Diyarbakırlı şarkıcı ve yönetmen Mahsun Kırmızıgül, geçtiğimiz günlerde üvey annesini de kaybetmiş ve onun da cenazesine yetişememişti. Ünlü sanatçı ilk olarak üvey annesi Zühre Bazencir’in mezarında dua etti, ardından Diyarbakır’ın Hani ilçesine giderek annesi Faike Arık’ın mezarını ziyaret etti.
Son olarak İstanbul’a dönen Kırmızıgül, kızı Lavin ile birlikte çoklu organ yetmezliğinden dolayı 2 Mart'ta hayatını kaybeden usta sanatçı Edip Akbayram’ın mezarını ziyaret etti.
"O, BENİM İDOLÜMDÜ"
O anları sosyal medya hesabında paylaşan Mahsun Kırmızıgül şu ifadeleri kullandı:
"İstanbul’a gelir gelmez, kızım Lavin’le birlikte ayaklarım beni doğrudan Edip Akbayram’ın mezarına götürdü. Yüreğimde koca bir ağırlık vardı. Çiçekleri mezarının üzerine bırakırken içimde bir şeyler koptu. Çünkü ben, en sevdiğim insanın, ustamın, ağabeyimin cenazesine yetişememiştim. O, benim için sadece ilk dinlediğim, ilk şarkısının ezberlediğim sanatçı değildi. O, benim idolümdü."
GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
"Gözlerimi kapadım, bir anda 6-7 yaşındaki halime gittim. O yaşlarda kulağıma çalınan sesi, içimde filizlenen hayranlığı hatırladım. O sesi ilk duyduğum anki heyecanı, onun şarkılarıyla büyüdüğüm yıllara gittim. Edip Ağabey, insana değer verirdi. Onurlu, vicdanlı, merhametliydi. O, sadece büyük bir sanatçı değil, aynı zamanda çok iyi bir baba, çok iyi bir dedeydi. Bugün mezarı başında bir kez daha anladım: O, benim kalbime dokunan, hayatıma yön veren en özel insanlardan biriydi" ifadelerini kullanan Kırmızıgül gözyaşlarını tutamadığını söyledi.
Kırmızıgül paylaşımını şu sözlerle tamamladı:
"Yanımda duran kızım Lavin, gözyaşlarıma anlam veremedi. Küçük elleriyle elimi tuttu ve masum bir sesle sordu: 'Baba, neden ağlıyorsun? Onu çok mu seviyorsun?' O an boğazım düğümlendi. Kızıma baktım ve derin bir nefes alarak ona Edip baba ile aramdaki hikayeyi baştan sona anlattım. Kim olduğunu, hayatımda nasıl bir iz bıraktığını, neden onun yokluğunun içimde kocaman bir boşluk olduğunu söyledim. Lavin, gözlerimin içine bakarken sanki o da hissetti acımı. Gözleri dolarak bana sarıldı.
Bugün, bir kez daha anladım ki bazı insanlar ölmez. Onlar, sadece bu dünyadan göçer ama kalplerde, hatıralarda, şarkılarda, dualarda yaşamaya devam eder. Edip Ağabey de öyle biri… Ve ben, hayatımın sonuna kadar onu böyle anmaya, eserlerini okumaya, onun adını yüreğimde taşımaya devam edeceğim.
Ruhun şad olsun, güzel insan… Güle güle benim Edip abim…”