MÜCADELE HABER- HDP, Türkiye’deki demokratik toplumsal kesimleri bir araya getirmek amacıyla 1 Haziran’da başlattığı ‘Demokratik Mücadele Programı’ sonucunda Barışa Çağrı Deklarasyonu’nu 1 Eylül Dünya Barış Günü öncesi açıkladı.  Deklarasyon, Eş Genel Başkanlar Pervin Buldan ve Mithat Sancar tarafından Meclis’te düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyu ile paylaşıldı. Açıklamada partili milletvekilleri de yer aldı.

 

İlk sözü alan Pervin Buldan, 1 Haziran günü İstanbul'da Demokratik Tutum Belgesi açıkladıklarını hatırlatarak, "3 aşamadan oluşan ve 3 ay devam eden Demokratik Mücadele Programı’nı başlatmıştık. Hakkâri ve Edirne’den Ankara’ya yürüyüş kollarıyla, halk toplantılarıyla, farklı inanç grupları söyleşileriyle, sivil toplum kuruluşları ziyaretleriyle Türkiye’nin dört bir yanında emekçi halklarımızla buluştuk; kadınlarla ve gençlerle bir araya geldik, çevreye ve doğaya yönelik tahribatlara karşı omuz omuza yürüdük. Ekmeğimizi, aşımızı, işimizi ve geleceğimizi yok edenlere, kimliklerimizi ve kültürlerimizi yok sayanlara karşı çözüm arayışlarımızı ortaklaştırdık. Halklarımız bir kez daha barış, eşitlik, adalet ve özgürlük mücadelesinin gerçek sahibi olduklarını göstererek umudumuzu ve kararlılığımızı tazelediler, büyüttüler, bize rehberlik ettiler" dedi.

 

Eş Genel Başkanlar özetle şu iddialarda bulundu:

 

"Türkiye bugün derin bir toplumsal, siyasal ve ekonomik kriz yaşamaktadır. Toplumun iş, aş ve gelecek kaygısı hiç olmadığı kadar yüksektir. Ne yazık ki, işsizlik ve yoksulluk artmakta, ekonomik dengeler bozulmakta, demokratik tüm değerler aşınmakta ve yok olmaktadır. Kadınlara yönelik şiddet ve saldırılar çok ciddi boyutlara ulaşmıştır. 

 

Ancak halkımız bu duruma rıza göstermemekte, bu dayatmalara boyun eğmemektedir. Mevcut gidişattan rahatsızdır ve nefes almak istemektedir. 

 

Türkiye halklarına bu vesileyle bir kez daha soruyoruz: Yaklaşık yüz yıl önce temelleri atılan Cumhuriyet, böylesine uygun iklim ve zengin topraklar üzerinde kurulurken, fakirliğin, işsizliğin, dışa bağımlı ekonominin girdabından kurtulmak mümkün değil midir? Bizim cevabımız açıktır: Elbette mümkündür. Ancak bunun için kutuplaşmaya değil kucaklaşmaya, kavgaya değil barışmaya, gerginliğe değil uzlaşmaya ve diplomasiye, savaşa ve çatışmaya değil barışa, diyalog ve müzakere yoluyla sorunları sulh içinde çözmeye ihtiyacımız var. Suya hasret topraklar misali ülkemiz barış politikalarına hasrettir. Halk, siyasal aktörlerden barışı, demokrasiyi, özgürlükleri, toplumsal adaleti inşa etmelerini beklemektedir.”

 

Bu arada HDP, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Diyarbakır, İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Van, İzmir ve Urfa’da Türkiye tarihinin en büyük insan zincirlerinin oluşturulacağını açıkladı. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim