Tunceli’de 5 Ocak günü kaldığı yurttan çıktıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Munzur Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Gülistan Doku’yu arama çalışmaları sürerken, Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı, Doku ailesinin başvurusu üzerine Tunceli’ye 11 kadından oluşan bir heyet göndererek, olaya ilişkin inceleme ve tespitlerde bulundu. Tunceli Barosu, Tunceli Valiliği, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı, Munzur Üniversitesi Rektörü ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştiren heyet, yaptığı inceleme ve tespitlere ilişkin bir rapor hazırladı. Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı, hazırladığı raporu düzenlediği basın açıklamasıyla kamuoyu ile paylaştı. Raporda, özetle şu izlenim ve tespitlere yer verildi: “Gülistan’ ın bulunmasına ilişkin yürütülen soruşturmanın sadece intihar ihtimali üzerinden yürütülmesi yargısından vazgeçilip, öldürülme, zorla kaybedilme, hürriyetinden yoksun bırakılmış olma ihtimallerinin de ön planda tutularak buna göre tahkikata devam edilmesi gerekmektedir. Ayrıca Gülistan’ın intihar etmiş olma ihtimalinin değerlendirilmesi halinde TCK 84’ te düzenlenen intihara yönlendirme başlıklı suçun “Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmü gereği bu suça ilişkin delillerin de toplanması gerekmektedir. Soruşturma işlemlerinin, soruşturma dosyasının birincil şüphelilerinden Zainal Abarokov’un babasının görev yaptığı Asayiş Şube tarafından yürütülüyor olması, etkin bir soruşturma yürütülmediğine ilişkin şaibelere neden olmaktadır. Bu nedenle soruşturmanın Asayiş Şube’ den alınarak tarafsız ve bağımsız bir birim veya kurum tarafından yürütülmesinin sağlanması gerekmektedir. Soruşturma dosyasında toplanması elzem olan bazı delillerin toplanmamış olması soruşturmanın sıhhatli biçimde ilerlemesini engellemektedir. Zainal Abarokov’un telefonu ve teknik cihazlarında arama ve el koyma işlemi yapılmamış olması, aralarında geçen konuşmalara dair sadece kişinin kendi rızası ile vermiş olduğu WhatsApp yazışmalarının dosyada bulunması bu soruşturmanın esas olarak intihar ekseninde yoğunlaşmasının başat faktörüdür. Oysa intihara yönlendirme suçu açısından bir değerlendirmenin yapılabilmesi için telefon ve teknik cihazlardan elde edilebilecek deliller hayati bir öneme sahiptir. Soruşturma dosyasının içeriğine göre bir şahıs, sosyal medya üzerinden, Gülistan’ın zorla arabaya bindirilmeye çalıştığını gördüğünü ve emniyeti aradığını bildirmiştir. Dosya içeriğinde böyle bir emniyet kaydının olup olmadığına yönelik bilgi istenildiğine dair bir müzekkere bulunmamaktadır. Oysa böyle bir ihbar söz konusu ise vakit kaybetmeden 155 kayıtlarının istenilmesi ve belki de soruşturmanın başka bir minvalde sürdürülmesi gerekmektedir. Aramaların çoğunluğunun suda yapılıyor olması, olayın daha çok intihar ekseninde soruşturulduğunu göstermektedir. Kara aramalarının su aramalarına kıyasen sınırlı oluşu, her iki arama açısından da ekip ve teçhizatın eksikliği hatta bu sebeple suda aramanın sadece günde 4 saat yapılması yeterince etkili bir arama çalışmasının yapılamadığını göstermektedir. Munzur Üniversitesi’nin Sarısaltuk Viyadüğü (Dinar Köprüsü)’nü ve 1.900 metrelik kamerasız alanı gören bütün kameralarının ve kamera kayıt sisteminin TEKNİK BİR BİLİRKİŞİ HEYETİ aracılığı ile incelenmesi ve Gülistan DOKU ile Zainel ABAKAROV’un 05/01/2020 günü 11:00 sularında bir kafenin önünde konuştuğu görülen görüntülerinin iyileştirilip, dudak okuma yöntemi ile konuşmaların çözümünün yapılması gerekmektedir. Yetkilileri, Gülistan DOKU’nun sağ ve sağlıklı olarak bulunmasına ilişkin sorumluluğun bilinciyle ivedi olarak gerekli iş ve işlemleri yapmaya davet ediyoruz. Son yıllarda cinsel taciz, istismar ve kadın cinayetlerinin artış gösterdiği kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Biz kadın kurumları olarak bunları her defasında dile getirmeye ve mücadele etmeye çalışmaktayız. Özellikle bölgemizde son yıllarda yaşanan kaos ve savaş ortamı bir çok toplumsal sorunu da beraberinde getirmiştir. Kadın cinayetleri bunun en bariz göstergelerinden biridir. Kadın cinayetlerinin birçoğu bireysel silahlanma sonucu gerçekleşmekte ve bu silahlanma savaş politikalarının oluşturduğu bilinçle açığa çıkmaktadır. Tunceli, Şırnak, Hakkâri gibi demografik yapının değiştirilmeye çalışıldığı kentlerde bu vakalara sıkça rastlanmaktadır. Bunların ortadan kaldırılması gerektiğini buradan bir kez daha yineleyerek, Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı olarak Gülistan Doku bulunana dek olayın takipçisi olacağımızı bildiririz.”  Haber Merkezi
Editör: TE Bilisim