MÜCADELE HABER- “Kayyum yönetimindeki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin 2017-2018 döneminde belediye ve halk otobüslerinin parasının aktarıldığı havuzdan 5,5 milyon liralık yolsuzluğun yapıldığını Mülkiye müfettişlerinin raporu ile ortaya çıkmış, ve nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla dava açıldığına dair kamuoyuna bilgi verilmişti” diyen Başkan Bozan, “Atanan kayyumlar kendi başlarına buyruk devlet başkanı ve belediyeleri babalarının çiftliği gibi yönetiyorlar. Ne hesap soran var ne denetleyebilen var? Elbette istisnalar vardır onları hariç tutuyorum” dedi.

 

 Bağımsız yapılacak incelemelerden daha çok yolsuzlukların ortaya çıkarılacağına inandıklarını öne süren Başkan Bozan,  “Tabi bu daha, buzdağının görünen ucu. İşin garip tarafı yolsuzluk haberleri sadece Diyarbakır’dan çıkmıyor, Mardin Siirt ve diğer birçok il ve ilçelerde benzer haberleri medyada görmek mümkün. Milletin oylarıyla seçilmiş Belediye Başkanları, çeşitli iddialarla görevden alınıp tutuklu yargılanırken, Kayyum ve diğer Belediyelerde ortaya çıkan bunca yolsuzluk haberlerine rağmen neden hiç birinin tutuklu olarak yargılanmadığını da soruyoruz?” dedi.

 

“HEPİMİZ SUÇLUYUZ”

Kayyumların atandığı bazı belediyelerde yapılan yolsuzluklarda herkesin suçlu olduğunu iddia eden Başkan Bozan özetle şu iddialarda bulundu:

 

“Yalnız yolsuzluk yapanlar mı suçlu? Elbette hayır. Biz toplum olarak nasıl bu hale geldik sorgulamak zorundayız? Bozulma ve yozlaşmanın bir zincir haline geldiğini görüyoruz.Bunları bu görevlere atayanlar, partinin il ve ilçe teşkilatları, yanlışlara göz yumanlar ve denetlemeyenler suçlu değil mi? Bunlara, seçim meydanlarında alkış tutan, destek veren, kapı kapı oy toplayan, gece namazlarında duaya çağıran ve fetih surelerini alet edenler,  kendilerine İslami Stk'lar denilen, vakıf, cemaat, hoca, şeyh ve kanaat önderleri suçlu değil mi? Vaaz kürsülerinde bir cüzdanın, bir cep telefonunu çalmanın günahından bahseden hocalar, alimler, vaizler, şeyhler, bu büyük vurgunlardan neden bahsetmez? Bu kravatlı hırsızların önünde el pençe dururken, vatandaştan onlar için oy isterken, bunların yaptıklarına ortak değiller mi? Muhafazakarlar bu çalma, çırpma ve rüşvet düzeninin devam etmesinin suç ortakları değiller mi? Basın yayın mensupları ve sahipleri, suçlu değil mi? Yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma, haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlikleri gördükleri veya duydukları halde, gerekli inceleme ve soruşturmaları yapmayan yargı mensupları ve mülki amirler suçlu değil mi? Çıraklıktan ustalığa kadar bu zihniyete oy vererek önlerini açan, yetki veren, güçlerine güç katan ve onları palazlandıran vatandaşlar, suçlu değil mi? Evet, sen, ben, biz hepimiz suçluyuz.Kamu idaresinin halka yönelik bütün işlemlerinin şeffaf ve denetlenebilir olması, hesap verebilirliğin sağlanması, her türlü kamu yolsuzluğunun önlenmesi için şarttır.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim