Tanzimat'ın ilanıyla ortaya çıkan merkezden yönetim anlayışı, demografik, ekonomik verilere ihtiyaç duyulmasını zorunlu hale getirmiştir. Bununla birlikte, yerel yönetim örgütlerinin oluşturulması, daha güvenli alanlarda yönetim ve paylaşımın gerçekleştirilmesi ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Ancak, Osmanlı'nın son dönemlerinde ise, bürokrasi ve yerel güvenlik örgütlenmelerinde gayrimüslimlerin yer almaya başladıkları görülür. İstanbul'daki merkezi yönetim üzerinde, Batılı ülkelerin, Osmanlı toprakları dahilinde yaşayan azınlıklar adına oluşturdukları baskı ve himayeleri, Anadolu şehir yerleşmelerinde yaşayan gayrimüslimlerin, bürokraside yer alma durumlarını daha da geliştirmeleri sonucunu doğurmuştur. İşte o dönemlerde Diyarbakır'da birkaç tane konsolosluk düzeyinde örgütlenmenin bulunması, bu çabaların bir sonucudur. 1286/1869-1870 tarihli salnamede, İngiltere ve Fransa konsolos düzeyinde, İran ise şehbender düzeyinde temsilciler bulundurduğu belirtilmektedir. Bunlar; İngiltere konsolosu Mösyö Taylor, Fransa konsolosu Mösyö Anori ve İran şehbender vekili Mirza Abdurrahim'dir. 1882-1883 tarihli salnamede, Diyarbakır'da, konsolosluk düzeyinde temsil edilen ülke sayısı 5'e çıkar. Bunlar; İngiltere, Rusya, İran, Fransa ve İtalya'dır. Bu durum, Batılı devletlerin Osmanlı topraklarında mevcut olan yer altı ve yer üstü zenginlik kaynakları ve toplumsal yapıya ilişkin projelere ne kadar önem verdiklerinin bir ifadesi olarak değerlendirilebilir. Osmanlı millet sistemi, iki bölüme ayrılır. Birinci bölümde, Müslüman (İslam) milleti yer alırken, herhangi bir kategorilendirmeye gidilmez. İkinci bölümde ise, gayrimüslimler (millet-i gayrimüslim) yer alır ve bunlar kendi içinde kategorilere ayrılır. Bunlar; Ermeni, Rum, Yahudi, Katolik Ermeni, Süryani, Katolik Süryani, Yezidi vs. şeklinde etnik ve mezhepsel ayrıma tabi tutulur. Devletin askeri örgütlenmesi ve devlet adına toprak mülkiyeti hakkına sahip olmayan gayrimüslimler, zorunlu olarak, ticaret ve zanaata yönelmişlerdir. Diyarbakır Merkezinde yapılan sayım sonuçlanmış olup, Tahrir Müdürlüğü’nden açıklanan cetvele göre Diyarbakır Merkezinde Bir Vilayet Konağı ve Harem Dairesi, Bir Liva Hükümet Konağı, 4229 hane, 1840 Dükkân, 31 Mağaza, 76 Kereste vs. Ambarı, 8 Han, 12 Hamam, 34 Kahvehane, 28 Değirmen, 6 Pirinç Dingi, 24 Bulgur Dingi, 36 Fırın, 159 Ahır, 288 Arasa, 2 Bekçi Odası, 2 Samanlık, 1 Balıklı Gusülhanesi, 12 Bezirhane, 4 Meyhane, 2 Salahane, 1 Kireçhane, 1 Midmanhane (Kefalet Sandığı), 2 Sabunhane, 2 Direkhane, 1 Menzilhane, 1 Pastahane, 1 Casshane (Alçıhane), 7 Karakol, 29 Dabakhane, 4 DabakhaneOdası, 1 Haşırhane, 1 Bardak Atölyesi, 2 Patrikhane, 1 EskiTımarhane, 1 Muvakithane, 1 Su Terazisi, 1 Su Hayrathanesi, 15 Hanifi Camii Şerifi, 4 Şafii Camii Şerifi, 2 Cami Arsası, 30 Mescid-i Şerif, 11 Türbe-i Şerife, 1 Darülkurra, 5 Tekke, 6 Medrese, 1 Rüşdiye Mektebi, 11 İslam Mektebi, 3 Ermeni Mektebi, 1 Protestan Mektebi, 1 Rum Mektebi, 1 Rum Katolik Mektebi, 1 Keldani Mektebi, 1 Süryani Mektebi, 1 Yahudi Mektebi, 1 Zaptiye Merkezi, 1 Polis ve Redif Deposu, 8 Kale Kapısı, 167 Kale Mazgalları (Burç Odaları), 13 Kilise, 1 Yahudi Havrası, 9 Böceklik, 11 Kasr, 149 Tarla, 308 Bahçe, 22 Kavaklık, 85 Buz Gölü, 17 Buzhane, 24 Bostan, 7 Bağ, 1 Bakır Ayölyesi, 1 Gümrük Hanı, 8 İslam Kabristanı,4 Hıristiyan Mezarlığı, 1 Yahudi Mezarlığı, Dicle Kenarında 2 Odun İskelesi olup Toplam Sekizbindoksandokuz (8099) Muskalat ve Arazi mevcut olduğunu göstermiştir.
Editör: TE Bilisim