Ekrem Sunar Çeşitli kaynaklardan sağlanan destekle yürütülen projelerle, Diyarbakır’ın ülke ve dünya turizm sektöründe 'yıldızı parlayan bir marka' şehir olması hedefleniyor. Bu bağlamda kentin sahip olduğu tarihi ve kültürel mirasların turizme kazandırılmasına yönelik yürütülen proje çalışmalarına Diyarbakır Valiliği de yoğun bir tanıtım proğramıyla destek sunuyor. Dünyanın sayılı büyük açık hava müzesi durumunda olan İçkale'deki tarihi mekanlarda yürütülmekte olan onarım çalışmalarıyla çevre düzenlemelerinde sona yaklaşılırken, Diyarbakır Valiliği de bu tarihi mekanların tanıtımı konusunda boş durmuyor. Daha önce hazırlattığı‘‘Suzan Suzi’ türküsü eşliğindeki tanıtım klibiyle Diyarbakır’ın tarihi ve kültürel dokusunu sosyal medya aracılığıyla yüzbinlere ulaştıran Diyarbakır Valiliği, geride bıraktığımız yıllarda Diyarbakır’ın İnanç turizmini ön plana çıkaran bir tanıtım klibi daha hazırlamıştı. Kalkınma Bakanlığıyla Diyanet İşleri Başkanlığının katkılarıyla hazırlanan ve On Gözlü Köprü, Zülkifl ile Elyesa Peygamberlerin Eğil ilçesindeki kabirleri. Nebi Harun ve Nebi Ömer türbeleri, Evli beden, Yedi Kardeş burçları, Mesudiye medresesi, Ulu Cami, Fatih Paşa, Hz. Süleyman Camii ve camideki 27 sahabe türbesiyle, Dört ayaklı ve Kokulu minare olarak bilinen Parlı camii minaresi gibi önemli dini mekanların tanıtıldığı “Peygamberler Diyarı Diyarbakır” isimli klip de sosyal paylaşım sitelerinde izleme rekorları kırıyor. Turizm sektöründe yıllardır ihmal edilen Diyarbakır’ın tanıtımı için son bir-iki yıldır yoğun bir çalışma yürütülüyor. Bir yandan tarihi yapılarda onarım çalışmaları sürdürülürken, diğer yandan da bu eserlerin tanıtımına ilişkin projeler geliştiriliyor. Tüm bu çalışmalara öncülük eden edenler, “Kat edilmesi gereken daha çok yolumuz var” diyerek, Diyarbakır’ın gerek ülke, gerekse dünya turizminde hak ettiği yere geleceğinden umutlu görünüyorlar. Bu nedenle diyoruzki; -“Diyarbakır sahabeler ve peygamberler şehridir. Anadoluya rahmet kapıları bu kentten açılmıştır. Günümüzde 5. Harem’i şerif olarak bilinen Ulucami’de 639’lu yıllarda ilk ezan okunarak Diyarbakırlılar İslamla buluştu. O tarihten bu yana bu coğrafyada kesintisiz İslam hizmetleri veriliyor. Mekke ve Medine’den sonra da en çok şehit sahabe mezarının bulunduğu bir kentiz. Bu nedenle Diyarbakır’ı dilimiz döndükçe dünya aleme anlatmak zorundayız.” Sadece dilimizle anlatmak yetmiyor. Yürütülen tanıtım projelerine, biz Diyarbekirliler olarak beynimizle, tüm gövdemizle, gücümüzle destek vermek zorundayız. Kaldı ki, Diyarbakır sahip olduğu peygamber kabirleriyle, şehit sahabe türbeleriyle, camileriyle, ibadethaneleriyle, kiliseleriyle, hanlarıyla, hamamlarıyla, çeşmeleriyle, surlarıyla, iç kalesiyle, on gözlü köprüsüyle ve de Hevsel bahçeleriyle zaten başlı başına açık müze görünümünde bulunuyor. Gelin bu görünümü dünyanın açık müzesine dönüştürmeye çalışanlara omuz verelim. Yük ağır, ama zor değil. Bir şey kaybetmeyiz. İnanın çok şey kazanacağız.
Editör: TE Bilisim