Devrim AKTÜRK

MÜCADELE HABER- Sur Belediyesi, geçen yıl UNESCO koruması altında bulunan sit alanındaki sekiz mahallede tespit ettiği ve bir kısmı geleneksel mimari ile yapılan 40 evin ‘metruk’ olduğuna karar vererek yıkımı için çalışma başlattı. 17 Mayıs’ta düzenlenen ihalenin ardından yıkım işlemi başlarken, yıkım, ‘genel güvenlik ve asayiş bakımından tehlike arz ettiği” gerekçe gösterilerek İmar Kanunu’nun 39. maddesine dayandırıldı. Ancak Diyarbakır Mimarlar Odası, sit alanında bulunan yapıların bu gerekçe ile yıkılamayacağını, bu alanda 2863 sayılı yasanın geçerli olduğunu ve yıkımların bu yasaya aykırı olduğunu belirterek tepki gösterdi.

 

Yıkıma Sur’da yaptıkları basın açıklamasıyla tepki gösteren Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Ferit Kahraman, özetle şöyle konuştu:

 

“2016 yılından bugüne devam eden tarihi ve kültürel yapıların tahribi ne yazık ki halen devam etmektedir. Sur Belediyesince kentsel sit alanı içerisinde kalan farklı mahallelerinde bulunan 63 Adet yapıya ilişkin ''Genel güvenlik ve asayiş bakımından tehlike arz ettiği gerekçesi ile" yıkım kararı alınmış ve yıkım işlemlerine başlanmıştır.

 

Öncelikli olarak miras alanının tek başına bir parçadan oluşmadığını, bulunduğu çevre ile bir bütün olduğunu ve bu yıkımlar sonucu kayda alınmamış tescile değer yapıların ve özgün sokak dokusunun yok edildiğini vurgulamak istiyoruz.  Miras alanında yürütülen çalışmalar için Kültürel Etki Değerlendirme Raporlarının hazırlanması ve sonuçlarının değerlendirilmesi bir zorunluluktur. Ayrıca daha önceki çağrı ve uyarılardan da anlaşıldığı gibi Miras Komitesinin bilgilendirilmesi ve onayının alınması süreçlerinin işletilmediği ve dolayısıyla yıkımların miras alanı üzerinde geri dönülemez tahribatlar yaratacağı açıktır. Kentin tarihsel dokusunu ve bütünlüğünü bozan yıkımların durdurulması ve onarım, restorasyon karar süreçlerinin işletilmesi önem arz etmektedir. Zira kentsel sit alanı içerisinde yapılan yıkımlardan sonra yapılan yeni yapıların geleneksel sivil mimari örneklerden çok uzak olduğu ve yıkımlar sonrası alanlarda oluşan doluluk/boşluk oranlarındaki tutarsızlıkların kentsel doku üzerinde olumsuz etkiler yarattığı ortadadır. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafında Dünya Mirası olarak tescillenen alanın tampon bölgesi ve Kentsel Sit Alanı olan Suriçi'nde yürütülen bütün çalışmalarda korumacı kültürden uzak, yıkan ve yok eden yaklaşımlardan vazgeçilmelidir.  Var olmasının amacı tarihi, kültürü, sanatı koruma ve gelecek nesillere aktarma olan kurumlara ve kişilere görevlerini hatırlatıyor, sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.Bu kent hepimizin ve tüm insanlığın ortak mirasıdır, sahip çıkalım!”

 

Öte yandan  Konuyla ilgili konuşan Diyarbakır Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Selma Aslan da, söz konusu 40 evden 12’sinin yıkıldığını ve yıkım işleminin devam ettiğini belirterek, “Koruma kurulundan izin alınıp alınmadığını da bilmiyoruz. Kurula başvurduk, kuruldan yazılı bir yanıt bekliyoruz. Sonuç alamazsak olayı yargıya taşıyacağız” dedi.

Editör: TE Bilisim