MÜCADELE HABER- Diyarbakır Barosu yaptığı açıklamada, Sur’da basın açıklaması yaparken çıkan çatışmada öldürülen eski Baro Başkanı Tahir Elçi’ nin faillerinin  şimdiye kadar bulunulmadığı anımsatılarak, “Her ne kadar yakın zamanda bir iddianame hazırlanmış ve mahkemeye sunulmuş ise de, hazırlanan iddianame hukuksal zeminden ve objektif perspektiften yoksun bir iddianamedir. 
Failleri tespit etmekten ziyade, gizlemeye ve aklamaya yöneliktir.  Bu hukuksuzluklar yetmezmiş gibi davanın nakli konusunda bazı girişimlerin olduğu da dava dosyasına yansımış durumda. Bu dava her nereye taşınırsa taşınsın, “gerçeği arayış” amacıyla yıllardır sürdürdüğümüz mücadeleyi aynı kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha yineliyor, yetkilileri davanın nakli konusundaki girişimlerden vazgeçmeye çağırıyoruz” denildi.


“Avukatlara Yönelik Tehditler ve Saldırılar Devam Ediyor”

Açıklamada, “Meslektaşlarımız, mesleki faaliyetlerini yürüttüğü sırada adliyede içerisinde, cezaevi girişlerinde, kolluk birimlerinde, duruşma salonlarında saldırı ve engellemelerle karşılaşmaktadır. Maalesef son bir yılda bu saldırı ve engellemeler artarak devam etmiştir. Diyarbakır Barosu olarak bu tür saldırılar karşısında meslektaşlarımız ile dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz. Meslektaşlarımız adliye içerisinde mesleki faaliyetlerinin bir parçası olarak hakim ve savcılara ulaşamamakta, bu talepleri sistematik bir şekilde geri çevrilmektedir. Savunma mesleğine karşı bu kem bakışı kabul etmiyoruz” ifadelerine yer verildi. 


“Avukatlar İş ve Faaliyet Alanlarının Daraltılması Nedeniyle Gittikçe Yoksullaşıyor”

“Kontrolsüz bir şekilde açılan hukuk fakülteleri, avukatların iş ve faaliyet alanlarının her geçen gün daraltılması, memleketin sosyo-ekonomik durumu avukatları yoksulluk ile karşı karşıya getirmiştir” denilen yazılı açıklamada şunlara yer verildi:
 “Her yıl hukuk fakültelerinden mezun olan binlerce meslektaşımız, ücretsiz ve güvencesiz bir yıllık stajdan sonra mesleğe başlamakta, büro kirası, SGK primleri ve diğer cari giderlerini ödemekte bile güçlük çekmektedir. CMK’daki zorunlu müdafilik hizmeti kapsamında yurttaşlara 24 saat kesintisiz hizmet karşılığında ödenen düşük ücretler, meslektaşlarımızın cari giderlerini bile karşılamamaktadır. Hakkın, hukukun, adaletin  ve insan haklarının savunucusu avukatları yoksullukla karşı karşıya getiren bu uygulamalara derhal son verilmelidir. Hukuk fakültelerine sınırlama getirilmeli, kontenjanlar düşürülmeli, mesleğimizin iş ve faaliyet alanlarını sınırlayan uygulamalardan vazgeçilmelidir.  
CMK ödemeleri mesleğin vakarına yakışır ve verilen emeğe uygun bir miktarda arttırılmalıdır. Vekaletname düzenleme yetkisi ve bir dizi basit sözleşmeleri düzenleme konusunda avukatlara yetki verilmelidir. Yakın zamanda bazı dava çeşitlerinde avukatlık hizmeti için ödenen KDV oranının yüzde sekize düşürülmesi önemli bir gelişme olmakla birlikte eksiktir. Bu oran belirli dava çeşitleri için değil bütün avukatlık hizmetleri için de uygulanmalıdır. Böylesi  bir iyileştirme avukatların geçim sıkıntısını kısmen de olsa hafifletecektir.”


“Adliye Binasının Yapımına  Bir An Önce Başlanmalıdır”

Diyarbakır Barosu’nun açıklamasında, “Diyarbakır’da şu anda adliye hizmetleri 6 ayrı yerde yürütülmektedir. Birbirine uzak mesafeler ile konumlanmış olan bu merkezlerde yürütülmeye çalışılan adliye hizmeti, mesleki faaliyetlerimizi sürdürme konusunda önemli güçlükler yaratmakta ve zaman kayıplarına yol açmaktadır. Başta Sayın Adalet Bakanı olmak üzere yetkilileri bu konuda eyleme davet ediyoruz. Diyarbakır’da bir an önce yeni ve modern bir adliye binası inşa edilmelidir.     


“ İnfaz Düzenlemesi Eşitlikçi  Bir Yaklaşımla Ele Alınmalıdır”

Açıklamada, “TBMM’nin gündeminde şu anda bazı suç kategorilerine ilişkin olarak bir infaz düzenlemesi bulunmaktadır. 
Bu düzenlemenin, yargı sisteminin yarattığı en önemli mağdur kesimi olan politik mahpusları kapsam dışı bırakması eşitlik, adalet ve gelecek adına kaygı vericidir. Virüs salgınının en büyük risk grubu, sağlıklı beslenme ve hijyen imkanının olmadığı, doktorlara erişimin son derece kısıtlı olduğu, kalabalık nedeniyle izolasyonun sağlanamadığı hapishanelerdir. Bu nedenlerle mevcut düzenleme tüm mahpusları kapsayacak şekilde genişletilmelidir” denildi.    

 

Editör: TE Bilisim