Ekrem Sunar Bir kentin marka şehir olabilmesi o kentin sosyal, kültürel, sanatsal, turizm ve ekonomik olarak gelişmişlik düzeyiyle ölçülebilir. Yine kente yapılan yatırımlar, verilen hizmetler, uygulanan projelerle bir kent markalaşabilir. Marka kent; kentin algısını iyi yönetmek, kente imaj ve kimlik kazandırmaktır. Unutulmamalıdır: ‘Amed’, ‘Diyarbekir’ ya da ‘Diyarbakır’ adı dünyada uygarlıklara beşiklik eden ender bir kenttir; dolayısıyla başlı başına bir markadır. Böylesine önemli bir potansiyele sahip olan Diyarbakır için bundan sonra hedef; kentin ekolojik dokusuna, mimarı yapısına uygun projelerle bir ‘dünya şehri’ haline getirmek olmalıdır. Ama önce Diyarbakır kent merkezini mezbelelikten kurtarmamız gerekiyor. Daha önceki bir yazımda da değinmiştim. Kaldırımların işgali, Özellikle de tarihi mekanların çevresindeki seyyar çiğerciler, Kulak zarlarını patlatırcasına kaldırımlarda bağıran işportacılar. Daha da önemlisi kentin genel temizliği ve trafiğidir. Ne yazık ki, bu sorunlar üzerinde istenilen bir denetimi sağlayamıyoruz. Asıl mesele basit, ama kentin görünüm imajını derinden yaralayan bu sorunların kentte yaşayan biz bireyler eliyle yaratılmış olmasıdır. Ve sorunların belediyelerin asli görevi olarak kabul görülmesidir. Aslına bakılırsa sorun, kentte yaşayan herkesin sorunudur. Bilinmelidir ki, belediyede ciddi bir gider olarak ilk sırada temizlik geliyor. Harcanan bu paralar, bizim paramız. Bu masrafı kısarsak farklı hizmetlerde sunabiliriz. Dolayısıyla toplumsal olarak bilinçlenmemiz ve kentimize sahip çıkmamız gerekiyor. Gerekirse Sivil Toplum Kuruluşlarla (STK) seminerler ve halk toplantıları düzenlemeliyiz. Kapı kapı dolaşıp insanların kente sahip çıkmalarını istemeliyiz. Yerel yönetimlerce verilen hizmetler yeterli görülmese de, son yıllarda kente bir nebze de olsa imaj kazandırılmış, marka kent olmasının önü açılmıştır. Diyarbakır’ı bir ‘dünya şehri’ haline getirmek birey olarak bizim de görevimiz olmalıdır. Yarattığımız tüm değerleri koruma ve bu değerleri daha da büyütmek önemlidir. Bu konuda uğraş veren kurum ve kuruluşlarla birlikte çıtayı yükseltmeliyiz
Editör: TE Bilisim