bir Hazar gölü denebilecek yer, hafta sonu ve yaz tatilleri için uygun bir mekan arz etmektedir. Kulp’ta ve Sason çayında rafting, Karacadağ’da kayak turizmi, Eğil’de su sporları turizmi, ıslah edilecek 20 km Gezin-Kovancılar yoluyla yakınlaşan Tunceli Munzur ve Ovacık bölgeleri önemli bir doğa turizmini oluşturur. Munzurdağı (güneyden kuzeye) trekking turları için uygundur. Hazro-Kulp’ta büyük kanyonlar (taşköprü) ve su kaynakları büyük potansiyeldir. Bu kanyonda resimlerin olduğu tarihi mağaralar da vardır. Bugüne kadar yerli turistlerin bile giremedikleri yerler vardır. Hani Koki Çayı Mesiresi: İlçe merkezinden 8 km. mesafededir. Burada kaynayan suda bol miktarda alabalık bulunur. Saniyede 6 metreküp su akmaktadır. Aynkebir Havuzu: Aynkebir su havuzu Ulucami ile Hatuniye medresesi arasında bulunan büyük bir havuzdur. Bu su Hani Dağının eteklerinde kaynar ve 9 kemerli bentlerden çıkarak bir havuz oluşturur. Havuza 7 gözden su akmaktadır. Akan su ile ilçenin tüm arazileri sulanmaktadır. Ayrıca su ile 8 adet su değirmeni çalıştırılmaktadır. M.Ö. 2000 yılında Huriler tarafından yapılmıştır Tüm camiler mukaddes olmakla beraber Diyarbakır’da aşağıda belirtilen üç camide ayrı kutsal özellikler mevcuttur. DİYARBAKIR ULU CAMİİ: 4 dine ibadetgahlık yapmış Mukaddes Mabed (5. Harerm-i Şerif) Diyarbakır ulu camii, Anadolu’nun ilk camii olup, Diyarbakır'ın fethinden bugüne hiç bir zaman düşman işgaline uğramamıştır. Ulu camii 5 Harem-i şerif'den birisidir. Bunlar: 1. Mescid-i Harem, 2. Mescid-i Nebi, 3. Mescid-i Aksa, 4. Emevi camii, 5. Ulu camii (Diyarbakır) Uygarlığın beşiği olan Mezopotamya'nın bilinen en eski tapınağıdr. İlk olarak Zerdüştilerin "Ziggurat"ı olarak kurulur. Ana namazgaha girildiğinde cami sağdan sola doğru uzanır. Buraya orta kapısından girmişseniz, ilk adımınızı attığınız yere "Hanefi bölümü" yada kimilerince "heykel" denir. Buraya "Heykel" denmesinin sebebine gelince 1046 yılında şehrimize gelen İranlı bilgin ve gezgin Nasr-ı Hüsrev, Ulu caminin bu kısmı için; daha önceleri de burada bir tapınağın bulunduğunu, tam bu noktada vaktiyle bir putun bulunduğunu "Heykel" adının o dönemden kaldığını belirtir. Daha sonra Hristiyanlığın yayılmasıyla beraber kiliseye çevrilir Anadolu’nun en eski camilerden biri olan Diyarbakır Ulu Camii, 639 yılında İslam orduları tarafından Diyarbakır fethedildiği zaman şehrin ortasında bulunan ve kentin en büyük kilisesi olan Mar-Toma Kilisesi’nin camiye dönüştürülmesi sonucu bugünkü halini almıştır. Diyarbakır Suriçi semtindeki geçmişte Mar-Toma Kilisesi olan en büyük kilise şimdi ise 7. yüzyıldan itibaren dönüştürülüp Ulu Camii adını alarak sadece Diyarbakır’ın değil bölgenin de en büyük cami özelliğini taşıyor.
Editör: TE Bilisim